Türkiye Cumhuriyeti’nin bugün 90. Yıldönümünü kutluyoruz… Birey olabilmemizin yıldönümü… Özgürlük ve bağımsızlığımızın dönüm noktası. Cumhuriyeti hiçbir koşulda küçümsemeyin çünkü sahip olduğumuz her şeyin yanı sıra varlığımızı bu rejime borçluyuz. Ben bugün yazı yazabiliyorsam özgürce, bir başkası bu ülkeyi yönetebiliyorsa Cumhuriyetin sayesinde…
Başta Mustafa Kemal Atatürk ve bu güzel davada mücadele eden herkesi saygıyla anıyorum...
YILDIRIM: 2004’TE YETKİ VE SORUMLULUĞUM YOKTU
CHP Belediye Başkan Adayı Abdullah Yıldırım aradı ve 2004 yerel seçimleri ile ilgili bir açıklama yaptı. "Aday adayı toplantısındaki değerlendirmelerin çok güzel ama bir konuda itirazım var” dedi. O da 2004’te insanların CHP’den dışlandığı süreç hakkında tarafına yöneltilen gönderme. "2004’te partinin sade bir üyesiydim ne seçim işleri komisyonunda görev aldım ne de yönetimdeydim. İnsanların parti tarafından dışlandığı ile ilgili sorumluluğun hesabı İlçe Başkanı Teoman Aydan ve başkan adayından sorulabilir, bunun muhatabı ben değilim” dedi.
Yıldırım, 2004 yerel seçimlerinin ardından Mümin Tuğlu’nun İlçe Başkanı olmasıyla birlikte yönetimde görev aldığını ve partide tekrardan birlik ve beraberliğin sağlanması noktasında sarf ettikleri çabaları hatırlattı.
Nedense benim aklımda Yıldırım’ın, 2004 yerel seçimlerinde partide belirleyici bir konumu varmış gibi bir izlenim kalmış. Açıklamasına yer vererek, bu yanlışlığı düzeltmiş olayım.
Dün de belirttiğim gibi tüm belediye başkan aday adayları içerisinde CHP’ye sadakatle her seçim döneminde bağlı kalmakla övünebilecek tek isim. Bu avantajını da sonuna kadar kullanacaktır.
ANLAŞILDI VE İKNA OLDUK!
Geçtiğimiz Cuma günü gerçekleştirilen Silivri Belediye Meclisi’nin 3. Birleşiminde muhalefetin bütçe eleştirilerini cevaplandırmak için kürsüye çıkan Işıklar söze yine beldelerin birleşmesiyle başladı. Aynı faslı bir gece önce örgütte gerçekleştirilen aday adayı tanıtım toplantısında da tekrarlamıştı. Nasıl bir zorluk yaşadı ki bu adam bu aşamada içinden çıkmıyor bir türlü, anlattıkça anlatası geliyor diye düşündüm. Karşı karşıya kaldığınız sorunları çözüme kavuştururken konunun tüm taraflarını bu sürece dâhil etmek zorunluluk. Siz üstlenirseniz tüm yükü ne taşıdığınızı kimse bilmez, sonradan anlatmak da çok mümkün olmuyor. Işıklar’ın göreve geldiği dönemde ‘kendini hissettirmeyen’ yönetici sevdasının faturasını ödüyor. Ceza çekiyor demeyelim, ağır olur. Anlaşıldı bu beldelerin bir olması öyle kolay olmadı. İki insan hayatlarını birleştirirken bile dünyaları yerinden sarsılıyor. 7 belde belediyesinin merkezle birleşmesinin yarattığı hengameyi hissettirmeden belediyemizin ve başkanının çözdüğüne ikna oldum. Hepimiz olduk! Bir daha anlatmazsa daha iyi olur bence… 5 yıllık süreçte seçilmişliğin karşılığını Işıklar, Silivri halkından peşin aldı. İkinci bir beş yıl neden seçilmesi gerektiği faslına geçme vaktidir.
YIKICI DEĞİL,VURUCU
Bir şey söylerken veya yaparken tabi ki pek çoğumuzun etkili olma iddiası var. Bu uğurda düşüncelerimizin de davranışlarımızın da ayarını iyi belirlemek gerekiyor. Yıkıcılık ile vuruculuk arasındaki farkı düşünmenizi istiyorum, bana çok ilginç geliyor çünkü. Başkasını yıkmamıza gerek yok ondan daha çok yükselmek için. Vurucu olmamız, kendi etki ve etkinliğimizi ortaya koymamız yeterli. Böylesi başkalarının nazarında da çok daha şık emin olun.