Ülkede karışıklık çıkar tehditleri, genel kurul salonuna girmeyerek görevlerini yaptıklarına inanan milletvekillerinin varlığına rağmen Abdullah Gül Cumhurbaşkanı olmuştu. Seçilmesinin üzerinden üç yıl geçmediği halde, süresinin ne zaman dolacağı dert oldu.
Rahmetli Özal'a alışamayanlar, alıştı. Demirel'i sindiremeyenler, keşke bir daha seçebilsek çabası gösterdi. Gül'e razı olmayanlar şimdi Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olma tarihini öne çekme gayreti göstermeye başladılar. Memleket darbe Anayasasıyla yönetilirken, ekonomik sorunlar dağ gibi ortada dururken, türbanlıların okuma hakkı gasp edilirken, başı örtülüye kamusal alan işkencesiyle cehennem yaşatılırken, faili meçhul cinayetlerin faillerinin bulunmasını ölenlerin yakınları bile istemezken tek derdimiz Abdullah Gül'ün görev süresi 2012 yılında mı, yoksa 2014 yılında mı dolacak olmamalı.
Baykal Cumhurbaşkanı seçmeye çok hevesli görünürken, geçmişteki seçtirmeme sicili tapu kaydı gibi ortada. Bahçeli'nin onun peşine takılır görüntüsü, muhalefetin başkaca meşguliyeti yokmuş hissi uyandırıyor. Cumhurbaşkanı seçiminden önce genel seçim var beyler, genel seçim. Hele bir o seçimi atlatın. Cumhurbaşkanı seçiminde ne oranda söz sahibi olabileceğinizi bir görelim. Hoş siz alıştınız. Size o hak verilmese de siz kendinizde daha çok hak göreceksinizdir. Ama bilesiniz ki bugünden yapılan süre tartışması, sizleri o haktan toptan mahrum edebilir. Baraj üstündeki konumunuzu fazla zorlamamakta fayda var.
Baykal ve Bahçeli bu konuda bu günden kendilerini bağlamakla belki de hayırlı bir iş yaptılar. Her şeyin hayırlısı olsun diyeceğim, SUS " Bu kelimeyi çok kullanır oldun" diyecek. Süre 5 yıldır, o kadar, kimseye soracak değiliz diye kestirip atan Baykal; Erdoğan'ın adaylığı ve seçilmesi gündeme geldiğinde, Gül'ün süresini uzatabilmek için ne yollar arayacak? Şimdiden merak etmeye başladım. Ciddi devlet adamlığı kimliğini özenle korumaya çalışan Bahçeli, Baykal kadar değişken olamayacaktır. Yaşı müsait değil.
Önümüzdeki Cumhurbaşkanı seçimi (en az 29 ay var) Ak Parti içinde büyük çalkantılara neden olacak diye beklenirken, muhalefet elden gelen yardımı yapmış oluyor. Erdoğan tabi bayılır böyle muhalefete! Allah başımızdan eksik etmesin diye ne kadar dua etse azdır. Bence Ak Parti’nin ve Başbakanın bu konuda tartışmaya girmesine hiç gerek yok. ‘Siz nasıl arzu ederseniz öyle olsun’ denebilir. O zaman ‘Eyvah biz ne yaptık?’ diyeceklerdir. Cumhurbaşkanı seçim gerginliği ve tartışmalarıyla girilecek bir seçim Ak Parti oylarını yükseltir seçeneği işaretlenecekse ona da itirazım olmaz. Desenize muhalefet için iki tarafı da ıslak değnek.
Baykal için en ideali kendi adaylığı. CHP tabanı bu konuda canı gönülden destek olacaktır, hiç şüphesiz! Netice alma ihtimali zayıf görülürse, İstanbul İl Kongresine sokamadığı Onur Öymen ismi akla gelecektir. Hiç şans verilmezse Kılıçdaroğlu aday gösterilecektir. ‘Nasıl bu kadar rahat kestirip atıyorsun’ diyenler; kendinizi biraz zorlayıp, düşünün. Bana katılmakta geç kalmayacağınıza eminim.
İstanbul İl Kongresi’nde Işıklar ve Değirmenci’nin Genel Merkez delegesi olmaları, Silivri CHP’de taşların yerine oturmaya başladığının göstergesi. CHP ve Belediye yönetimi elindeki kısıtlı imkânları azami ölçüde kullanarak mesafe almaya devam ediyor.
Ak Parti mi? Henüz yerinde sayıyor. Yağışlı havalarda patinaj yaptığı bile oluyor. Dört çeker yetmez, zincir kontrolünü sıklaştırmak gerekir.
Esnaf odası seçimlerinde son tura girildi. Tabakoğlu - Özkök ağız dalaşı sürerken, Eren aradan sıyrılma hesapları yapıyor. Yakında patlayacak bombalarla her ikisinin Eren'e çullanma ihtimali çok yüksek. Sinirlerine hâkim olup, sakin kalabilen kazansın. Gerçeklerin ve gerçek yüzlerin ortaya çıkmasını esnaf ilgiyle, ibretle takip ediyor.
Çin Seddi gibi çekilen bariyer yüzünden E-5’ten sanayi girişi mümkün değil. Yağan kar ve yağmurlar nedeniyle tek girişteki yolda berbat hale geldi. Arabasını tamirden çıkaran, tekrar arıza yapma tedirginliği duyuyor. Silivri Belediyesi’nin imkânlarıyla 50 metrelik bölümün düzeltilebileceğini düşünüyorum. Sanayi esnafı adına Belediye Başkanımdan ricam odur. Karakaşa teşekkür etmekten çekinmeyen biri olarak, Işıklara da gönülden teşekkür edeceğimin bilinmesini isterim.
Yolsuz, cumhursuz, teşekkürsüz, Baykal' sız kalmayın.
Not: Hiçbir fırsatı kaçırmış değilim. Günün anlam ve önemine binaen sessiz kalmayı tercih ettim. Siyasetle uğraşırken gazetemle ilgili hususları gözden kaçırdığım iması külliyen yalan! Tabakoğlu’nu çağrıştıran hatalar hiç yakışmadı. Soyadımın Sirkecioğlu olduğunu tekrar vurgular, saygılar sunarım. Ak Parti’deki gelişmeler genel yayın yönetmenimi asli işinden koparmamalı…
Değil mi?