Malumunuz üzere ülkede son 4 çeyrektir özellikle de Kasım ayında yapılan genel seçimlerden sonra ki süreçte piyasalarda enteresan bir beklenti de yok değildi. Hem basında hem de piyasalarda sanki bir ölü toprağı vardı. 15 Temmuz akşamı yaşanan hain darbe girişimi ile sanki bir enerji boşalması yaşandı!
Şimdi ise genel anlamda a'dan z'ye bir sistem sorgulanması yaşanıyor, neredeyse yeni bir devlet kuruluyor.
Dikkat edin yaşanan bunca badireye rağmen hem piyasalarda hem de insanların yarınlarına bakışında güven ve umut ışığı görebiliyorsunuz.
Son iki haftadır piyasaların verdiği tepkiyi görüyorsunuz, herkeste neredeyse tüm kesimlerde oluşan kanaat şu ‘ülke uçurumun kenarından döndü'!
Yıllardır insanları dini maskeyle kandıran bu güruha karşı toplumsal bir tepki var. Bir defa toplum kandırılmış. Yalan, dolan, irtikap, cinayetler, hırsızlık, gasp... Tabi ne ararsanız tüm bu melanetler bu aziz milletin başına sarıldığı için de bir feveran var. Geçmişte topluma aba altından sopa göstermeler kâh bürokrasi eliyle kâh başka kanallarla yapılmış ve masumların hakkı yenmiş.
Her gün medyada okuyoruz, yahu millet resmen ve alenen soyulmuş.
İşte burada en önemli konu milletimizin demokrasi yolunda elde edilen kazanımlarını ve devletini kaybetme korkusudur!
Çünkü devletin olmadığı bir yerde hak, hukuk, adalet ve özgürlük gibi kavramlar olmaz. Eskilerin tabiriyle ‘Ya devlet başa, ya kuzgun leşe'…
&&&
Yıllar önce bir röportajda eski Suudi kralı Fahd'a; Müslüman devletlerin durumu ile ilgili bir şeyler soruldu. Kralın verdiği cevap ise muhteşemdi…
“İslam dünyasında 1,5 devlet vardır… Bir olan Türkiye'dir, buçuk olan devlet ise İran'dır” dedi.
Düşünün adam kendi idaresi altında ki ülkeyi bile devlet olarak niteleyemedi. Tabiatıyla Müslüman coğrafyasının neden bizim ülkemizden mülk sahibi olmak istediğini herhalde daha iyi anlamışsınızdır…
&&&
Geçtiğimiz haftalarda inşaat sektöründe faaliyet gösteren bir şirket sahibi “Tüm gücümüzle yeni yatırımlara yöneleceğiz” diye karar aldıklarını açıkladı.
Hâlbuki bu açıklamayı yapan Ali Ağaoğlu idi ve geçen sene içinde ise basına yaptığı açıklama da “Projelerim bitsin yurt dışında yaşayacağım” diyordu!
Biliyorsunuz bu mel'unlar Ali beyi 17/25 Aralık soruşturmalarında haksız ve adaletsiz bir şekilde içeri atmak istediler. Türlü baskılarla ve tehditlerle iş dünyasının üzerinde oluşturulan ve şirketleri/insanları bizar ederek uygulanan yıldırma politikası ile iş yapamaz duruma getirmişlerdi.
Ülkede ki istikrarın siyasi olduğu kadar ekonomik durumu da güven ve huzur ortamından geçiyor.
Tabi bu arada Fenerbahçe'mizin de başına örülmek istenen çorapta çözüldü. Aziz başkana atılan iftiralar ve şike iddiaları da çöpe gitti… İyi de yazık değil mi koskoca bir camia şaibe altında bırakıldı. Neyse bu konuyu ayrı bir yazıya bırakalım.
&&&
Ülkede ki tüm darbelerin mutlaka toplum üzerinde ciddi sosyolojik etkileri olduğu ve bunun yansımaları üzerinde biraz düşünmek lazım!
Öncelikle tüm darbeler bir ‘algı yönetimi' ile yürütülüyor. Bu işlerin başında zaten askeriyenin yanı sıra mutlak surette medya, üniversite, finans, STK'lar vb. gibi ayakları da oluyor.
Yani sivil kanatlardan ortaklar olmadan darbe falan da olmuyor. Hatta müzik, edebiyat, tarih, sanat, spor gibi toplumsal kültüre etkisi yüksek kesimlerden aktörler ve oyuncularda mutlaka bulunuyor veya destek isteniyor!
&&&
Takdir edilir ki bu tür kaotik ortamlarda piyasaların hali pür melali hep merak uyandırır… Altın, dolar, faiz ve diğer yatırım araçlarında ciddi çıkışlar veya düşüşler beklenir ve yatırımcılarda bu durumu değerlendirmek ister.
Fakat enteresan bir durum oldu 16 Temmuz günü ülkede 2.5 Milyar Dolarlık döviz millet tarafından bozduruldu… Darbe sonrasında ise 190 Milyon TL'lik gayrimenkul satışı olduğu basında yayınlandı.
İşin ilginç yanı hadi o gün darbe oldu, ihtiyaç oldu döviz bozduruldu diyelim... Lakin bir hafta içinde 9 Milyar USD gibi ulusal ölçekte büyük bir meblağın piyasalara halk tarafından sürülmesi; kısacası toplumsal bir bilinç ve refleks çalıştı ve risk millet tarafından satın aldı…
İşte bunun adı resmen vatanseverliktir.
&&&
16 Temmuz'da büyük bir kahramanlık sergilendi ve darbe püskürtüldü… Bu alçak girişim devlete ve millete olduğu kadar insanların yıllardır maneviyatını kullanarak yapılan bir sömürünün de sonu oldu… Kurban, fitre, zekat vb. gibi hayır hasenatlar da bundan böyle doğru adreslere gider inşallah.
&&&
Sonuçta ortaya şu çıktı; bu darbeci takımı üst akıl tarafından neredeyse 45 yıldır bugünler için hazırlanmış… Milletin emeğiyle ve parasıyla, himmet adı altında hayır amaçlı toplanan lakin sonuca gitmek için tüm yolları mubah sayan bu hizmet hareketi devlete ve millete ihanetle tescillendi.
Velhasıl kelam darbenin hangi kaygı ve kisvede sunulacağı işin organizatörleri tarafından belirleniyor ve topluma sunuluyor… Geçmiş olsun. İyi haftalar...