İtiraf etmeliyim epeydir Silivri Belediyesi'nin düzenlediği festivallere yönelik ilgimi kaybetmiştim… İş icabı, takip etmiş olmak için gittiklerim bir elimin parmaklarını geçmez… Yeni dönemde Yoğurt Festivali açılışından sonra Değirmenköy'ü göreyim dedim… Daha alana adım atmakla ‘İyi ki gelmişim' diye içimden geçirdim… Bölgemiz topraklarında yetişen güzellikleri görünce girdiğimiz üretim krizinden çıkacağımıza dair umutlarım yeşerdi…
Köyde yetişenler bana katılacaktır; bize hep “Oku yoksa köyde kalır tarlada çalışırsın, hayvan bakmak zorunda kalırsın” tarzında üstü örtülü tehdit, bir çeşit öğüt salık verilirdi aile büyüklerimiz tarafından. Ve bu ‘kötü kaderi' aşmak, büyük şehrin modern hayatı ve konforuna kavuşmak için okuduk biz… Öyle böyle değil çok okuduk…
Şimdi düşünüyorum da çocukken kurtulmak için deli gibi ders çalıştığım (bu kısmı biraz abartmış olabilirim : ) hayat şimdi hayallerimi süslüyor… Eğitim, kent yaşamının tecrübe, birikim, stres ve yıpranmışlığıyla köy hayatı o kadar cazip geliyor ki şu an gözüme ve de bu sadece benim için böyle değil…
“Topraktan geldik, toprağa döneceğiz” karmamızdan kaçamıyoruz sanıyorum : )
Değirmenköy, festival atmosferiyle şenlenmiş insanlar etkinliğe akın akın ilgi göstermişlerdi… Kimi ürettiklerini satmak, kimi eğlenmek, eşi dostu, değişik ya da bildik şeyler görmek için insanlar çoluk çocuk meydandaydı...
Başkan Volkan Yılmaz'ın konuşmasında beldelerin tarihsel hafızasına yönelik hatırlatmaları, üretim, birlik, kolektif çalışmak ve Atatürk vurgusu; yönettiği coğrafyanın özelliklerine hakimiyetini hissettirdi. Biz onu o yönetmeye talip olup, seçilme başarısı gösterdiği teritoryayı satır satır okuyarak, tanıdığını ortaya koyuyor... Tarım ve üretim üzerine kurulan gelecek hedefleri ve marka kent vurgusunda kararlı, ısrarcı olduğu algısını her adımında ve etkinliğinde destekliyor…
Acı, üzücü, kahredici gündemimiz kadın cinayetleri ve süre gelen şiddetti Başkan Bey'in es geçmemesi de dikkat çekti, anlam olarak en büyük seçmen kitlesi, destekçisi kadınlarda da karşılığını bulmuştur kuşkusuz.
Alakasız gibi gelecek ama var aslında bağı; geçen birileriyle konuşuyoruz Volkan Yılmaz'ın özellikle trafik sorunu gibi, Silivri'nin en önemli sıkıntıları gibi görünen konularda henüz bir gelişme kaydetmemesine değindiler, başka da birkaç konuyu konuştuk… Bu sohbetin sonunda “Şundan kazanıyor; seçildikten sonra değişmedi, öncesinde nasılsa, seçildikten sonra da öyle kaldı” dedi sohbet ettiğimiz kişilerden biri…
Çok yorum duyuyor, biz de işimiz gereği yapıyoruz ama bu tespit dikkatimi çekti… Bunu söyleyen de Volkan Bey'e oy vermemiş kişiler üstelik… Diyeceğim Değirmerköy'deki etkinlikte de Başkan Bey, tüm içtenliğiyle yönettiği halk ile bağını geliştirmeyi sürdürdü.
İnsanların sizin ardınız sıra gelmesinin aklınıza inanması ve güvenmesi ile desteklerseniz, ortak hedeflerinize onları daha kolay ulaştırırsınız…
Siyasette temel hatalardan biri; konuştukça var, ya da çok etkili olduğunu sanmak! İyi bir dinleyici ve izleyiciyse siyasetçi işi çok daha kolay ve başarısı daha parlak olur… Yılmaz'ın başarı sırlarından biri bence bu ifşa etmiş olayım : )) vatana millete azcık faydam dokunsun : )
NEZAKET BAŞKA BİR ŞEY; ONA HERKES SAHİP OLAMIYOR!
19 seneyi geride bıraktığım Silivri'de gazetecilik maceramda hala beni şaşırtan hem de güzel şeylerin olmasına minnettarlığımı paylaşmak istiyorum sizinle. Takip edenler bilir; nezaket, zarafet benim için çok kıymetli şeyler, aslında herkes için olması gerekiyor ama bunu başarabilenler çok az ne yazık ki… Pazar günü ev modunda telefonumu karıştırırken birden çaldı… Pazar hem de kayıtlı olmayan numaraları çok açma taraftarı değilimdir yine de çoğu vakitler merak ve huzursuz kişiliğime yenik düşer bakarım; kim, niye arıyor öğrenmek için… Bu çağrıyı hepsinden hızlı açtım muhtemelen :) Karşıdaki sesin “Ben Akif Hamzaçebi, haber ve köşe yazınız için teşekkür etmek için aradım” demesi üzerine ‘rica ederim' dedim herhalde... Şaşkınlıktan ne söylediğimi pek hatırlamıyorum. Bir taraftan ertesi gün çıkacak gazetede yer alan haberi görüp de mi aradı, öyle numaradan mı diye tartıp, ölçüp, biçiyorum kafamda… Gerçi hangisi olsa başlı başına güzel bir nezaket örneği, okuyup da aradıysa ayrıca kıymetli olmakla birlikte…
Dijital ortama yüklendiği için gazete sayfaları baskıdan önce görme şansı olmuş CHP'li milletvekilimizin haberleri ve okuyarak aramış; sonradan yaptığımız görüşmede aklımı kurcalayan konulara cevap buldum… Bulduğum cevaplarlar ile de çok mutlu oldum…
Demem şu; yapmış olmak için yapılmayan, içtenlikle sürdürülen her faaliyet karşılık bulur, değer görür… Benim açımdan belki biraz geç bir öğrenme oldu ama siyasette nasıl Akif Hamzaçebi olunuyor hususunda aydınlandığımı düşünüyorum… Geri dönüşü ile ayrıca kendim ve inandığım şeyler açısından mutlu oldum…
Bence örnek olsun kıymet bilmeyenlere : )) Nezaketi rafa kaldıranlara : ) Kızmak için bahaneler arayanlara vs…
Teşekkür ederim Sayın Vekilim, TBMM'de sizin gibi birinin olduğunu Cuma günkü programdan sonra da tecrübe etmek içime su serpmişti de, devamında yaşattıklarınız da iyiye, güzele dair inancımı tazeledi...
Siyasetçinin en önemli görevi umut aşılamaksa; harika bir sonuç benim açımdan... Teşekkürler...