23 Haziran sonuçlarını değerlendiren, özeleştiri ve çalışma önceliklerinin altını çizen Cumhur İttifakı Paydaşlarına seslenen Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz önemli mesajlar verdi.
23 Haziran İstanbul seçim tekrarının ardından MHP ve AK Parti teşkilatları temsilcileri, Volkan Yılmaz, Zafer Yalçın ve Mutlu Bozoğlu öncülüğünde Pazar kahvaltısında buluştu.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Silivri İlçe Başkanımız Zafer Yalçın'ın, Pazar sabahı Olta Restaurant'ta düzenlediği kahvaltıda Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz, AK Parti Silivri İlçe Başkanı Mutlu Bozoğlu, Cumhur İttifakı'nın paydaşları olan MHP ve AK Parti Silivri ilçe yöneticileri ve Cumhur İttifakı Belediye Meclis Üyeleri bir araya gelerek değerlendirmelerde bulunuldu. Ülkü Ocakları Başkanları da istişare toplantısına katıldılar.
Toplantıda, Cumhur İttifakı paydaşlarına seslenen Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz, önemli mesajlar verdi, yer yer 23 Haziran sonuçları hakkında öz eleştiride bulundu.
YILMAZ: DEVLETİMİZ, BAYRAĞIMIZ VE EZANIMIZ İÇİN BİRLİKTE MÜCADELE ETTİK
Yılmaz'ın ittifakın ortaya çıkış nedenlerine dayanarak günümüze kadar gelinen sürece yönelik konuşmasından satır başları şöyle: “Türk devletini sonsuza dek yaşatmak adına bir araya gelmiş Cumhur İttifakı'nın paydaşlarına kucak dolusu sevgi saygı sunuyor, her birinize hayırlı sabahlar diliyorum. Altı aylık yorucu bir seçim maratonu yaşadık. Gece gündüz demedik, ilk önce 31 Mart'ı, ondan sonra 23 Haziran'ı beraber göğüsledik. Et ve tırnak gibi devletimiz, bayrağımız ve ezanımız için birlikte mücadele ettik.
“BİR ARAYA GELME NEDENLERİMİZ İYİ SORGULANMALI”
Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi, ayrı siyasi parti hareketleridir. Liderleri ve teşkilatları var. Devletimizin birliği ve dirliği için kıyasıya mücadele ettiğimiz günler oldu. Seçimlerde karşı karşıya da geldik, ama siyasi geleceğimizi bir kenara bırakıp vatan ve milletimiz için çalıştık. Bir araya gelme nedenlerimiz iyi sorgulanmalı.
“ŞAHISLARIMIZI VE PARTİLERİMİZİ ÖNCELERSEK HATA YAPARIZ”
15 Temmuz 2016 yılı gecesini hep birlikte yaşadık. Ben İstanbul dışındaydım. O gece yaşananları uzun uzadıya anlatmamız gerekiyor. Kimler kimlerle kol kola girip tanklarla, uçaklarla gazi meclisini bombaladı. Kimler havai fişek gösterisi yaptı? Bir de omuz omuza verip o tankların üzerine yürüyenler vardı. Çıplak elleriyle o tankın namlusunu tutan hanımefendilerimiz vardı. O gece yaşananları iyi analiz etmezsek bugün ve bundan sonra yaşayacaklarımızı da doğru bir şekilde göremeyiz. Şahıslarımızı ve partilerimizi öncelersek hata yaparız.
“15 TEMMUZ'A KARŞI KOYAN CUMHUR İTTİFAKININ İRADESİYDİ”
15 Temmuz gecesinde o hain darbe girişimini kınıyorum. Amerika, İsrail, Avrupa ile hain işbirlikçileri buradaki uzantıları FETÖ Terör Örgütü ile Türkiye Cumhuriyeti devletini işgal etmek istendi. O günkü irade, bugünkü Cumhur İttifakı'nın iradesiydi. O gün esasında Cumhur İttifakı fiilen kurulmasa da, ruhen kurulmuştu.
15 Temmuz'dan sonra yaşananlar, MHP Liderinin Erdoğan'ın yanında olmasını açıklaması ve ondan sonra atılan adımlarla bu ittifak kuruldu.
MHP Lideri Bahçeli, bir konuşmasında Türkiye'nin tıkanmışlığını, ekonomik ve siyasi krizleriyle darbeleri barındıran, Kenan Evren'le birlikte daha da kötü duruma gelmiş Parlamenter Sistemin değiştirilmesine desteğini açıkladı. Türkiye'nin bugün yaşadıklarını, içeriden ve dışarıdan yapılan saldırılara karşı diz çöktürülmemesi için yeni bir yönetim anlayışına ihtiyacın olduğunu söyledi. Bir araya geldiler. Hatırlarsanız 18 maddelik bir anayasa değişikliği meclise götürüldü. 339 oyla Referandum kararı çıktı. 16 Nisan 2017 yılında Cumhur İttifakı'nın bugünkü paydaşları omuz omuza geldiler. Bu referandumda da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi oluru verildi.
24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde MHP lideri hesap kitap yapmadan, Türkiye'nin önünü açmak ve problemlerini aşabilmesi için aday çıkarmayacağını, “Bizim Cumhurbaşkanımız sayın Erdoğan'dır” dedi. Yine nefsini bir araya bıraktı, teşkilatlarının tepkisiyle karşılaşmayı göze alarak bu hamleyi yaptı. Akabinde sandığa gittik 52.6 gibi bir oranla sayın Erdoğan'ı Cumhurbaşkanı seçtik.
Yerel seçimlerde herhangi bir teknik veya yasal düzenleme olmamasına rağmen iki partinin lideri bir araya geldi, belli illerde aday çıkartmadı. Bunun fikri yine Genel Başkanımız Bahçeli'den geldi. Dedi ki, “İstanbul, Türkiye'nin lokomotifi, biz aday çıkartmıyoruz AK Parti'nin adayını destekliyoruz.” Diğer büyükşehirlerde de hiç pazarlık yapmadan benzer jestler yapıldı. Diğer partilerde yaşananları hepimiz biliyoruz.
“MAKAM MERAKLISI DEĞİLİZ, TAMAMEN ÜLKENİN İÇİNDE ÇIKAN SIKINTILI DURUMU AŞMAK İÇİN BİZE VERİLEN BİR GÖREVİ ÜSTLENDİK”
Silivri'nin Milliyetçi Hareket Partisi'ne bırakılıp benim aday olarak belirlenmem, buradaki AK Partili aday adayı olan arkadaşların değersizliğinden ve onlarla bu seçimin kazanılmasının imkansız olmasından değil, yalnızca ve yalnızca bir jestleşme. O gün de MHP olarak AK Parti Silivri İlçe Başkanlığına yaptığımız ziyarette makam mevki meraklısı olmadığımızı, tamamen ülkenin içinde çıkan sıkıntılı durumu aşmak için bize verilen bir görev bildik.
“BİZ UFUK ÇİZGİSİNE BAKMAYI TERCİH ETTİK, ONA İNANDIK”
Allah hepinizden razı olsun. Hiçbir sıkıntı yaşamadık. Mutlu Bozoğlu ve Zafer Yalçın kardeşime çok teşekkür ediyorum. “Üç gün sonra bunlar ayrılır, meclis üyeliği sıralamalarında kavga ederler” dendi. Bir pazarlık bile gündeme gelmedi. Genel Başkanlıklarımızın belirlediği formülasyona göre isimler yazıldı. Ve biz Mutlu başkanımla bu isimlere hiç tıkılmadık. Birbirimize sormadık. Biz ufuk çizgisine bakmayı tercih ettik, ona inandık. Nefislerimize bakarsak o ufka ulaşma şansımız yoktu.
“KIZGINLIKLARINIZIN ÜLKE SEVGİSİNİ, CUMHUR İTTİFAKI'NIN RUHUNU İLERİYE GÖTÜRME ŞANSINIZ YOK”
31 Mart seçimlerinde yaşadığımız sıkıntılı sürecin sebebi de bence budur. Milletvekillerine, İl Başkanına, İlçe Başkanına kızabilirsiniz ama bu kızgınlıklarınızın ülke sevgisini, Cumhur İttifakı'nın ruhunu ileriye götürme şansınız yok. Kazananı olmaz. Liderlerimizi düşkün duruma sokmak bizi getirdiği nokta işte bu olur. Cumhur İttifakı'nın ruhuna inanmış bütün halis gönüldaşları, AK Partili arkadaşlarımız, MHP'li kardeşlerime sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Sizin kaybettirdiğiniz Volkan Yılmaz ve Binali Yıldırım değil, Türkiye'nin dimdik ayakta durabilmesidir. Türkiye bugün kendi savunma sistemini kurabilmek için irade ortaya koyabiliyorsa, “Dünya 5'ten büyüktür” diyebiliyorsa İsrail ve Doğu Türkistan'da yaşananlara tepki koyabiliyorsa, Balkan Türklerin umudu Türkiye olabiliyorsa bizim bunu fark etmemiz lazım. Bizim tökezlememiz demek, mazlum coğrafyanın umudunun tükenmesi demek. Türkiye uzun yıllar sonra bir şans yakaladı. Esasında bu şans, Türkiye'nin kendi önünü açabileceği ve kaderini çizebileceği bir şanstır.
“BİR SİLKİNMEYSE SİLKİNME, VATANDAŞLARIMIZIN ELİNİ TEKRARDAN TUTUP GÖNÜL MUHABBETİMİZİ DEVAM ETTİRMELİYİZ”
İçerideki odaklar, terör örgütleri Amerika'nın projesi olduğu ortada. Bu yürüyüşün sonunda demokratik, şeffaf, demokratik, herkese eşit mesafede bir anlayış olmalı ki içine düştüğümüz durumdan kurtulalım. Bir silkinmeyse silkinme, vatandaşlarımızın elini tekrardan tutup vatandaşlarımızla gönül muhabbetimizi devam ettirmeliyiz. Burada gönül ve üretken belediyeciliğin nasıl yapıldığını ve nasıl yapılması gerektiğini herkese göstermeliyiz. Onun için siz AK Parti ve MHP İlçe Teşkilatlarına, Kadın Kollarımıza, Gençlik Kollarımıza, Ülkü Ocaklarımıza, meclis üyelerime çok ihtiyacım var. Her ne kadar seçim maratonu bizim çalışmalarımızı biraz sekteye uğratsa da bundan sonra çok daha hızlı bir tempoda Silivri'ye hizmet etmemiz lazım.
ÖZELEŞTİRİ
Büyükşehir Belediyesi seçimlerine gelince, 31 Mart'ta şunu yaptık; nasıl olsa Binali Yıldırım Türkiye'de bir marka. Dünya tarafından tanınan bir icracı Bakan, Başbakan, Meclis Başkanı. Nasıl olsa Yıldırım bu seçimi kazanır dedik. Çalışmalarımıza ağırlık vermedik. İçimizde yapılan dedikodulara, fitne fesada set olmadık.”