Okullarımızda, 2019 - 2020 eğitim öğretim yılında pandemi nedeniyle okulların tatil edilmesi sürecinde başlayan ve 19 Haziran'a kadar devam eden uzaktan eğitim çalışmalarımızın telafi süreci 1 Eylül'de başladı.
Öğretmenler, Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Bilişim Ağı (EBA) üzerinden, Whatsaap, You Tube gibi çeşitli iletişim kanallarını kullanarak önemine göre belirledikleri konularda hazırladıkları çalışma programlarını, çeşitli etkinlikleri öğrencileri ile paylaşarak telafi programlarını uygulamaya başladılar.
Milli Eğitim Bakanlığımız da yine EBA TV kanalları üzerinden yaz boyunca sürdürdüğü eğitim öğretim içerikli yayınlarına bu süreçte telafi konularını da ekleyerek sürece katkı vermeye devam ediyor.
Bu arada eğitimciler sorumlu oldukları sınıflardaki öğrencileri ile canlı sınıf uygulamasına da başladı. Öğretmenler ve öğrenciler ilk derslerinde, yaklaşık iki ay süren yaz tatilinin ardından birbirleriyle hasret giderirken telafi süresinin darlığını da göz önünde bulundurarak hemen derslerine başladılar.
İLK CANLI DERS VE BÜYÜK HEYECAN
Mart- Haziran döneminde canlı sınıf uygulaması yapan ve bu konuda tecrübeli olan öğretmen ve öğrenciler nispeten rahattı. Çünkü deneyimliydiler. Ancak geçen yılın birinci sınıflarında okuyan bu yılın ikinci sınıf öğrencileri ve öğretmenlerinde heyecan ve telaş oldukça fazlaydı. Aynı heyecan bu öğrencilerin velilerinde görüldü.
Ne zaman ders yapacağız? Nasıl yapacağız? Programa nasıl gireceğiz? Canlı sınıf uygulaması programını nasıl kuracak ve nasıl çalıştıracağız? Nasıl haberleşecek, etkinlikleri nasıl gönderecek, nasıl yapacağız?..
Daha pek çok soru işareti ile başlandı derslere. Milli Eğitim Bakanlığının bu konuda hem öğretmen, hem öğrenci, hem de velilere yönelik açıklamaları, yayınları, videoları, ayrıca okul yöneticileri ve canlı ders uygulamasında deneyimli öğretmenlerin meslektaşlarına sağladığı katkı, geçen dönem büyük kardeşlerin ve velilerin canlı sınıf deneyimleri bu durumla ilk kez karşılaşan miniklerin işini kolaylaştırdı.
EKRANLARDA İLGİNÇ VE GÜZEL GÖRÜNTÜLER
Tabi, özellikle ikinci sınıf öğrencileri ile yapılan canlı sınıf uygulamasında ilginç görüntüler yaşandı eğitimcilerin ekranında. Ağlayan, masa başında uyuklayan, sandalyesinin veya çalışma masasının üzerine çıkan, odasındaki koltuğun veya yatağının üzerinde zıplayan, şarkı söyleyip dans eden, masanın üzerinde oyuncak kamyonunu süren, oyuncak bebeğinin saçını tarayan minikler. Heyecan ve telaş içinde uzaktan ders düzenini sağlamaya ve disiplin vermeye çalışan öğretmenler...
Uzun süredir göremedikleri öğretmenlerini telefonlarının ya da bilgisayarlarının ekranında canlı olarak gören miniklerin şaşkınlığı büyüktü. Pek çoğu ilk derste öğretmenlerinin anlattığı derse odaklanmakta zorlanırken yaşadıkları durumun şaşkınlığı içerisindeydi.
MİNİK YÜREKLERİN İLK DERSİNDEN İZLENİMLER
Kimisi dilini çıkararak ekrandaki görüntüsüne bakıyor el, sallıyor, kimi şarkı söylüyor, kimi yalnız kalmak istemeyip sürekli aile bireylerini yanına çağırıyor, gelmeyince de yerinden kalkıp onların yanına gidiyor ve gözden kayboluyordu. Kimisi masanın altına saklanıyor, kimisi yüksek sesle bağırarak arkadaşlarına selam veriyor ve sohbet ediyor, kimi de tek tek arkadaşlarının adını sayıyordu. İşte ilk canlı derslerini yapan miniklerimizden bazı izlenimler:
- Aaaa, anne bak, bu benim öğretmenim, bak bak, işte orda, işte, işte !Öğretmenim, öğretmenim, öğretmenim! Beni tanıdınız mı? Benim, ben!
- Merhaba yavrum, seni tabi ki tanıdım. Hiç öğretmen öğrencisini unutur mu? Nasılsın? Hepinizi çok özledim!
- Öğretmenim biz neden okula gitmiyoruz? Siz neden bize okulda ders yapmıyorsunuz?
- Biliyorsunuz pandemi, yani dünya genelinde bir salgın tehlikesi var. Devletimiz hepimizin sağlığı ve can güvenliği için okulları tatil etti. Hastalık daha fazla yayılmasın diye. Kendimizi koruyalım diye. Bu nedenle okulumuzda ders yapamıyoruz.
- Öğretmenim kaç gündür okula gelmiyoruz?
- Neredeyse 6 ay olacak yavrum.
- Öğretmenim, siz okula geliyor musunuz?
- Yavrum kalkıp nereye gidiyorsun öyle koşarak?
- Öğretmenim çişim geldi de.
- Tamam haydi git öyleyse çocuğum.
- Tamam, çişimi edip hemen geliyorum öğretmenim.
- Öğretmenim benim de çişim geldi.
- Benim de öğretmenim.
- Benim de benim de
...
- Tamam, tamam, siz de gidin.
- Ben çok susadım. Biraz bekleyin öğretmenim . Sakın bir yere gitmeyin! Mutfakta su içip hemen geleceğim.
- Öğretmenim canlı ders yaparken okul kıyafetlerimizi giyecek miyiz?
- Hayır, okula gitmediğiniz için okul kıyafetlerini giymeyeceksiniz.
- Öğretmenim dersimiz ne zaman bitecek?
- Yarım saat sonra.
- Yarım saat çok mu, az mı?
- Yarım saatleri, çeyrek saatleri ve tam saatleri ileriki günlerde matematik derslerimizde öğreneceğiz. Az mı çok mu olduğunu da anlatırım o zaman.
- Öğretmenim bizim evde duvar saati var.
- Benim de kol saatim var, bakın! Babam yeni aldı doğum günümde.
- Annemle babamın cep telefonları da saati gösteriyor öğretmenim.
- Evet, çocuklar bu sene size saat çeşitlerini de anlatacağım zaten. Biraz sabredin.
- Öğretmenim Tayfun'un saçlar çok uzamış. Kız saçı gibi olmuş.
- Çocuklar artık dersimize başlamamız lazım. Selamlaştık, sohbet ettik, hal hatır sorduk ama dersimize de başlamamız lazım. Hazır mısınız ilk dersimize?
- Öğretmenim, benim karnım acıktı. Kahvaltı yapmadım. Ben gidiyorum kahvaltı yapmaya.
- Oğlum dur bir dakika! Dersteyiz şu anda. Nereye gidiyorsun? Sabret biraz dersimizin bitmesine az bir zaman kaldı zaten.
- Peki annemler neden kahvaltı yapıyor o zaman mutfakta?
- Evladım onların dersi yok, senin dersin var. Böyle kafana göre gidemezsin!
- Baaaay, ben gittim, size iyi dersler...
- Öğretmenim, sahiden gitti!
- Evet, maalesef gitti sahiden?
- Öğretmenim ne zaman zil çalacak?
- Zil çalmayacak çocuklar. Canlı derste zil çalmıyor okuldaki gibi. Dersin bitimine 5 dakika kala ekranımızda bir uyarı penceresi açılıyor.
- Pencere ne zaman açılacak öğretmenim?
- Derse başlayalım isterseniz. Bu dersteki konumuz...
- Öğretmenim Hakan masaya yatmış uyuyor!
- Hakan, evladım, gece geç mi yattın? Uykusuz mu kaldın? Artık canlı derslerimiz başladığına göre erken yatmanız lazım çocuklar. Aksi halde sabahları uyanmakta zorluk çekersiniz. Uyansanız bile dersimiz verimli olmaz değil mi?
- Öğretmenim resim yapacak mıyız?
- Öğretmenim, şarkı söyleyelim mi?
- Öğretmenim ben bir anneme bakıp hemen geliyorum. Bir yere gitmeyin. Yerinizde durun, tamam mı?
- Tamam, bir yere gitmiyorum da bu annene belki de onuncu bakışın evladım. Annen bir yere gitmiyor, telaşlanma, dikkatini dersine ver lütfen!
- Tamam, öğretmenim hemen bakıp geliyorum.
- Çabuk gel yavrum!
- Öğretmenim benim kardeşim doğdu.
- Abi oldun yani. Haydi gözünüz aydın. Sağlıkla büyüsün.
- Öğretmenim biz dün eve muhabbet kuşu aldık!
- Tamam çocuklar, tamam. Muhabbet kuşunuz hayırlı olsun. Biz de bu ilk dersimize başlayamadan muhabbet ederek tamamlamış olduk. Ders süremiz de bitti zaten. Yarınki canlı dersimizde buluşmak dileğiyle. Hoşçakalın. Velilerinize selam söyleyin.
- Aaa öğretmenim, hani ders yapacağız demiştiniz. Ama ders yapmadınız.
- Evet, öyle oldu biraz çocuklar. Derse zaman kalmadı. Birkaç saniye sonra ders yayını kesilecek. Yarın sabah 08.30'da canlı dersimizde buluşmak üzere...
- Anne, baba! Öğretmenimiz kayboldu gitti. Lütfen geri gelsin!
- Kaybolmadı kızım ders bitti, ders. Yayın sona erdi.
- Öğretmeniiiiim, öğretmeniiiiim... Neredesin?
- Aaaa, ders bitti, öğretmenim gitti!
PANDEMİ YALNIZLIĞINDAN KURTULUŞ
Her yönüyle çok şirindi canlı sınıfların minikleri. Heyecanlı, sevinçli, hareketli ve zaman zaman çok komiktiler. İlk dersler böyle geçti. Özlem giderilmeye çalışıldı. Öğretmenler sonraki derslerde canlı ders uygulamasının nasıl devam edeceğini, ders kurallarını, canlı ders programının teknik olarak nasıl kullanılacağını, programın menüsünün özelliklerini v.b. hususları anlatmaya çalıştı öğrencilerine. Şüphesiz öğrenciler de mutluydu uzun bir yaz tatilinin ardından uzaktan da olsa arkadaşlarıyla ve öğretmenleriyle buluşmanın mutluluğunu ve keyfini yaşadılar. Pandemi yalnızlığından kısa bir süre için de olsa kurtuldular. Camdan cama ama candan cana güzel bir ders yaptılar.
VE KATILAMAYANLAR
Tekrar başlayan uzaktan eğitim sürecine katılamayanlar da vardı tabi. Bilgisayar, tablet ve akıllı telefon, internet bağlantısı gibi sıkıntıları olanlar. Sayıca az olsa da ailesi tarafından memleketlerine götürülüp henüz geri dönemediği için derse katılamayanlar...
Öğretmenlerimiz bu öğrencilerin de hepsini aradı tek tek. Ulaşmaya çalıştılar öğrencilerine. Onları da derse katmanın çarelerini aradılar. Çünkü her çocuğun çok değerli olduğunun, hiçbir çocuğun gözden çıkarılamayacağının bilincindeydi öğretmenler her zaman olduğu gibi.
Evet, hem Milli Eğitim Bakanlığı ve bağlı birimler, hem okullarımız, hem öğretmenlerimiz ve öğrencilerimiz, hem de velilerimiz için yine ve yeniden zorlu ve içerisinde çeşitli sıkıntılar barındıran zorlu bir uzaktan eğitim süreci başladı. 18 Eylül'e kadar telafi programı uygulanacak.
21 Eylül 2020'de ise 2020- 2021 eğitim öğretim yılı eğitimine başlanacak. Anlaşılan o ki, kiönümüzde yeni eğitim öğretim yılı kesinlikle önceki yıldan daha sıkıntılı, daha zorlu geçecek. Çünkü bir öğretim yılının tüm müfredat konuları baştan sona uzaktan eğitimle verilmeye çalışılacak.
Özellikle ilkokula yeni başlayacak olan 1. Sınıfların, liselere giriş sınavına girecek olan 8. sınıfların ve üniversite sınavına girecek olan 12. Sınıfların durumu çok önemli. Bu sınıflar için şartlar uygun olursa seyreltilmiş sınıflarda yüz yüze eğitim öngörülüyor. Yükseköğrenim kurumlarında ise her üniversite eylem planını kendisi belirleyecek.
Biz, eğitimciler olarak bu yıl da öğrencilerimizin gelişimi ve eğitim öğretimi için elimizden geleni yapacağız. Yalnız aynı gayreti öğrencilerimiz ve velilerimizden de bekliyoruz. Onların desteği olmadan bunu başaramayız. Eğitimin tüm paydaşlarının sorumluluklarını yerine getirmesiyle ancak başarıya ve hedeflerimize ulaşabiliriz. Bakalım zaman ne gösterecek?
“Okulumuzu, sınıfımızı, arkadaşlarımızı, öğretmenimizi, kitaplarımızı çok özledik! Aaaah, yine gelse o günler!”
Hepiniz uzaktan da olsa eğitim ortamımıza hoş geldiniz sevgili çocuklar. Hepimize sabır ve kolaylıklar diliyorum. Öğrencilerimizin eğitimlerinin aksamaması, okullarımızın kapılarının yeniden öğretmenlere ve sevgili öğrencilerimize ardına kadar açılması, bir an önce hayatın normale dönmesi dileğiyle...