Futbol bir topu kovalayan 22 kişinin eğlencesiyken toplumun önemli kesimini ilgilendiren oyalayan bir hale gelince izleyenlerin yarısı dördüncü hakem, çoğu otorite, herkes teknik direktör olmaya başladı…
İlgili ilgisiz herkes futbolu ne kadar iyi bildiğini kanıtlama telaşıyla eleştiride sınır tanımıyor.
İstanbul amatör futbol camiasının merakla beklediği Silivri-Fenerköy maçı oynandı. Bu maçla ilgili çeşitli yorumlar yapılacaktır. Kimi iki takım için ikişer puan kaybetti diyecektir, kimileri anlamsız sorular gündeme getirip ben olsam şöyle yapar, şunu oynatır bu maçı alırdım diyecektir…
Oysaki bu maç özellikle bu maç böyle bir maç olmadı. Bu maçta iki taraf içinde kâr zarar hesabı yapılmamalı. Kimse kaybetmedi. Silivri kazandı. Çok güzel bir maç oldu. Fener takımı yetenekli oyuncuların bireysel çabalarıyla maça ağırlığını koymaya çalışırken, Silivrispor sahanın her yerinde birlikte hareket eden dirençli bir takım görüntüsüyle dikkat çekti.
Maça ilgi çok fazlaydı, herkesin bir gözü bir kulağı bu maçtaydı. Bu kadar insanı stada çeken iki takımı da kutlamak lazım. Birkaç günlüğüne de olsa kaprisleri, takıntıları bir kenara bırakıp federasyonla istişarenin diyalogun oluşturduğu sinerji muhteşemdi.
Devamı 15 Şubat 2011 tarihli Hürhaber Gazetesi'nde
