Sevginar Sali

Deneyim ve zaman...

‘Seçim' kelimesinin gündemimizde tekrar sıklığındaki artışı ile tanımlarında görevleri önüne ‘eski' kelimesi konan isimlerin yeni açılımları da eksik olmuyor.
Eski sevdalar, kalp sancıları yeniden depreşiyor…
Siyaset tarihimiz ile ‘küllerinden doğdu' ifadesinin çakışma sürekliliğine bakıyorum da ‘eskilerden' kolay vazgeçemediğimize kanaat getiriyorum. “Gelen gideni aratır” sözü bir başka misal… Nedensiz, yersiz değil deyim olarak lügatimize yetişmesi…
Yenilerin cicim aylarında selefleri ne ortalıkta görürsünüz ne de seslerini işitmek, fikirlerini öğrenmek çok mümkündür. Sonra eski sancılar, yeni heyecanlarla baş gösterince herkes daha görünür ve gür sesle kendini ifade eder duruma gelmeye başlar…
Geçen biriyle sohbet ediyoruz… Konuştuk konuştuk; söz döndü dolaştı siyasette genç, geçmişi temiz isim arayışında ‘deneyim' kriterinin ne kadar zorlu ve sıkıntılı bir eksikliğe dönüşebileceğine geldi dayandı… Dönüşebilme ihtimali var... Bir de bu ihtimal gerçek olduğunda baş gösteren ve aşılması zor olan sıkıntılır var. Bir insanın sırtına yüklediğiniz yükü zamana yayarak, azar azar arttırırsanız daha fazlasını taşımayı daha uzun süre sağlıklı şekilde sürdürür. Ama bir anda alışık olmadığı ağırlığı omuzlarına bırakırsanız altında ezilmesi kaçınılmazdır. Yükü taşıtmak mı istiyoruz, kişiyi ezdirmek mi? Onu da bırakın siyasette bu görevi üstlenenlere hem yük taşıtıyoruz hem de yönetim sorumluluğu, karar verme yetkisi veriyoruz… ‘Hamallıktan' daha zoru diğer ‘hamalları' yönetmektir!
Yine seçimler konuşulacak; herkes bilgisi ölçüsünde, bilgisizliğinin sınırları ötesinde fikrini söyleyecek, bunlar beklentisine dönüşecek… Sonra uymayacak, eksik ve boşlukta kalacak bir şeyler, bazı kimseler!
Hani bir söz var; “Gençler bilebilse, yaşlılar yapabilse...”
Kendi kendime soruyorum ‘Şöyle 10 yıl geriye dönmek ister miydin?'
Şimdiki aklımı terk etmek zorunda kalacaksam: ASLA! Onu da alarak dönmek kare imkansız biliyorum… En iyisi dönüşme konusunda yeteneklerinizi zorlayın derim…
Yüzdeki bir kırışıklığı düzleştirmenin doğal yolları yanı sıra estetik olayı var; öyle ya da böyle istediğinizde halledersiniz… Ama beyindeki kıvrımlar öyle mi?
Aklımda yaşam koçu, bilge ve asilerin düşünceleri halaya tutulmuş gibi hissediyorum. Yaşlanmaya direnen benlik orkestrası Damat havası çalıyor…
Hepinizi delirtmeden noktalıyorum; yok öyle birden bire yırtmak, direne direne kazanacağız : ))

Kızılderililerin Şeref Yasaları…
Doğa ile en doğrudan yaşam tarzına sahip kimseler; Kızılderililer… Yenidünya ile tanışmaları en trajik topluluk olduklarını da hesaba katmak lazım tabi… Yaşam kuralları çok hoşuma gidiyor, şeref yasaları da sizlere güzel şeyler düşündürecektir kuşkusuz. Düşmanlık, ahlaksızlık ve acımasızlıkta çığır yaratan günümüz insanına inat, geçmişten gelen ilkel bir saygı resitaline göz atmaya var mısınız : )
1. Dua etmek için güneşle birlikte kalk. Tek başına dua et, sık sık dua et.
2. Yollarında kaybolmuş olanlara karşı anlayışlı ol. Cehalet, kibir, öfke, kıskançlık ve açgözlülük, kayıp bir ruhtan kaynaklanır. Rehberlik bulmaları için dua et.
3. Kendini, kendi kendine araştır, keşfet. Başkalarının senin yolunu senin için belirlemelerine izin verme. O senin, sadece senin yolundur. Diğerleri o yolu seninle birlikte yürüyebilirler, fakat hiç kimse o yolu senin için yürüyemez.
4. Misafirlerine evinde saygıyla davran. Onlara en iyi yiyeceklerini ver, en iyi yatağı ver ve onlara saygı ve onurla muamele et.
5. Herhangi bir kişiden, bir topluluktan, bir çölden ya da bir kültürden olsun, senin olmayan şeyi alma. O ne kazanılmıştır, ne de verilmiştir. Senin değildir.
6. Yeryüzü üzerindeki her şeye saygılı ol – ister insan, ister hayvan veya bitki olsun.
7. Diğer insanların düşüncelerini, isteklerini ve sözcüklerini onurlandır. Başka birinin sözünü asla kesme, alay etme ya da taklidini yapma. Herkese kişisel ifadeleri için izin ver.
8. Başkalarına asla kötü bir şekilde konuşma. Evrene bıraktığın negatif enerji, sana katlanmış olarak geri döner.
9. Herkes hatalar yapar. Ve tüm hatalar bağışlanabilir.
10. Kötü düşünceler zihinsel, bedensel ve ruhsal hastalıklara neden olur. İyimser ol.
11. Doğa bizim için değildir, o bizim bir parçamızdır. Onlar senin dünyasal ailenin parçalarıdır.
12. Çocuklar geleceğimizin tohumlarıdır. Onların yüreklerine sevgi ek ve bilgelik ve hayatın dersleriyle sula. Onlar büyürken, onlara büyümeleri için yer bırak.
13. Başkalarının kalplerini incitmekten kaçın. Verdiğin acının zehri sana geri döner.
14. Her zaman dürüst ol.
15. Kendini dengede tut. Senin Zihinsel ben'in, Ruhsal ben'in, Duygusal ben'in ve Fiziksel ben'in – hepsinin güçlü, saf ve sağlıklı olmaya gereksinimi var. Zihnini güçlendirmek için bedenini çalıştır. Duygusal rahatsızlıkları iyileştirmek için ruhsallıkta büyü.
16. Kim olacağını ve nasıl davranacağını belirlerken bilinçli kararlar ver. Kendi eylemlerinin sorumluluğunu üzerine al.
17. Başkalarının mahremiyetine ve kişisel yerlerine saygılı ol. Başkalarının kişisel eşyalarına dokunma – özellikle kutsal ve dini eşyalarına. Bu yasaktır.
18. İyi talihini başkaları ile paylaş.
19. Başkalarının dini inançlarına saygı göster. Kendi inancını başkalarına kabul ettirmeye çalışma.
20. Önce kendine karşı dürüst ol. Önce kendini besleyemezsen ve kendine yardım edemezsen, başkalarını besleyemezsin ve onlara yardım edemezsin.

YORUM YAP