Demokrasİ öyle güzeldir ki, tadından yenmez!
Bu cümle rahmetli Kemal Sunal'ın oynadığı Zübük filminde bir replik olarak geçiyordu; gerçek oldu.
Demokrasi; toplumsal özgürlüklerin ve bir yaşamın adıdır... Hakkın, hukukun ve adaletin uygulandığı, din, vicdan ve teşebbüs özgürlüğünün, hür ve adil seçimin de adıdır. Bir sistemler bütünüdür.
Tanklara ve silahlara göğsünü siper eden bu Aziz Millet ve Kahraman insanlar vatan için şehit düştüler. Medyada her gün yayınlanan bu videoları seyrettiğimizde halkına bu kadar acımasızca kurşun, roket ve mermi yağdıranlar yabancı bir ülkenin askeri de değil ki, kendi içimizden çıkanlar!
Nasıl oluyor bunlar, insanın aklı hafsalası almıyor!!
Milletin, askerin, polisin, küçük çocukların üzerine ateş etmekte ne demek?
Bu hainler güruhu bir şizofren delinin peşinden giderek kendilerini bir vehme kurban ettiler... Dünyalarını da ahiretlerini de heder ettiler..!
Bunun mahşeri vicdanda açıklaması da yok!
Dünyevi makam ve mevki için bu Aziz Millete ve Devlete bu ihaneti hem de bilerek ve isteyerek yaptılar.
Hangi dine mensup olursa olsun tevhid inancı taşıyan imanlı bir insan, kaderin mutlaka bir gün adalet ve tecelli edeceğine inanır, iman eder.
Bunca yaşanan zulmü ve alçaklığı görüyorum demek ki bu güruhta iman da kalmamış..!
Zalimler için yaşasın cehennem.
&&&
Geçen gün sevgili Gökhan Kocabaş bana bir mesaj gönderdi...
Mesajı aynen yayınlıyorum:
“Bir gün yaralı bir kuş Hz. Süleyman'a A.S. gelerek, kanadını bir dervişin kırdığını söyler.
Hz. Süleyman, dervişi hemen huzuruna çağırtır ve ona sorar;
“Bu kuş senden şikâyetçi, neden kanadını kırdın?”
Derviş kendini savunur;
“Sultanım, ben bu kuşu avlamak istedim.. Önce kaçmadı, yanına kadar gittim, yine kaçmadı.. Ben de bana teslim olacağını düşünerek üzerine atladım. Tam yakalayacağım sırada kaçmaya çalıştı, o esnada kanadı kırıldı.”
Bunun üzerine Hz. Süleyman kuşa döner ve der ki;
“Bak, bu adam da haklı. Sen niye kaçmadın? O sana sinsice yaklaşmamış.. sen hakkını savunabilirdin. Şimdi kolum kanadım kırıldı diye şikâyet ediyorsun?”
Kuş kendini savunur.
“Efendim ben onu derviş kıyafetinde gördüğüm için kaçmadım. Avcı olsaydı hemen kaçardım. Derviş olmuş birinden bana zarar gelmez, bunlar Allah'tan korkarlar diye düşündüm ve kaçmadım.”
Hz. Süleyman bu savunmayı doğru bulur ve kısasın yerine getirilmesini ister.
“Kuş haklı, hemen dervişin kolunu kırın” diye emreder.
Kuş o anda;
“Efendim, sakın öyle bir şey yaptırmayın” diyerek öne atılır.
“Neden” diye sorar Hz. Süleyman.
Kuş sebebini şöyle açıklar;
“Efendim, dervişin kolunu kırarsanız, kolu iyileşince yine aynı şeyi yapar.. Siz en iyisi mi, bunun üzerindeki derviş hırkasını çıkartın.. Çıkartın ki, benim gibi kuşlar bundan sonra aldanmasın..!''
&&&
Kıssa dan hisse; aslında burada anlatılan kıssa, günümüze uyan ve özetleyen bir hikayedir.. Artık Devletimizde bu alçaklara gereğini yapacaktır, bundan zerre kadar şüphe etmiyorum ve buna inanıyorum.
İyi haftalar.