Sevginar Sali

Dayanışma

“Buradaki Köy Pazarını desteklememiz lazım. Silivri Köy Pazarı'nın ayakta kalması için açıldığı günden beri elim üstünde…” dedi, dün yayınlanan, söyleşimizin bir yerinde Silivri Çiftçi Kadınlar Kooperatifi Kurucu Başkanı Güler Yılmaz…
Üretmeye devam etmemiz ve hatta arttırmamız önemli…
Ürettiğimizi Silivri'de satmaya devam etmemiz neden önemli gelin biraz da bunu konuşalım…
Köy Pazarı'na İstanbul'un çeşitli yerlerinden ve hatta, salgının etkisinde son dönemde, daimi oturan haline dönüşmeye başlayan yazlıkçı kesim gelmeyi yoğunlaştırırsa çarşıda hizmet veren bütün sektörler bundan faydalanacak… Sebze, meyve, kışlık almak için Köy Pazarı'na kadar gelenlerin karnı acıkır, bir tatlıydı, çaydı kahveydi, bakarsınız üst baştı, o da olmadı giderken aracının deposuna yakıt koysa, hiç de bir şey olmasın bir şişe su alsa büfeden bunlar hep bize fayda… Üç, beş derken işleri iyileşen esnaf vergisini öder, çoluğunun çocuğunun cebine daha fazla harçlık girer bu böyle gider…
Ama bunun için dayanışma gerek… Farkımızı, aranan bir özelliğimizi öne çıkarmamız lazım…

Yazın dikkatimi çeken bir konuyu sizinle yeri gelmişken paylaşayım. Alaçatı'ya gidenleriniz bilir, ilk kez bu sene gördüm ve düşüncemi şöyle özetleyeyim; “Çölde vaha yaratmış adamlar…” Esnafı, işletmelerinin en aklımda kalan özelliği de aralarındaki dayanışma oldu. Otel arıyorsunuz müsaitliği olmayan adeta seferber olup birilerini öneriyor. Bizde kimse kimseye kolay kolay referans olmaz. Herhalde otelcilere has bir durum diye düşündüm…
Değilmiş… Gözlük bakıyoruz kararsız kaldım, mağaza sahibi “Bütün arkadaşlar çok iyi modeller satıyor burada” diye rakiplerini parlatıyor… “En iyi gözlükler bende bu konuda çok iddialıyım” dese, gideri var yani…
Kenetlenip hele ki bu zor günlerde birbirimize destek olmanın önemini kavrayalım olur mu?
İnşallah anlatabilmişimdir… Bu konun anlaşılması hepimiz için mühim…
Tarıma devam edeceğiz, etmek zorundayız…

SİYASET NE ALEMDE?
Siyasi öngörüleri ve görüşlerine itimat ettiğim kişilerden biriyle görüştüm dün. Gelişmeleri bir de onun gözünden dinlemek istedim. Epey bir sohbet ettik de (telefondan tabi) aklımda kalanlardan bir özet çıkartayım size…
(Silivri örneği üzerinden gittiğimiz için yoksa AK Parti, İYİ Parti, DP, BBP vs'ler, ittifaklar var tabi…) “Seçimin rengini değiştirenler koyu CHP ya da MHP'liler değil, ortada olan seçmendir…” dedi. Evet, esasen o ‘katı siyasi bağlılıklar' tek başına kaldıklarında bir azınlık, ‘şartlara, aday ve konjonktüre göre oyunun rengini değiştirenler' işin rengine karar veren çoğunluktur.
İsim veremiyorum ama şu anki yerel iktidara yakın olmamakla birlikte karşı cephe, muhalefet kanadında sayılacak bir isin Volkan Yılmaz için “akıllı, dürüst ve güvenilir” izlenimlerini ifade edebiliyor. Çok çalışması zaten tescilli bir dert!
Konuştuğum kişinin “Böyle giderse karşısına çıkmak için epey düşünmek lazım” dediği noktadan “Ekrem İmamoğlu da bir ilçe belediye başkanıydı İBB'den önce…” tespitinden yürünecek yolları meraklıları bulsun…
İBB düzleminde artan etkimiz, Hükümet desteği, yıllardır yapılamayan işlerin gerçekleştirilmesi, Yılmaz'ın başarısını destekleyen faktörler olarak sıralandı…
Siyasi görüşünü dinlediğim kişinin “Arka planda farklı şeyler dönüyor mudur bilmiyorum” diyerek kast ettiği Silivri ölçeğinde çok uzun süre bir bilinmez olarak hayatta tutunamayacağını söylemek için müneccim olmaya gerek yok. Olan her şey ortaya çıkar…
“Başkan Bey kendisiyle görüşmek isteyen herkesin bir şey talep edeceği algısına kapılmasın” dediğini de ekleyeyim. Genelde talepler olur, belediye başkanın kara kaşına, kara gözüne meraklıların sayısı azdır, bu dönem bu hususta bir artış olabileceği rezerviyle bunu da ilave etmiş olalım…
Yeni dönem siyaseti böyle böyle kabuk değiştiriyor… “Benden değilse kesin kötüdür”, “Yarın rakibim olur şimdiden gömeyim” anlayışı politika kulislerinden hızla uzaklaşıyor…
Bugün terk ettiğiniz doğrulara yarın tutunamayacağınızı bilmek önemli; unutmayalım…

YORUM YAP