Sosyolog ve Aile Danışmanı - Aleyna Çalış

Deprem sonrası insan psikolojisi

Merhaba değerli okuyucularımız, bu hafta sizler ile hayatımızın mucizeler ile dolu olduğu,  fakat  gerçeğimiz olan depremin insan üzerinde bıraktığı psikolojik etkileri ele alacağız.

Deprem sonrası kişiler üzerindeki bıraktığı psikolojik reaksiyonlar arasında korku, keder, öfke ve suçluluk gibi zihinsel ve duygusal durumlar gözlemlenebilir. Uyku ve odaklanma sorunları ortaya çıkabilir. Yaşananlar zihinde sürekli canlanabilir. İnsanların bir çoğu, yaşamları boyunca çok sarsıcı bir travma ile karşılaşmamış oldukları için, dünyayı güvenli bir yer olarak kabul eder ve yakınlarındaki insanların ansızın ölebileceği düşüncesini düşünemezler. Bu güven ve inanç, ömür boyunca yavaş yavaş inşa edildiğinden dolayı, ortaya çıkan ani değişime aynı hızla uyum gösterebilmek insan psikolojisi için zordur. Yaşamın paylaşıldığı insanlara ya da geçmişteki anılarla, depremin yarattığı, kayba dayalı yeni gerçeklik, bilinçte birbiri ile çelişen farklı duygu durumlarını oluşturur.

Her koşulda yapılması gereken, ilk yaraların sarılmasından sonra, yaşanan trajedinin kabullenebilmesi, yaşamın yeniden anlamlandırılması ve kalınan yerden yaşamsal sorumluluklara devam edilebilmesidir.

DEPREM TRAVMASINA YAKLAŞIM:

İnsanların, travma ile başa çıkmalarına yardımcı olacak belirli bir yöntem yoktur. Bireyin kişiliğine ve yaşam biçimine uygun, yaşama geçirilebilir nitelikte yöntemler gereklidir.

Depremin hemen sonrasında yapılacak psikolojik yardımda kişiye, yaşadıklarını ve duygularını rahatça belirtme olanağı vermek, zihinsel ve bedensel rahatlama ve dinlenmeye olanak sağlamak, ulaşabildiği yakınlarının yardımını istemesi için cesaretlendirmek, travmanın yaratabileceği duygusal sorunlar konusunda aydınlatıcı bilgiler sunmak önemlidir.

Deprem sürecini yaşayan kişi, konuşmak istemediği takdirde, buna zorlanmamalıdır. Kendisini hazır hissettiği bir zamanda duygu ve deneyimini paylaşabileceğini bildirmek, kişinin rahatlamasını sağlayacaktır. Konuşulduğu zaman, kişinin yaşadıklarını değersizleştiren, deneyimini anlatmasına ve yaşamasına izin vermeyen, duyguları bastırmaya yönelik yorumlardan kaçınılmalıdır. Travma, kişinin yaşamını yeniden düzenleme konusundaki hevesini kırmış olsa da, çaba sarf etmenin öneminin kavranması, psikolojik iyileşme açısından çok önemlidir. Kişi, iyileşmeye çok zor bir yaşam sürecinden geçtiği gerçeğini kabul ederek başlamalıdır. Fakat her travmatik olay gibi, yaşanan yeni sürecin de bir süre sonra yavaşça etkisini kaybetmeye başlayacağı olabildiğince göz önünde tutulmalıdır.

YORUM YAP