Üç gündür tüm şiddetiyle devam eden fırtına, çatı ve daha bir çok şeyin temelini testten geçirirken siyası rüzgârların da kendisiyle uğraşan insanlar üzerinde ve de etkili birleşenleri açısından aynı anlamı taşıdığını düşündürdü bana.
Bir seçim siyasette kartların yeniden karılmasını, kongre merkezinde yer alanlara göre safların yeniden belirlenmesine yol açıyor. Bazı durumlarda “şu değişti” diyoruz ya; aslında şartlar değişmiştir öncesinde. Şartların değiştiği noktada bunlara tabi insanların aynı kalması mümkün değil. Kendimizi boşuna kandırmayalım.
İnkâr edemeyeceğimiz tek şey değişimdir herhalde. Hiçbir şey aynı kalmıyor… Bir şey biterken başka bir şey başlıyor. Bunları yok sayarak devam etmek için sanırım biraz gerçeklikle bağımızın kopmuş olması lazım.
Bir değişim ne kadar radikal olursa olsun zamanla alışıyor, sıradanlaştırıyoruz. İnsanoğluna bahşedilen en önemli özelliklerden biri de bu; alışmak, en anormal durumu bile zaman içinde normalleştirmek. Zaten bunu yapamazsanız; yani değiştiremediğiniz şeyi kabul edemezseniz o size öyle şeyler yapıyor ki kim ile ne olduğunuzu bile unutturabiliyor.
E göreceğimizi gördük, beklenmeyen durumlar ile baş etmeyi öğrendik diyelim sanıyor musunuz ki bu noktadan sonra canınızı yakmak da zorlaştı. Size hem kötü hem de iyi bir haberim var; Hala çok kolay! Ama canımız yandığı müddetçe bir insan olduğumuzu en net haliyle hissederiz…
İnsan olmanın ve kalmanın bedeli canınızın yanmasıdır!
Yansın be o zaman!
Canımızın yanması bizi öldürmez, orada en ufak bir ısı alameti kalmaması öldüğümüzün işaretidir ama…
GÜNÜN SÖZÜ
"Söylediklerinize dikkat edin düşüncelere dönüşür,
Düşüncelerinize dikkat edin duygularınıza dönüşür,
Duygularınıza dikkat edin davranışlarınıza dönüşür,
Davranışlarınıza dikkat edin alışkanlıklarınıza dönüşür,
Alışkanlıklarınıza dikkat edin değerlerinize dönüşür,
Değerlerinize dikkat edin karakterinize dönüşür,
Karakterinize dikkat edin kaderinize dönüşür."
*Gandhi