Türk Eğitim Sen Silivri Şube Başkanı Ahmet Demir ile bir söyleşi gerçekleştirerek, Milli Eğitim'deki son gelişmeleri ve Silivri'deki yansımalarını konuştuk. Demir, baş gösteren sorunlara çözüm önerileri sunarken, ilçemiz eğitimcileri arasında bazı konular hakkında çıkan huzursuzluklara da değindi.
DEMİR: BAKANLIK BİLDİĞİNİ OKUMAYA DEVAM ETTİĞİ İÇİN SIKINTILAR KATLANIYOR
Renginar SALİ: 12 Yıllık Zorunlu Eğitim Sistemi'ni nasıl değerlendiriyorsunuz? Artıları ve eksileri neler?
Ahmet DEMİR: 12 yıllık zorunlu eğitime evet, ama sistem nasıl olmalı orada farklı düşünüyoruz ve bu düşüncemizi de sendika genel merkezimiz vasıtasıyla defalarca Milli Eğitim Bakanlığı'na ilettik. Ancak Bakanlık kendi bildiğini okumaya devam ettiği için bugünkü sıkıntılar katlanarak büyümeye devam ediyor ve hiçbir süratte ne sendikaların ne de eğitim çalışanlarının fikri sorulmuyor.
"ZORUNLU EĞİTİM SİSTEMİ 1+5+3+4 ŞEKLİNDE VE ANAOKULU ZORUNLU OLMALI”
Biz Türk Eğitim-Sen olarak zorunlu eğitimin kesintili olmasına karşı değiliz, ancak bu model 4+4+4 şeklinde değil; 1+5+3+4 şeklinde olmalıdır ve anaokulları da zorunlu hale getirilmeli. Bize göre bakanlık çok acele etti ve bu nedenle her şey çok plansız programsız yapıldı. Örneğin, geçen haftaya kadar sınıf öğretmeni fazlalığı varken yapılan alan değişikliğinden sonra bu hafta merkez okullarda dahi sınıf öğretmeni açığı ortaya çıkarken branş öğretmenlerinde fazlalık ortaya çıktı. Ne diyeyim Allah İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nün yardımcısı olsun.
Ayrıca bu sisteme geçerken temel amaç birinci kademe ile ikinci kademe öğrencilerini ayırarak farklı okullarda eğitim almalarını sağlamaktı ki pedagojik olarak olması gereken de bu aslında. Ancak sorarım size kaç okulda bu sağlandı?
Ben yaptım oldu mantığıyla hiç konuşmadan ve tartışmadan bir gecede sistem değiştirilirse bu sistem ancak sorun üretir. Bugün geldiğimiz noktada da durum bu aslında, sistem sorun üretmeye devam ediyor. Birinci sınıfa yeni başlayan ve aralarında iki yaş fark olan öğrencileri aynı sınıflarda okutuyoruz, sınıf mevcutlarımız şişti, kendi başına tuvalet ihtiyacını dahi gideremeyen, anasınıfı eğitimi almayan çocuklarımızı okula alıyoruz. Yani nereden baksanız sorun nereden tutsanız elinizde kalıyor.
"SÜRECE DAHİL OLABİLMEK BİZİM AÇIMIZDAN ÖNEMLİYDİ”
Renginar SALİ: İlçemizdeki son durum nasıl? Yaşanan sıkıntılara herhangi bir öneride bulunabilir misiniz?
Ahmet DEMİR: Öncelikle şunu belirtmek lazım; her ne kadar daha sonraki süreçte karar verilen konularda değişiklikler olsa da sürecin başında İlçe Milli Eğitim Müdürümüz İkram Kayapınar'ın Silivri'deki örgütlü dört eğitim sendikası temsilcisini davet ederek düşüncelerimizi alması sürece dahil olabilmek açısından bizim için önemliydi.
"EĞİTİM KALİTESİNİN ARTTIRABİLMESİ İÇİN BAZI SORUNLARIN ÇÖZÜLMESİ GEREKİYOR”
Sorunlara gelince; ilçemizde yaşanan bir iki lokal olay dışında çok büyük sıkıntı yokmuş gibi duruyor ancak özellikle kademeli geçişin yapıldığı okullardaki öğretmen arkadaşların yaşadıkları belirsizlikler var. Ayrıca Piri Mehmet Paşa İlkokulu branş öğretmenlerinin Silivri Ortaokulu'na aktarılması konusunda belirsizlikler vardı ki geçtiğimiz hafta içinde çözüldü. Bu anlamda gerek ben gerekse Şube Başkanımız Enver Demir, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'yle devamlı irtibat halindeyiz.
Bunun yanında 5. ve 9. sınıflarda haftalık ders saatlerinin artması nedeniyle özellikle servisle ulaşımın yoğun olarak kullanıldığı okullarda okula giriş çıkış saatlerinde sorunlar mevcut. Tabii en önemli sorunlardan birisi de okulların kaynak yetersizliği problemi var. Maalesef fotokopi makinesine toner alamayacak durumda olan okullarımız var. Eğitimin kalitesinin arttırılabilmesi için öncelikle bu gibi sorunların çözülmesi gerekiyor.
"GELDİĞİMİZ NOKTADA ŞAMAR OĞLANINA DÖNDÜRÜLEN BİR ÖĞRETMEN PROFİLİ VAR”
Renginar SALİ: Son dönemde okullarda artan şiddet olaylarına dair görüşleriniz nedir?
Ahmet DEMİR: Sendika olarak şiddetin her türüne karşıyız, öğrenciye ya da öğretmene fark etmez. Yönetmelik hükümleri açık, şiddet uygulayan bir öğretmen varsa açarsınız soruşturmanızı kesersiniz cezasını. Ancak bugün geldiğimiz noktada siyasi iktidar tarafından şamar oğlanına döndürülen bir öğretmen profili var. Öğretmenleri değersizleştirmek için önüne gelen ağzına gelen her şeyi söylüyor.
Daha geçen hafta bir öğretmen arkadaşımız İzmir'de maalesef kendi öğrencisi tarafından derste diğer öğrencilerin gözü önünde bıçaklanarak öldürüldü. Bizim öğrencilerimiz bizim velilerimiz böyle öğretmen düşmanı değildi. Ne oldu da birden öğretmen düşmanı kesildiler, bunun sorumlusu kimdir buna bakmak lazım.
Bugüne kadar öğretmene yapılan şiddete karşı önlem almayan Milli Eğitim Bakanlığı'nın tüm bu olan biteni seyretmesi ise son derece ürkütücüdür. Öğretmenine sahip çıkmayan, öğretmene uygulanan şiddete karşı duyarsız kalan, öğretmenleri her fırsatta rencide ederek, onları öğrenci ve veli karşısında değersizleştiren Milli Eğitim Bakanlığı ne zaman sorumluluğunu hatırlayacak, ne zaman harekete geçecektir?
Tüm bu olumsuz hava içinde çok şükür ki Silivri'mizde bugüne kadar çok büyük bir problem yaşamadık. Ancak yaşamayacağımız anlamına da gelmiyor, böyle devam etmesi durumunda bu olayların burada da başlamaması için hiçbir engel yok.
"ÖDÜLLER KONUSUNDA BELLİ BİR SENDİKANIN İLÇE YÖNETİMİ VE ÜYELERİNE ÖNCELİK TANINDI”
Renginar SALİ: Gazetemizde de yer verdiğimiz 2011-2012 eğitim öğretim yılında verilen başarı belgeleri bazı eğitimcilerimizi üzmüş. Sebebi nedir?
Ahmet DEMİR: Ödüller verildi ama belli bir sendikanın ilçe yönetimi ve üyelerine öncelik tanındı. Bu durum arkadaşlar arasında rahatsızlık yarattı. Arkadaşlar bu konudaki hassasiyetimizi bildikleri için hangi sendikaya mensup olursa olsun beni gördüklerinde şakayla karışık "Başkan sen de başarı belgesi aldın mı?” diye soruyorlar. Bana bir şekilde ulaşan herkes başarı belgesi alan farklı birisini örnek vererek şikayette bulunuyor ve bu konuyla alakalı tepkilerini dile getiriyor, ne yaptınız, ne yapacaksınız diye soruyor.
"YENİ OKULLARA GÖREVLENDİRİLEN MÜDÜRLER DE TEK BİR SENDİKA TEMSİLCİLERİ”
Bir de şunu eklemek isterim 4+4+4 eğitim sisteminden sonra yeni açılan okullara yapılan özellikle müdür görevlendirmelerinde tek bir sendika üyesi arkadaşların olduğunu gördük. Tabi bu okulları isim isim zikretmeye gerek yok ama özellikle bizim üyelerimiz arasında huzursuzluk yarattı. Hatta mevzuata aykırı olmasına rağmen merkez okullardan birisine rotasyonla gelen bir müdürümüz rotasyonla geldiği okula geri görevlendirildi. Bakıyoruz bu durumlardan hep aynı sendika üyesi idareciler yararlanmış. Ödüllendirmelerde ve görevlendirmelerde hükümete yakınlık değil kariyer ve liyakat ilkelerinin gözetilmesi gerektiğine inanıyorum.” Renginar SALİ
