
Silivri'de 3 dönem üst üste belediye başkanlığı yapan Selami Değirmenci, önümüzdeki yerel seçimde CHP'den Belediye Başkanı Aday Adayı olduğunu resmen ilan etti.
6 Eylül Perşembe akşamı, Çamlık Et Lokantası'nda basın mensuplarının karşısına geçen geçmiş dönem Silivri Belediye Başkanı Selami Değirmenci, CHP'den belediye başkan aday adayı olduğunu açıkladı. Belediye Başkanlığı zamanında gerçekleştirdikleri icraatları kendisinden sonraki dönemlerde ortaya konulanlarla mukayese edilmesi için anlatan Değirmenci, konuşmasında ‘hizmet siyaseti' yaptıklarının altını çizdi. Siyasi entrikaların hedefi olduğunu söyleyen eski Başkan, her türlü engellemelere rağmen Silivri halkının kalbinde çok önemli bir yer edindiğini belirterek adaylığı söz konusu olduğunda büyük bir destek alacağına olan inancını dile getirdi.
“SİLİVRİ HALKI TARAFINDAN SEVİLDİĞİME İNANIYORUM”
Değirmenci, açıklamasında şunları kaydetti: “Değerli arkadaşlar, hoş geldiniz. Sizleri Çeltik'te ağırlamaktan büyük mutluluk duyuyorum. Uzun bir aradan sonra topluca birlikte olma fırsatı bulduk. Malum önümüzde yerel seçim var. Mart ayı işaret ediliyor ama Kasım sonunda, Aralık başında bir seçim olabilecek gibi gelişmeler var. Aldığımız duyumlar bu doğrultuda, o nedenle alelacele bir açıklama yapma gereği hissettik. Seçime yaklaşık 7 ay gibi bir süre bile kalmış olsa bütün partilerde aday adayı beklentisi var. Zaman uzun diye muhtemelen bütün partilerde bol miktarda aday adayı olacaktır. Mevcut bir belediye başkanımız var, iki dönemdir göreve devam ediyor. Alternatif aday olmak isteyen başka arkadaşlarımız var.
Onlar da göreve talip olmak istiyorlar. Onlardan biri de benim. Ben hepinizin bildiği gibi Silivri'de 1989-2004 yılları arasında 15 yıl süre ile görev yaptım. Daha sonra parti içi bir anlaşmazlık nedeniyle Genel Başkanımız tarafından partiden ihraç edilmiştik. Daha sonra 2009'da bir adaylık denememiz oldu. Merkez Yürütme Kurulu'ndan kararımız çıkmasına rağmen adaylığımız 4 saat sonra veto edilerek değiştirildi. 2014 seçimlerinde tekrar göreve talip olduk. Belediye başkan adaylığı konusunda bir ön seçim olmamasına rağmen meclis üyesi adaylığında mevcut başkanımızla yarıştık. Dokuzar kişilik liste çıkardık. 9-0 almamıza rağmen yine başka faktörler bizim aday olmamızı engelledi. Bunları neden sıralıyorum? Derdim geçmişi irdelemek değil ama “Ya sen her seçimde aday mısın, böyle ikide bir çıkıyorsun” diye düşünenler olabiliyor. Çok da doğal bunlar. Ben neden aday oluyorum? Geçmişte de görüldüğü gibi benim Silivri halkıyla diyalogum son derece iyi. Silivri halkı tarafından sevildiğime, sayıldığıma inanıyorum. Bu göreve layık görüldüğüme inanıyorum.
“ZOR KOŞULLARDA SEÇİMLER KAZANDIM”
Hepinizin bildiği gibi 1994 seçimlerinde SHP'den ayrılarak CHP'ye geçmiştik. Partimiz %4,5'ken seçim kazanmıştım. 1999 seçimlerinde milletvekilliği ve belediye seçimleri yapıldığı halde parti barajın altında kalmıştı. Ben yine seçim kazanmıştım. Bunları söylediğim sözün ispatı olsun diye tekrar ediyorum; Silivri halkıyla her dönemde aramda sevgi-saygı bağı son derece kuvvetli oldu.
“HİZMETKÂR BİR BELEDİYECİLİK ANLAYIŞI BENİMSEDİK”
Ben belediyeciliği bir yaşam biçimi olarak görüyorum, bir görev olarak görmüyorum. Belediye başkanlarının, belediye meclis üyelerinin 24 saat görevde olması gerektiğine inananlardandım. Belediye çalışanı arkadaşlarım için de, “Sizin mesainiz asla 8 saat ile sınırlı olamaz, işiniz olduğu zaman 24 saat çalışırsınız, iş olmadığı zaman da gider 3 gün gezersiniz” derdim. Hiçbir dönemde arkadaşlarıma izin haklarının ne kadar olduğunu sormadım. İstedikleri kadar gittiler ama 24 saat aralıksız çalıştırdığım da çok oldu. Hiçbir arkadaşımdan da bu konuda ters bir karşılık görmedim.
“KIT İMKÂNLARA RAĞMEN SİLİVRİ'YE CİDDİ YATIRIMLAR YAPTIK”
Nitekim biz geçmişte Silivri'ye çok küçük imkânlarla çok büyük hizmetler yaptık. Bunların en güzel örneklerinden bir tanesi Toplu Konutlar'dır. Silivri'nin alt yapılarıdır, kanalizasyonudur, içme suyudur. Silivri'ye yaptırdığımız okullardır. Benden sonraki arkadaşların yaptıklarıyla kıyaslamak açısından hizmetleri ana başlıklarıyla ortaya koymak gerekiyor. Deniz deşarjlarının, su şebekelerinin yapılması gibi. Kullandığımız suların bizim açtığımız kuyulardan getirilmesi gibi. Kullanılan su depolarının tamamının bizim dönemimizde yapılması gibi. Yeni Mezarlık gibi. Edirne, Tekirdağ, Kırklareli gibi il belediyelerini sayarsak hepsinden çok daha fazla araç parkı sahibi olmak gibi. Devlette bile ambulans işletmesi yokken 3 ambulansla 24 saat hizmet veren bir birim kurmamız gibi, ki o tarihlerde Silivri'de özel hastane açılmıştı ama onların bile ambulansı yoktu, ambulans işletmelerini biz yapıyorduk. Görev sahamız dışında olmasına rağmen bütün köy ve beldelerin itfaiye hizmetini biz görebiliyorduk. Halk Ekmek gibi. Dijital haritaların ve paftaların yapılması gibi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden önce zemin etütlerinin, mikro bölgeleme çalışmalarının yapılması gibi. Mesela bizim yaptığımız dönemdeki düzenli depolama alanı, Türkiye'nin 9. düzenli depolama alanıydı. Bir ilçe belediyesi olarak bunu yapmıştık. Biliyorsunuz yaklaşık 9 ay önce Edirne Belediyemiz düzenli depolama alanı yaptı. Genel Başkanımız o hizmetten dolayı Başkanı, “Böyle bir hizmeti buraya kazandırdığın için gelecek dönem adayımız sensin” diyerek onurlandırdı. Bunu yaptığımız işin önemini vurgulamak açısından söylüyorum. Merkezde yazlıklar hariç yapılmamış bir metrekarelik yolumuz kalmamıştı. Dere ıslahlarının yapılması gibi. 3 dönemde 2 defa deniz temizliğini yapmış olmamız gibi. Bunların hepsi çok ciddi harcamalar gerektiren yatırımlar. İstanbul'da ilk defa yapan ilçeydik, hayvan barınağı, kedi-köpek kısırlaştırma merkezi gibi. Meslek liselerinin getirilmesi, ona yakın okulun yaptırılması bizim önemli hizmetlerimizden biridir. Arsa tedariki, onlara yatırımcı bulunması, bir kısmının da devlet tarafından yapılmasının sağlanması.
Benim en önem verdiğimiz olaylardan bir tanesi de Yerel Gündem 21 uygulamasıydı. Hatırlayan arkadaşlarımız vardır. Yaklaşık 180 kişilik bir kent meclisi ile Silivri'yi yönetiyorduk. Yerel Gündem 21'de alınmış kararları belediye meclisinden geçiriyorduk. Hatta belediye meclis üyesi bazı arkadaşlarımız, “Kent Konseyi'nden alınan kararları uygulayacaksak biz burada niye varız?” tarzında gücenmeler gösteriyordu ama demokratik yapıyı ve kenti yönetime katmayı sağlamaya çalışıyorduk. Çok da önemli mesafeler almıştık. 1994 yılından 2004'e kadar belediye meclis gündemini temsilcisi olmayan muhalefet partilerinin ilçe başkanlarına, muhtarlara ve sivil toplum örgütlerine göndererek onlara da söz hakkı verdik, konuları tartıştırdık. Meclis toplantılarını bu şekilde yapıyorduk. Bizden sonra şahitsinizdir birçok dönem meclis üyelerinin bile sesi kesildi. Tahammül gösterdik, o demokratik yapıyı yerleştirmeye çalıştık ama ortadan kaldırıldı. Ben 3 dönemin ikisinde mecliste azınlıktaydım ama kararlarımızın çok büyük bir bölümünün oy birliğiyle çıktığına şahidim. Kararlarımız %95'in üzerinde oy birliği ile çıkmıştı. Çünkü çok geniş platformlarda tartıştırma imkanı oluyordu. Herkese söz hakkı veriyorduk. Dolayısıyla gizli saklı herhangi bir işiniz olmayınca muhalefet meclis üyeleri de körü körüne muhalefet edemiyordu. Başka bir uygulama daha yapıyorduk. Partiler belediye meclisine gelmeden bir gün önce grup toplantıları yaparlar, ilçe yönetimlerinde belediye meclis üyeleriyle birlikte konuları tartışırlar. Biz hem onu yapıyorduk hem de muhalefet meclis üyeleriyle bir gün önceden toplanarak gündemi tekrar tartışıyorduk, tereddüt ettikleri konularda her türlü bilgiyi onlara aktarıyorduk.
Engellilerle ilgili Silivri'de ilk envanter çalışmasını Yerel Gündem 21 bünyesinde biz yapmıştık. O güne kadar Silivri'de ne kadar engelli vatandaşımız olduğunu bile bilmiyorduk. Ondan sonra eğitim çalışmalarına başladık. Lions Kulübü ile birlikte bir engelliler okulunun yapılmasına ciddi şekilde katkı verdik. Daha sonra belediyemiz de bir engelliler okulu yaptı. Onun çok daha geliştirilmesi gerektiğine inanıyorum.
Bir Kültür Merkezi'ni yapamamış olmak en büyük eksikliklerimden biri diye düşünüyorum. Gençlere çok fazla borcumuz olduğuna inanıyorum. Gençleri kahve köşelerinden kurtarmamız gerektiğine, amatör spor dallarının desteklenmesi, belediye imkanlarının profesyonel spora değil de amatöre yönlendirilmesini, kültür-sanat faaliyetlerine çok daha fazla hız verilmesi gerektiğine inanıyorum.
Kurmuş olduğumuz Kent Bilgi Sistemi, o dönemin en gelişmiş kent bilgi sistemlerinden bir tanesiydi. Bizim yaptığımız Kent Bilgi Sistemi yaklaşık 250 bin dolara mal olmuştu. Kadıköy Belediye Başkanımız Selami beyin yaptığı Kent Bilgi Sistemi, 2,5 milyon dolara mal olmuştu. Ama bizimki ondan çok daha gelişmişti ve işlevi fazlaydı. Nitekim Türkiye Bilişim Derneği ile TÜSİAD'ın kamu kurumlarının kent bilgi sistemleri arasında Türkiye çapında yaptığı yarışmada Silivri Belediyesi 3.'lük aldı. Ama o ödülü almak bana kısmet olmadı, benden 3 ay sonra Hüseyin beye verdiler. Bu ölçüde gelişmiş bir Kent Bilgi Sistemimiz vardı. Örneğin müteahhitlerin hak edişleri oradan takip edilebiliyordu. Kim kayrılıyor, kim kayrılmıyor, kimin alacağı gecikti, kime erken ödeme yapıldı herkes çok rahatlıkla görebiliyordu. Belediyenin bütün hesapları internet üzerinden kontrole açık vaziyetteydi. O demokratik yapıları maalesef sonraki dönemlerde kaybettik. Biz bu demokratik yapıyı, kent yönetimine halkın katılımını, kent rantlarını kent adına kullanmaya talibiz.
Belediyecilikte biraz aykırı uygulamalar yapıyorduk. Nasıl olsa beni fazla tutmazlar, alırlar düşüncesi içindeydik. Onun için gözümüz kara hizmet veriyorduk. Hatırlayanlar vardır Silivri Cezaevi'nin yapılmaması konusunda olağanüstü bir mücadeleye girişmiştik. Kendi yetki alanımızda değildi, hiçbir şekilde yasal olarak müdahale edemezdik ama öyle güçlü bir kamuoyu oluşturmuştuk ki, görev dönemimin son 2,5 yılındaydı, gerek DSP'nin koalisyon döneminde gerek AK Parti'nin ilk yıllarında burada yapılmamasını sağladık. Benden sonra da zaten hemen yapıldı. Başlı başına o mücadele bile çok önemli bir mücadeleydi diye düşünüyorum.
“PROJELERİMİZİ İLERLEYEN GÜNLERDE AÇIKLAYACAĞIZ”
Bizim çok temel ana prensiplerimiz var. Yatırım programıyla ilgili bugün herhangi bir şey söylemeyeceğiz. Çok da vaktinizi almak istemiyorum. Ama bizim kendimize anayasa kabul edeceğimiz temel kurallarımız var. Bugün burada bizi 3-5 kişi olarak dar bir çalışma grubu olarak görebilirsiniz, hayır, öyle değiliz. Çok kalabalığız. Ama biz bugün sadece siz basın mensuplarıyla birlikte olmak istedik. Aday adaylığımızı ilan etmek için burada olduğumuzu söyledik. Elbette Silivri'yle ilgili çok önemli projelerimiz ve düşüncelerimiz var. Onlarla ilgili örgütümüzle birlikte gelecek günlerde tekrar sizlerle bir araya gelmeye çalışacağız.
“YARATILAN KENT KAYNAKLARINI, HALKIN YARARINA KULLANACAĞIZ”
Temel prensiplerimizi size kısaca hatırlatmak istiyorum. Belediyecilikte önce insan anlayışıyla hemşeri memnuniyetini esas alan, keyfilikten uzak, tutarlı, kararlı ve dürüst yönetim ilkeleri çerçevesinde hızlı, verimli ve etkili bir yönetim anlayışını esas alacağız. Ben yaptım oldu anlayışını reddedeceğiz. Halk yararına alınacak her karar ve uygulamada hızlı, cesur, atılgan ve kararlı bir yönetim anlayışı sergileyeceğiz. İnsana saygıyı esas alacak, tüm kesimleri kucaklayacak, iş yaparken ezmeyecek, yaparken yıkmayacak, başkanlık makam yetkilerini baskı aracı olarak kullanmayacağız. Yaratılan kent kaynaklarını, halkın yararına kullanacağız. Kişilerin menfaatlenmesine asla izin vermeyeceğiz. Bu temel prensipleri elbette uzatmak mümkün.
“ÖN SEÇİM YAPILIRSA KENDİMİZİ PARTİLİ ÜYELERİMİZE EMANET EDİYORUZ”
Benim gönlümden geçen üyelerle bir ön seçim olması. Biliyorsunuz bize üye de yazdırmıyorlar, üye kaydı da yapamıyoruz ama hiç önemli değil. Biz Silivri'de üye olan CHP'lilere güveniyoruz. Ön seçim yapılırsa kendimizi partili üyelerimize emanet ediyoruz. Eğer Genel Merkez bizi aday gösterirse tabi ondan sonra kendimizi Silivri halkına emanet edeceğiz. Ben Silivri halkının çok büyük bir kesiminden destek alacağımıza inanıyorum. Çünkü ben belediyeciliği çok iyi biliyorum. Çünkü ben belediye yönetiminde bulunurken insanlar arasında hiç ayrım yapmadım. İhtiyacı olanlara her türlü katkıyı yapmaya çalıştık. Belediyenin vatandaşa ve ilçeye hizmet etmek amacıyla kurulmuş bir kurum olduğunun her zaman bilincinde olduk. En son yıllarda 310 civarında mesai arkadaşlarımla çalışma fırsatı buldum. 15 yıllık süreçte belediye meclis üyesi ve çalışan arkadaşlarımla ilişkimizi birkaç istisna hariç kardeşçe sürdürdük. Bugün o dostluklar aynı duygularla devam ediyor. Kendi yol arkadaşlarıyla gönül bağı kuramayanın, milletin ihtiyaçlarına verimli cevap veremeyeceğine inananlardanım. Bu anlayışla aday adaylığımı tüm kamuoyuna duyurmak istiyorum.
“GEÇMİŞTEN DERS ÇIKARDIM”
Yaş benim için önemli değil, fırsat verilirse kendimi çok enerjik hissediyorum. Hatta her geçen yılın beni hizmet yönünden biraz daha hırslandırdığını, geçmiş hataların da çok iyi muhakemesinin yapılmasına fırsat verdiğini söyleyebilirim. Elbette yönetimde olduğunuz sürelerde hatalarınızda olabiliyor. Her ne kadar kötü niyetli olmasanız da hata da yapabiliyorsunuz. Yorgunluktan kaynaklanan olabiliyor veya ne acıdır ki sadece belediye başkanlarında değil başka kamu yönetimde bulunan insanlarda da zaman geçince herhalde biraz da güç zehirlenmesi olabiliyor, belki o zehirlenmeden biz de payımızı aldık.”
Değirmenci açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Haber:
Hazal BAŞARAN