Yıllardır aklımı kurcalayan bir soru… İbrahim Çeşmecioğlu'nun son yazısı ile iyice içerleyip daha fazla susamayacağım, susmamam gerektiğini hissettim.
Silivri yoğurdu, Selimpaşa Bamyası ve Topatan Kavunu, Kadıköy Karpuzu, Değirmenköy Domatesini hatıralarda canlı tutmak ve üretmeye devam etmek için uğraşıp duruyoruz da neden başta Ortaköy olmak üzere tüm ilçemizde eskiden var olan üzüm bağları geçmişi karşısında ‘ölü taklidi' yapıyoruz!?
Merhum İbrahim Arıkan eğitim, teknoloji ve iş alanında yatırımlarının zirvesinde gelip Silivri'de onlarca dönümde üzüm bağları yetiştiriciliğine soyunuyor.
***
2000'li yılların başında bünyesinde Yurtiçi Kargo ve Mef Eğitim Kurumları'nın da bulunduğu 11 şirketi barındıran Arıkanlı Holding, yabancı bir ortakla organik şarap işine girmeyi planlıyor. Arıkanlı Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Arıkan, şarap üretimi işine girmeyi, 418 dönümlük arazileri bulunan Silivri'de ne yapılabileceğini araştırırken bir tarih kitabında yörede şarap yapıldığını okuduktan sonra karar verdiğini paylaşıyor. Silivri'nin tarihçesine ilişkin kitapta yörede üzüm bağları bulunduğu ve Akören Köyü'nden denize kadar döşenen künkler aracılığıyla şarabın gemilere yüklendiğine dair bilgiler yer aldığını anlatan Arıkan, yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda en iyi üzümün yetiştirilebileceğinin tespitinin ardından 40 dönüm bağda sauvignon, merlot ve kalecik karası türlerinde üzüm yetiştirdiklerini ifade ediyor.
Açıklamalarının devamında da; İspanya'dan 2, Fransa ve İsviçre'den birer firmayla yazıştıklarını belirten Arıkan, “Bugünlerde yabancı şirket temsilcilerinin buraya gelmesiyle detaylar üzerinde görüşeceğiz. Hedefimiz, eğer anlaşırsak yabancı ortakla Eylül ya da Ekim ayında şarap üreterek piyasaya çıkmak” diyor.
Arıkan, üretime geçtikten sonra ilk yıl 100 bin, ikinci yıl 200 bin şişe şarap üretmeyi öngördüklerini, fazla maliyet gerektiren organik üretim özelliğinden dolayı yüksek kalitedeki şarapların fiyatlarının da yüksek olacağını, bu sebeple ağırlıklı olarak lüks restoranlar ile dış pazara yönelik üretim yapacaklarını belirtiyor…
***
Merhum İbrahim Arıkan'ın ömrü bu düşüncelerini hayata geçirmeye vefa etmedi… Ancak bugün en seçkin mekanlarımız üzüm bağları üzerinden tanıtımlarını yapıyor…
Bağbozumu festivallerine akıyor insanlar oluk oluk Trakya'da, adalarda…
Eskiden kiminle konuşsam emekli olup bir Ege kasabasına yerleşme hayali vardı… Şimdi bir taş evi, butik otelinde üzüm üretip, şarap tadımı yapmak, hizmet sektörüne yönelme hayalleri kuruluyor…
Revaçta olan bu...
Belki de üzüm üretim geçmişimizi yok sayma konusunda gözümüz açılır ne dersiniz?
Yeniden Amerika'yı keşfetmeye gerek yok…
Ne varsa geçmişimizde onu çıkartın ortaya çünkü insan ihtiyacına yönelik nereye gidilirse gidilsin sağlıktan, huzurdan öteye varılacak ‘köy' yok.
Bu topraklarda üzüm de vardı, yine olmalı… Üzüm bağları ile birlikte başka güzel şeylere de vesile olunur gözünüzü, gönlünüzü açık tutun...