Böylece ağlayan bebeğin bir ihtiyacı olduğunu anlar onun ihtiyaçlarından doğan sıkıntılarını giderebiliriz.. Oysa bebeklik döneminden çıkmış çocuklarımızın isteklerini hala ağlayarak belirtmeleri biz yetişkinlerin çocuğa hatalı bir yaklaşım sergilediğimizin göstergesidir.
Çünkü sağlıklı gelişim sergileyen bir çocuğun konuşmaya başladıktan sonra, isteklerini konuşarak bildirmesi gerekir. Çocukların ağlamaları karşısında takındığımız tutum onların konuşarak mı yoksa ağlayarak mı kendini ifade etmesini öğrenmesi açısından son derece belirleyicidir. Çocuğun bir isteğini yapmadığımızda ağlamaya başlıyor ve daha sonra o isteğini yapıyorsak çocuğa “senin isteğini yapmam için ağlaman gerekiyor” mesajını vermiş oluruz. Bu duruma alışan çocuk da tüm isteklerini ağlayarak yaptırır çünkü ona böyle davranması gerektiğini yanlışta olsa biz öğretmiş olmaktayız
Yetişkinler çocuklarının isteklerini ya hemen kabul edecekler ya da hiçbir şekilde kabul etmeyeceklerdir. Bir gün izin verdiğimizi bir başka gün sınırlamamız, ya da birimizin hayır olmaz dediğine diğerimiz evet diyorsa bu davranışımız onun kafasını daha çok karıştırmış olmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Çocuklar ne kadar ağlarsa ağlasınlar, kararımızdan dönmemeliyiz. Ancak bu şekilde çocuğumuzun ağlamalarını önlemiş oluruz. Onun duygusal gelişimi için bu şarttır. Çocuklarda “ne yaparsam yapayım, anne ve babamı kararından vazgeçiremem” düşüncesini oluşturmalıyız. Bu durum çocuğun istenmeyen bir davranışı durdurulduğunda olduğu gibi alışveriş, beslenme, anne babanın arkasından ağlama, sahiplenme isteği, fizyolojik ihtiyaçları gibi tüm beklenti durumlarında geçerlidir. İsteği yerine gelmeyen çocuk ağlamaya başlıyor ve ‘Hadi bu seferlik isteğini yapayımda sussun diyorsak çocuğumuza gözyaşının gücünü kullanmayı ve isteklerini ağlayarak yaptırmayı öğretmiş oluruz.. Bu durum daha sonralarıda kesinlikle devam edecektir. Bu durum ağlamalardan daha da önemlisi kendisini güvende hissetmesini zedeleyecektir.
Bu yanlış tutumun değişmesi için çocuğun rahat bir anında isteklerini ağlayarak belirttiğinde seni anlayamıyorum, oysa konuşarak isteğinde rahatça anlıyorum diye belirtmeliyiz. Eğer yapabileceğim bir şey ise hemen yapacağım ama yapılmayacak bir şey se ağlasanda yapmayacağım gibi konuşmalar ağlama krizleri giderme açısından çok fayda sağlayacaktır. Fakat o güne dek ağlayarak her isteğini gerçekleştirmeye alışan çocuğumuz bu sözlerimizin kesinliğini anlayana dek bizi birkaç kez test edecektir. Konuşarak isteklerini belirttiğinde aferin senin konuşarak istemeyi başarabileceğini biliyordum diyerek onu motive edici konuşmalar yapmanız bu davranışını onun yanında başkalarıyla da paylaşmamış davranış kazandırmada çok fayda sağlayacaktır. Tabi bu davranışı çocuğun çevresindeki herkesin yapması, ağlama davranışına karşı herkesin aynı yaklaşımı göstermesi gerekmektedir. Bizlerin bu konudaki tutarlı ve kararlı oluşu çocuğumuzun ağlayarak isteklerini yaptırmasını önleyecektir.
Ayrıca ağlayan çocuğa “ağlama” deme ya da ağladığında ilgi gösterme, kucağa alıp ‘Ne oldu sana, gel bakayım, kim ne dedi sana, kim kızdı sana, ağlama sen, ben kızarım onlara vb.’ şeklinde sözler söylenmesi yine çocuğun ağlamasını pekiştirir, isteklerini ağlayarak yaptırmayı öğretir.