Şah Muciburrahman

Çözümsüz bir aşkın yazdırdıkları!

Yıllardır ‘Kürt açılımı'nı konuşup duruyor, yol haritaları çiziyor, paketler açıyoruz. Siyasi, iktisadi, kültürel adımlardan söz ediyor tv programına çıkan afilli uzmanlar. Her şeyi enine boyuna anlatıyorlar da yürek boyutu kimsenin aklına gelip bir şey demiyor.
“Türkler ve Kürtler asırlardır kardeştir” diye başlayan cümlelerinde, “Kardeşi kardeşe düşman edenlere” lanet etmelerin örtmeye yetmediği bir dip akıntıdan söz ediyorum.
Bedenin göğüs orta sol kısmındaki sevda kapısının açık olup olmamasından; yani bir “kalp açılımı” ihtiyacından bahsetmek istiyorum.

Rumeli Üniversitesi
“Orada sorun yok ki” diyenlere, dünden önceki gün bıyıkları tüy ile kıl arası uzamaya çabalayan bir delikanlının kederli sohbetini aktarmak isterim.

“Derin mi derin bir aşk acısı çekiyorum... Yardım abi!” dedi.
Acı çekiyor… Silivri'ye okumak için gelmiş Mardin'den genç kız...
Silivri'de kesişmiş yolları...
Lakin sonra, şovenizm kesmiş yollarını...

“Güneydoğulu ama...”
Oysa kanı, en baştan kaynamış ona... Önyargı, sevdasını dile getirirken bile dökülüyor satır aralarından... Diyor ki: “Güneydoğulu, ama birçok batılıya göre o kadar zarif, derin, dolu bir insan ki... Ona yan gözle bakan bizim sosyete özentililerle karşılaştırılmaz bile...

Geçen yıl tanışmışlar, ortak bir arkadaşın doğum günü partisinde.
Birkaç ay flört yaşamışlar. Deli gibi aşık olmuş delikanlı Mardinli kıza. Geçen yaz Mardin'i kapı komşu yapmış delikanlı. Ailesine açmış mevzuyu bu yılbaşı gecesi. Anne sus pus, baba “Başka birini bulamadın mı lan?” diye köpürmüş, asker arkadaşının şehit düştüğü karakol baskını öfkesiyle.
“Düşünemedim bu denli kırılacağını abi, anlattım” dedi.
Mardinli kız mahvolmuş üzüntüden...
Ayrılmışlar. Zor günler başlamış…
Bu zor günlerde okulda kendini yalnız hissetmesin, onu bir düşünen, bekleyen, özleyen olduğunu bilsin diye her gün sabah akşam mesajlar atmış.

“EZ GELEK HEŞTE DIKIM”…
“Her Batı dilinde ‘Seni seviyorum' demeyi biliriz de asırlardır birlikte yaşadığınız Kürtlerin dilinde ilan-ı aşk edebilir miyiz? Dedi ve ekledi ‘Ez gelek heşte dıkım'ın anlamını bilir misin abi?” diye sordu…
Bir gün lazım olacağını aklımın ucundan bile geçmezdi...
Karşılığında acı bir cevap gelmiş. Sadece onun için değil, hepimiz için acı... Demiş ki Mardinli:
Bizim buralar çöldür. Ve insanları doğasıyla özdeş. Gönülleri çatlaktır, çatlakları derin… Öyle derindir ki; hiçbir deniz çatlamışlıklarına su olamaz.
Aman! Deniz onlarda boğulmasın. Yazık olmasın denize, boşver. Unut gitsin…”

TERÖR VE AŞK
Sarsılmış delikanlı... “Çöl”ün çatlağına hayıflanmış; “deniz”in kifayetsizliğine. Paylaşarak azaltmak istemiş derdini...
Yakın arkadaşlarına açılmış. Ummadığı kadar büyük tepki görmüş.
Onlar da çorak topraklarla, bereketli suların bir arada olamayacağından dem vurmuşlar hep...
Bir tanesi “O Kürt, sen Türk'sün... Bir araya gelseniz de yürümez ki bu iş…” demiş. Diğeri “Normal zamanda olurdu belki; ama şimdi terör var” diye itiraz etmiş. Her Kürt Terörist zannıyla…

KAVAKLAR VE KAPILAR
Sigarasından öyle bir nefes çekti ki delikanlı, kor filtreye kadar geldi. Ağzından dumanlar Kızılderili imdat mesajı vererek çıkarken sürdürdü konuşmasını.
“Onun oralarda yaşanan acılar, gençliğimize kıyan bu Doğu-Batı çatışması, benim aşk acımdan da derin... Lanet okudum bu duruma... Türk'ün Kürt'e aşkına ipotek koyanlara, ‘Bir Türk Kürt'e aşık olamaz' diyenlere bin lanet!...” o duru, tertemiz gencin isyanı içime oturdu.

Bugün o gün işte...
Onun güzelim aşkını göremeyen anneye, babaya ve onlar gibi düşünenlere bu köşeden sesleniyorum:
‘Kırmızı gülün alı var'ından ‘Mardin kapı şen olur'a köprü kurabilmek, ‘Buralarda da yar seven / ölmezse verem olur' diyebilmek istiyorum...
Bu insanlık ayıbının son bulmasını diliyorum.”
“Kürt Açılımı”ndan söz ediyorlar ya...
Yürekleri açmak da yol haritasının bir parçası olmalı.
Onlar açılmadan, ne kadar barajlar, köprüler açılsa da nafile...

YORUM YAP