Silivri Belediyesi Spor Koordinatörü Dr. Ahmet Uslu, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100 yılında “Cumhuriyet ve Spor” başlığını şöyle değerlendirdi: “Cumhuriyetin ilanından önce spor, özel teşebbüsler aracılığıyla yapılmaktaydı. Cumhuriyetin ilanından sonra ise, sporun belirli bir merkeze bağlanması ve spor branşlarının federasyonlar altında toplanması süreci başlamıştır. Cumhuriyet döneminde beden eğitimi ve spor bir devlet politikası haline getirilmiş, spora verilen önem artmış, spor branşlarının federasyonları açılmış, her branşta spor tesisleri kurulmaya çalışılmış, beden eğitimi ve spor milli eğitimin ana unsurlarından biri olarak ele alınmış ve disipline edilmiştir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, beden eğitimi ve sporu toplumun hizmetine sunarak; bedenen, fikren ve ahlaken sağlıklı bir toplum oluşturmayı amaçlamıştır.
Sporu, toplum yaşamında kalıcı olarak yerleştirmek isteyen Atatürk, okullarda başlattığı beden eğitimi ve spor derslerinin ve olimpik sporcu yetiştirme programlarının yanı sıra, halk evleri ve halk odalarını sürece dahil ederek, sporu taşraya kadar ulaştırmak istemiş, yeni kurulan cumhuriyetin temellerinin zeki, çevik ve ahlaklı bir toplumun, spor yapan dinamik bir gençliğin omuzları üstünde yükseleceği ve yarınlara emin adımlarla yürünebileceğine inanmış, dünyanın tek gençlik ve spor bayramını millete armağan ederek, bu yöndeki yaklaşımını tüm dünyaya ilan etmiştir.
Atatürk, Ankara'da herkesin spor yapabilmesi amacıyla ülkenin ekonomik olarak çok zor şartlar altında bulunduğu bir dönemde 19 Mayıs Stadyumu'nu inşa ettirerek, sporda tesisleşmenin önemini fiili olarak uygulamıştır. Gazi'nin bu anlayışı ve hassasiyeti, o günden bugüne değin bizlere bir yol haritası çizmiş ve Türkiye sportif anlamda gerek tesisleşme, gerek teşkilatlanma, gerekse kurumsallaşma bakımından kayda değer bir gelişme göstermiştir. Kademeli bir biçimde gerçekleşen bu olumlu adımların devamında ülkemizde spor, toplumun tamamı tarafından ulaşılabilir ve erişilebilir bir hale gelmiştir.
Cumhuriyetimizin kurulduğu günden, cumhuriyetimizin 100. yılını kutladığımız bugüne geldiğimizde spor artık dünyada olduğu gibi ülkemizde de bir endüstri halini almıştır. Bu endüstriyel kapsayıcılık günümüzde çocuklarımızın ve gençlerimizin sosyal yaşantılarından mesleki yaşantılarına kadar etki etmektedir ve ömür boyu sürdürülebilir bir olgu olarak yaşantımızda yer almaktadır.
Temel amacı insanın beden ve zihin bütünlüğünü destekleyip, sosyal yönden gelişmesine katkı sağlamak olan spor, modern toplumun ve medeniyetin oluşturulmasında çok etkin bir sosyal olgudur.
Özellikle çocuklarımızın ve gençlerimizin asimetrik ve çok yönlü bir saldırı altında olduğu bir dönemde sporun yaşantımızdaki kapsayıcı, birleştirici, bütünleştirici ve tedavi edici yönlerinin farkındalığı ile tüm bağımlılıklarla mücadele ederek spora yaşam boyu sarılmalı, hayatımızın bir alanında daima yer vermeliyiz.”