Coğrafİ keşifler olarak adlandırdığımız Batı Avrupalı kaşiflerin dönem itibari ile zengin doğu kaynaklarına aracısız bir şekilde ulaşma arzusu ile ortaya çıkmıştır. Bu keşiflerin başarıya ulaşmasının en güçlü sebebi Avrupalılar tarafından pusulanın kullanılmaya başlanmasıdır. Bu sürece kadar pusulasız yola çıkan gemiler Atlas okyanusunun derinliklerinde rotasız halde kaybolmaktaydılar. Pusula onların yönlerinin belirlenmesinde önemli bir yol haritası oldu. Bahsettiğimiz zaman dilimi 15.yy sonlarından 16.yy'ın ortalarına kadar gecen süreçtir. Batılıların coğrafi bilgi birikimi, yetenekli denizcilerin yetişmesi, gemicilik alanında geliştirilen yeni tekniklerle okyanusların güçlü sularına dayanabilecek gemilerin inşa edilmesi ve Portekiz, İspanya, İngiltere ve Fransa krallarının bu maceracı kaşiflere ekonomik destek sağlaması ile coğrafi keşiflerin fitili ateşlenmiş oldu.
1487 yılında Bartelmi Diaz üç kez gidip geri dönmesinin ardından Afrika kıtasının batı ucunu dolaşarak en güneye Ümit Burnu'na ( fırtınalar burnu ) ulaşmıştır. 1498 yılında Vasco do Gama Ümit Burnu'nu dolaşarak ilk defa Hindistan'a ulaşmayı başarmıştır. 1519 senesinde Macellan sürekli batı istikametine gidildiğinde başlangıç noktasına dönebileceğini iddia etmiştir. Yolculuğu Filipinler'de yerliler ile giriştiği çatışmada onun için son bulmuştur. Burada yaralanıp ölmüştür. Onun seferini yardımcısı Del Kano tamamlamayı başarmıştır. Bu başarı ile dünyanın yuvarlak olduğu iddiası ispatlanmış oldu. Skolastik düşünceye sahip olan kilise görüşleri burada büyük darbe aldı çünkü kilise dünyanın düz olduğunu ve görünen son noktaya gelindiğinde boşluğa düşüleceği, şimdiye kadar pusulasız kaybolanların bu boşlukta ortadan kaybolduğunu savunmaktaydılar.
Kristof colomb 1492 yılında bahama adalarına ulaştı ve Amerika kıtasına ayak bastı ancak buranın yeni bir kıta olduğunsan habersizdi. Burayı Hindistan toprakları zannetmiştir. İspanya'ya döndüğünde yanında çok miktarda altın, gümüş, domates, patates, kahve ve tütün getirmiştir. 7 haftalık bir yolculuk ile Hindistan'a gidilemeyeceğini savunan Amerkano Vecpuçi 1502 de kendisi bir sefere çıkar ve kendi adının verildiği Amerika kıtasını keşfeder.
Coğrafi keşifler batı dünyası için yeni bir dönemin başlangıcı olurken maalesef Meksika'daki Aztekler'in Peru'daki İnka'ların sonlarını getirmiştir. Acımasız batı toplumunun yüzünü yakinen tanımış oldular. Kilise bu keşifleri fırsata çevirdi ve yeni keşfedilen yerlere Hristiyanlığı yaymak için misyonerler gönderildi. Altın ve gümüş Avrupa'ya taşındı ve Avrupa'nın geçim kaynağı toprak olmaktan çıkıp ticaret ile uğraşan bir toplum yapısına dönüştü. Sanatçıların ekonomik olarak zengin kitleler tarafından desteklenmesi ile Reform ve Rönesans'ın ateşlenmesine sebep oldu.
Osmanlı yönünden bu gelişmelere baktığımızda, Akdeniz limanları önemini kaybetmiştir. Bu Osmanlı devleti için büyük ekonomik kayıp demekti. Bu sebep ile Kanuni Sultan Süleyman Akdeniz ticaretini canlandırmak için Fransa'ya kapitülasyon vermiştir. Bu dönemde Hindistan'a 4 sefer düzenlenmiş ve buradaki Portekiz varlığı kovulmaya çalışılmıştır. Sokollu Mehmet Paşa döneminde ise Don-Volga ve Süveyş kanalları projeleri tasarlanmıştır. Kısacası coğrafi keşifler Osmanlı ekonomisine doğrudan darbe vurmuştur.