Geçtiğimiz gün gazetede çay içip sohbet ederken muhabbeti geçmişti...
"Ben Silivri'de, yazı yazdığı için para kazanan tek köşe yazarıyım." demiştim de, Sevginar'la Renginar hep bir ağızdan "Sakın yazma, milleti iyice kudurtup başına sarma." diyerek kızmışlardı.
Şimdi yazmak farz oldu... Bir kere yazıp, bir daha hiç açılmamak üzere bu konuya nokta koymak.
Zira, CHP'nin geçen akşamki örgüt toplantısında, birisi kalkıp, hem de arkamdan, hem de ben orada yokken, "Parayla köşe yazan birileri..." diye bir cümle kurmuş.
Hayatımı uzun yıllar yazmaktan kazandım, hala da kazanıyorum evet...
Kimin ne kazandığında, nereden ev geçindirdiğinde gözü olanlar için söyleyeyim; sadece köşe yazarlığından değil, kitaplarımdan da, gölge yazarlıktan da, çeşitli mecralara yazdığım içeriklerden de, sosyal medyadaki yazılarımdan da para kazanıyorum.
30 yıllık ömrümün 15 yılını deliler gibi okumaya verdiğim için...
Binlerce kitabı hatmedip, hafta içi çalışıp, hafta sonları kendimi daha da geliştirmek için üniversitelere taşındığım için...
Kalemim ve yazma yeteneğim Allah vergisi bir yetenek olduğu için...
Silivri'nin tevazusuz en iyi kalemi olduğum için...
Her yazımla Silivri'nin en çok okunan iki-üç yazarından biri olduğum için...
Yıllardır bıkıp usanmadan her gün yazdığım için...
Gazeteciyim, köşe yazarıyım diye geçinen kimileri hatasız "Ali ata bak" yazamazken, bunları başardığım için...
Yazdığım her satırın, her harfin hakkını verdiğim için...
Ben hayatımı yazmaktan kazanıyorum.
Bunu da bir sanki karı satıyormuşum, dansöz oynatıyormuşum, öz kardeşimi üç kuruş için kazıklıyormuşum gibi bir utanç vesilesi değil, bir gurur kaynağı olarak söylüyorum.