CHP Silivri Belediye Başkan Adayı Özcan Işıklar, CHP İlçe Başkanı Mümin Tuğlu, belediye meclis üyesi adayları ile birlikte dün akşam Gümüşyaka’daydı. Halk ile buluşması vardı ama bir kısmında kendilerine "Halk Platformu” adını veren insanların engellemesine takıldı… Önüne çıkan birçok engelin akıbetini paylaştı sonuncusu da…
Işıklar’ın dayatmaya gelen bir tarafı yok. Böyle bir yöntemi ona kabul ettirmek için çok fena köşeye sıkıştırma kabiliyeti olmalı karşısındakinin. Eee, inat da girdi biraz işin içine… Sayı önemli bir unsur olabilir ama nitelik bundan daha mühim.
Sadece Işıklar’a yönelik tutumları olsa bu kendine "Halk Platformu” adını veren kişilerin ne yapmaya çalıştığı yine yeterince anlaşılmayabilirdi ama AK Parti’ye de benzer bir ağırlama tertip ettikleri için işin rengi ikinci örnekte daha da net ortaya çıktı.
Türkçesini ve sadeleşmiş haliyle söyleyelim; ‘Bizim şu kadar oyumuz var istediklerimiz konusunda pazarlık payımız yüksek’… dayatması Işıklar’a sökmedi. Bir grubun değil bir kişinin bile adaba uygun istekleri siyasetçilerin önemsemesi gereken hassasiyettir diye düşünüyorum ama isteme şekli ve niyeti son derece belirleyici.
Lider başkalarının çekiştirdiği yönde ilerlemez, belirlediği hedefe güçlenerek yol alır.
"Biz halkız” dayatması Işıklar nezdinde işe yaramadığı gibi, vatandaşlar da siyaset ticaretine soyunanların oyununa gelmedi. Kendine "Halk Platformu” adını veren gruptakiler siyaseti de, seçmeni de hatta gazeteciliği de çok iyi bildikleri iddiasında ne kadar az şeyi bildiklerini tartışılmaz biçimde ortaya koydu. Dayatmacı zihniyet ve taraftarları salondan ayrıldıktan sonra halk Belediye Başkanına alkışlarla destek verdiği gibi dinledi de… Özellikle Gümüşyakalı kadınlar bölgenin vicdan sesi gibi toplantı boyunca düşüncelerini açık yüreklilikle ifade etmekten geri durmadı.
Silivri Belediye Başkanının dayatmaya boyun eğmeyen tavrını onayladığımı belirtmek istiyorum. Başına gelecekler konusunda uyarılmış olmasına karşın meselenin üzerine gitme kararlılığı, cesareti de olması gerekendi.
Sürekli bir "kendini feda etme” durumu var onu sakat bulduğumu söyleyeyim de içimde kalmasın!
Işıklar’a dayattıkları toplantı yöntemi ve üslubuna rıza göstermemesi üzerine "20 yıldır kimse bizi dinlemiyor” diye isyan eden "Halk Platformu” temsilcilerinin sıkıntıları konusunda izledikleri çözüm yöntemini sorgulamaları gerektiği de net şekilde ortaya çıktı. 20 yılda Gümüşyaka’da üç iktidar geldi onların sorunlarını hiç biri çözemediyse tek taraflı bir suçlama epey havada kalıyor.
Işıklar’ın, "Ben yaptıklarımı ve yapacaklarımı söylerim, siz takdir edersiniz ister oy verirsiniz ister vermezsiniz. Her iki durumda da canınız sağ olsun” sözleri karşı karşıya kaldığı tutuma yönelik verilecek en iyi cevaptı. Ama siyaset pazarlığı için uygun bir zemin oluşturmadığından ipler koptu. Ne pahasına olursa olsun bir süreç sürdürülür mü?! Silivri Belediye Başkanı, sadece kendilerine "Gümüşyaka Halk Platformu” adını veren bir grup insanı temsil etmediğine göre geri adım atacaksa bir grubun istek ve tutumları karşısında bunun hesabını çok iyi yapmalı.
"Yemine bakılıp insana inanılmaz, insana bakıp yemine inanılır” sözleriyle Işıklar, kendini de karşısında yer alanları da, yaşanan olay çerçevesinde doğru analiz etmemiz için yol gösterdi. 100-200 oy için içine sinmeyen bir ikiyüzlülüğün içinde hiçbirimiz dürüst siyasete inananlar olarak seçtiğimiz veya seçeceğimiz kişileri görmek istemeyiz.
"Saygı görmek isteyenin, saygı göstermesi gerektiği” sadece siyasette değil hayatımızın her alanında riayet etmemiz gereken bir kıstas.
"Ne tepeden bakacağız, ne de teslim olacağız” ayarı çok yerinde, uygulanabildiği zaman da sağlıklı neticeleri ortaya çıkar; tıpkı Gümüşyaka’daki son örnekteki gibi protesto ile başlayan toplantı alkışlar ile sona erdi.
Işıklar, "Emek vereceğiz, boş konuşmayacağız; gökten yıldız da indiremem” itirafı ile anlayışını ortaya koydu.
Ve nokta; "Oy namustur, pazarlığı olmaz!”