2023 yılını Hürhaber'e değerlendiren Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz, “Çalışmaya devam edeceğiz. Dev projeleri Silivri'yle buluşturmayı sürdüreceğiz. 5 Yılda çok iş yaptık ama önümüzdeki dönem çok daha fazlasını, sadece nicelik olarak değil nitelik olarak da kendini hissettiren işlere imza atacağız” mesajını verdi.
Şehrimizin son kazanımlarından Silivri Fotoğrafçılık ve Yeşilçam Sergi Evi'ni birlikte gezdikten sonra Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz'a 2023 yılında yerel yönetimin imza attığı önemli çalışmaları sorduk.
“BENİ MANEN EN ÇOK BESLEYEN ENGELSİZ YAŞAM VE EĞİTİM MERKEZİ”
Sevginar SALİ: Bu yıl içinde hizmete açtığınız Silivri Belediyesi Gülsen-Ökkeş Nakipoğlu Engelsiz Yaşam Merkezisizin için ne ifade ediyor?
Volkan YILMAZ: 2023'te hizmete açtığımız projeler içerisinde Engelsiz Yaşam ve Eğitim Merkezi benim tahmin ettiğimden çok daha fazla manen beslendiğim, haz aldığım, keşke daha büyüğünü ve daha iyisini yapsaydın dedim yatırımdır. Esasında şu an Türkiye'de belediye eliyle, büyükşehirler dahil, en kapsamlı ve en donanımlı Engelsiz Yaşam ve Eğitim Merkezi. Her zaman ifade ettiğim gibi dezavantajlı gruplara uzatılan elin ne kadar anlamlı ve kıymetli olduğunu, o aileler ve çocuklarla bir araya geldiğinizde hissediyorsunuz.
Sevginar SALİ: Bu dönemde Silivri'ye kazandırdığınız 19 Kütüphane içerisinde Barış Manço Çocuk Kütüphanesi ve Oyun Alanı en bilenen örneği bu alandaki yatırımlar hakkında neler söyleyeceksiniz?
Volkan YILMAZ: Orası hem etkinlik alanı, hem çocukların motor gelişimini destekleyecek eğitimcilerimiz ile birlikte hizmet veriyoruz. Aynı zamanda anneler için bir nefes alma yeri. Hafta sonları çocuklarını iki saat bırakabilecekleri, kendi işlerini o arada toparlayabilecekleri bir etkinlik yeri. Etkinlik alanı deyip geçmeyelim orada da beş bin adet çocuk kitabımız var. Bir kütüphane için çok ciddi bir rakam. Pırıl pırıl çocukların enerjisi size geçiyor.
“İSTANBUL'DA SAĞLIĞA EN ÇOK YATIRIM YAPAN İLÇE SİLİVRİ”
Sevginar SALİ: Yine bu yıl hizmete açılan Kenan ve Çelebi Nakip Aile Sağlığı Merkezi ve 112 Acil İstasyonu üzerinden sağlık alanına yaptığınız yatırımlar hakkında neler söyleyeceksiniz?
Volkan YILMAZ: Göreve geldiğimde 10 yıl geriye döndüm, dedim ki, ‘10 yıl Silivri Belediyesi kendi sorumluluk alanı olmamasına rağmen, vatandaşların daha konforlu bir sağlık hizmeti alabilmesi adına ne yapmış?' Bir bina, bir sağlık ocağı, bir dispanser, bir 112 acil istasyonu…? Hemen hemen hiçbir şey bulamadım. İlçe Sağlık Müdürümüzü davet ettim ve bunun niye böyle olduğunu, bunun belediyemizden mi kaynaklandığını, Sağlık Bakanlığı'ndan mı, kendilerinden mi kaynaklandığını sordum, çok üzüldüğümü böyle bir şeyin nasıl olabileceğini değerlendirdik.
Sonra İçişleri Bakanımız, o dönem valimiz Ali Yerlikaya'dan bir randevu aldım. Yerlikaya, İl Sağlık Müdürümüzü de davet etti. Birlikte Valilikte bir toplantı yaptık. Ben bu konuda güçlü bir aktör olmak istediğimi, bütçe ayırabileceğimi, hayırseverlerle bu konuda topa girebileceğini ifade ettikten sonra bu yolculuk başladı. Gümüşyaka Sağlık Ocağımız hızla hizmete girdi. Akabinde Piri Mehmet Paşa'da, sizin de çok dertlendiğiniz, şehrin merkezindeki annelerin çok sıkıntı çektiği bir sağlık ocağı hadisesi vardı. Belediyeye ait olmayan bir arsayı trampayla belediyeye kazandırarak yani bir nevi satın alarak, üzerine de yine hayırseverlerle, Gümüşyaka'da olduğu gibi, Dr.Cemal Kozanoğlu Sağlık Ocağımızı bitirdik. Arkasından Kenan ve Çelebi Nakip Aile Sağlığı Merkezi ve 112 Acil İstasyonu takip etti.
Köylerde üzüldüğüm bir konu vardı. Düşünsenize köyde yaşıyorsunuz, anneniz beyin kanaması, kalp krizi geçirdi veya köy yolunda bir trafik kazası yaşadınız. 112 acil istasyonu şehir merkezinden geliyor! “Sizin derdiniz mi?” diyebilirsiniz ama benim derdim. Ben dedim ki biz köylere 112 acil istasyonları yapmalıyız. Hemen Büyük Kılıçlı'ya yine bir hayırseverle 112 acil istasyonu çok hızlı yaptık bitirdik ve 9 -10 köyü hani tam orta noktası diyelim çok kısa mesafelerde gidebilecek bir 112 acil istasyonu kazandırdık.
Bununla da yetinmedik. İstanbul Üniversitesi'ne ait depreme dayanıksız olan Fatih Mahallenizdeki Sağlık Ocağının yıkım kararı çıktı. İki ay içerisinde bağışçısını bulduk, kazmayı vurduk. İnşallah 40 - 45 gün sonra da açılışını yapacağız.
Geçtiğimiz günlerde de bir sağlık ocağı daha yine Selimpaşa'nın dezavantajlı mahallesi diye nitelendirilen Yoğurthane'deki hanımefendilerin çok büyük sıkıntısıydı. Orada da yine bir sağlık ocağı ve 112 Acil İstasyonunun temelini attık. İnşallah 15 Mart'ta da açılışını yapacağız.
Yeni Mahalle'de 2 tane 112 Acil İstasyonunu şu an bitirdik açılışını bekliyoruz.
Değirmenköy'de, en uzak köyümüzde 112 Acil İstasyonu yoktu. Orayı bitirdik açılışını yapacağız.
Sağlık Bakanımızla görüştüğümüz bir konu var yine Beyciler Köyü, orman köyleriyle Büyük Çavuşlu Danamandıra, Sayalar o lokasyonu toparlayabilecek bir 112 Acil İstasyonu. Personel ve ambulans bekliyoruz. Atamaları yapıldığı zaman biz hızlı bir şekilde Beyciler'deki 112 Acil İstasyonu açıp 19 köyümüzün tamamına çok hızlı erişebilecek 112 acil istasyonlarımızı oluşturmuş olacağız.
Bu arada Sağlık Bakanımızla yapmış olduğumuz görüşmeler var. Şehir merkezinde 5 bin m2'lik bir Verem Savaş Dispanseri, 11 Hekimli Aile Sağlık Merkezi, Sağlıklı Yaşam Merkezi ve Diş Poliklinikleri ve İlçe Sağlık Müdürlüğünün de içinde yer alacağı bir tesis yapılıyor ve herhalde Mart ayında açılacak.
Selimpaşa'ya yine müjde; 2 bin m2 ve 4 bin m2 olmak üzere iki tane ayrı çelik konstrüksiyonlu depreme dayanıklı bina geliyor. Ocak ayında ihaleleri çıkacak. 4 bin m2 olan tamamen diş ve hastanenin polikliniklerin, Sağlıklı Yaşam Merkezinin olacağı, diğeri de yalnız poliklinikler olarak hizmet edecek 2 dev tesis geliyor.
En büyük sağlık yatırımı da, Cumhurbaşkanımızın takdirleriyle, Sağlık Bakanı ile da görüştük, 650 yataklı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Selimpaşa Araptepe mevkiinde kurulacak. İnşallah 2024'te ihalesi ve akabinde yapım ihalesi yapılarak çok kısa bir süre sonra da Silivri'mize hizmet edecek.
İl Sağlık Müdürlüğü'nün söylediği İstanbul'daki 39 ilçe belediyesinde sağlık noktasında en fazla yatırım yapan ve en fazla destek veren hiç tartışmasız açık ara Silivri Belediyesi.
Silivri Belediyesi bazı farkları yaratırken, kimi arkadaşlar rahatsız oluyor ama bizim kara kaşımız kara gözümüz o farkları yaratmıyor. Yaptığımız icraatlar ve çalışmalar bu farkı yaratıyor.
“MÜBADELE EVİ MÜZESİNİN BENDE ÖNEMİ BÜYÜK”
Sevginar SALİ: Mübadele Müze Evi ile Yeşilçam ve Fotoğraf Müzesi projeleri size ne hissettiriyor?
Volkan YILMAZ: Belediye Başkanı olmadan önce çok seyahat eden bir insandım, seyahat etmeyi ve gezip görmeyi çok seviyorum. Gittiğim yerler hakkında kitapçıkları ya da tarihini okurum. O şehirde neler yaşanmış, kimler yaşamış, o şehri kimler anlamlandırır, ruhunu fark etmek isterim. Üzülerek söylüyorum okuyup, araştırdıklarımızın bazen gittiğiniz şehirlerle hiç alakası olmayan tamamen popüler kültüre kapılmış ya da taşra kültürün etkisinde kalmış ve o güzelim atmosferler yerle bir olmuş olurdu. Bu Silivri'miz için de bir hayli geçerli ama artık öyle değil ve öyle olmayacak. Ben bunu biliyorum, inanarak söylüyorum. Silivri'ye gelen bir misafirimiz, Tuzla'dan Maltepe'den otobüslerle dernekler vasıtası, çeşitli aktivitelerle buraya gelenler oluyor. Bana geldiklerinde şunu soruyorlar, “Silivri'de ne yapabiliriz? Silivri'de bir müze, kültür sarayı, etnografya müzesi var mı, ilçenin tarihi eserleri ayakta mı, ihya edilmiş mi, tarihi çeşmesi, hamamı, kervansarayı var mı?” Bunlara verilecek cevap maalesef yoktu. Beş sene önce sahilde, kordon boyunca yürüyebilirlerdi. Çok da meşakkatli işlere giriştik. Kale Park'ın bütün projelerini onaylatmak, Anıtlar Kurulu'na bizzat kaç defa kendim gidip orada Silivri'nin projelerini Belediye Başkanı olarak anlattım, savundum. Kale Parkı'ın restorasyonunu bitirdik. Sosyal boyutu bir yana, tarihi boyutuyla açık hava müzesi ve birçok insanın merak edip gelip görmeyi istediği bir yer oldu.
Mübadele Evi Müzesinin tabi bende önemi büyük, çünkü bu şehrin esasında Cumhuriyet Dönemindeki asli unsurları mübadiller. Mübadil nüfusla hayat bulmuş, tekrar ihya edilmiş bir şehir Silivri. Biz de dedem, babaannem, anneannem bütün 7 sülale Mübadil göçmeni bir aileyiz. Silivri'de mübadele ruhunun yaşatılması çok ama çok önemliydi. Çok hızlı bir şekilde yaptık bitirdik ve çok nitelikli bir Mübadele Evi Müzesi oldu. İddia ediyorum Türkiye'deki bu noktada yapılan en iyi işlerden bir tanesi oldu.
Turizm Bakanımız da çok etkilendi. Eşi de Çatalca'nın Ovacık köyünden bir mübadil ailenin kızı.
Onun akabinde de şu an içerisinde bulunduğumuz Fotoğrafçılık Kamera ve Yeşilçam Müzesi diye Silivri'nin Tevfik Onater Konağını baştan sona ihya ettik, restore ettik. Her gün yüzlerce insanın gezdiği bir yer oldu.
“BU ŞEHRİN TARİHİYLE BİREBİR İLGİLENEN VE DERTLENEN KİŞİLERLE GÖRÜŞTÜM”
Eski belediye binasına, bazı arkadaşlarımız çok muhalefet ettiyse de başladık. “Bunu şehre, yöre derneklerine sordu mu, sivil toplum örgütlerine sordu mu?” kısmını hiç merak etmesinler ben bu şehrin tarihi ile birebir ilgilenen, dertlenen, kültürüne çok önem veren insanların hepsiyle birebir görüştüm. Belediye binasını ben hatırlamıyorum. Hatırlayanlarla görüştüm ve hepsi orada anılarının olduğunu söyledi. Kentin meydanında hepi topu 180 m2 bir alana oturacak. Eski belediye binamızın yaşatılması, tekrar gün yüzüne çıkarılması gerektiğini ifade ettiler ve başladık. Başladığımız işi hızlı bitiririz, parası ve projesi hazır. Valilikle ortaklaşa yapıyoruz.
“24 TANE TARİHİ ÇEŞMENİN TAMAMINI İHYA EDECEĞİZ”
Beş tane tarihi çeşmemize başlıyoruz. Silivri'de 24 tescilli tarihi çeşme tespit ettik ve hepsinin projesini bitirdik. Beş tanesinin yapım ihalesini yaptık, başlıyoruz. Yanılmıyorsam biri Ortaköy'de, ikisi Selimpaşa'da, ikisi de Silivri merkezde. İkisi Alibey Mahallesi'nde ikisi Selimpaşa'da biri de Ortaköy'de. Beş çeşmeye başlayıp 24 çeşmenin tamamının ihya edeceğiz.
“YOĞURT VE YOĞURTHANE MÜZESİ YAPMAYI DÜŞÜNÜYORUM”
Silivri'de yapmayı düşündüğüm yoğurt ve yoğurthane müzesi var. Silivri Belediyesi bir yoğurt markasıyla sonrasında ayranıyla, sütüyle, peyniriyle yaşatacağımız, hayata geçireceğimiz projeler var. Yoğurt müzesiyle ilgili çalıştığımız yerler ve projeler var. Yer sahipleriyle anlaşabilirsek bunları da hayata geçiririz.
“BENİ EN ÇOK HEYECANLANDIRAN PROJE”
Beni en çok heyecanlandıran proje Fatih Sultan Mehmet'in Ayasofya camii ile birlikte Silivri'deki yedi kılıç hakkından doğan Fetih Camisi ve altındaki sarnıcı. 2 yıl önce tam 4.5 milyon TL nakit para vererek caminin etrafında arsaları satın aldık. Bir külliye mantığında olsun, orada bir hayat ve cazibe merkezi olsun diye düşündük. Sarnıcın altında bir Fetih Müzesi, bahçesinde bir kafeterya, insanların gelip çayını kahvesini yudumladığı, akşam güneşini orada batırdığı, üzerinde o fethin Fatih Sultan Mehmet han'ın 7 camisinden birinde namazlarını eda etsinler. Bahçesi bir açık hava müzesi olsun ve bu proje şu an Ali Yerlikaya, Numan Kurtulmuş, Turizm Bakanımız ve İstanbul Valimizin de koordinasyonunda sürdürülüyor. Geçen toplantısını yaptık. Bir bilim kurulu kuruldu. Şöyle ki kiliseden camiye dönen yapının bir fotoğrafı dahi yok. Geçen üç tane profesör heyeti geldiler gezdiler. Hızlı bir şekilde hayata geçirip, 2024 yılı içerisinde büyük bütçeli bir restorasyon ve rekonstrüksiyon projesi gerçekleştirilecek.
“ŞEHRİN KİMLİĞİNE VE RUHUNA KATKI SUNACAĞIMIZ İÇİN MUTLUYUZ”
Tabi bununla beraber bizim Ortaköy gibi Selimpaşa gibi çok kıymetli mahallelerimiz var. Orada da restorasyon projelerini düşünüyoruz ki insanlar ilçemize geldiğinde bu şehrin Belediye Başkanı olarak göğsümü gere gere onlara birçok rota ve nokta çizebilmeliyim ki Silivri'yi bir günde gezemesinler. Bunların hepsi takdir edersiniz zamanla oluyor. Gönül isterdi ki tarih bilinci, tarihi mirası koruma, gün yüzüne çıkarma bilinci bizden önceki arkadaşlarda da hassasiyetle gözetilsin. Biz bu noktada yapmış olduğumuz çalışmalarla, şehrin kimliğine ve ruhuna katkı sunacağımızdan ötürü çok mutlu oluyoruz.
Tabii ki ben mikser sesini, iş makinesi sesini çok seviyorum ama benim en keyif aldığım bir diğer mesela güne sabah sekizde Tekirdağ'da yağ fabrikasında başladım. En son buraya (Yeşilçam ve Fotoğrafçılık Müzesini kast ediyor) geldim. Şu atmosferde 15 dakika günün bütün yorgunluğunu unutturuyor. Düşünsene yüzlerce yıl önce bu ortamlarda yaşamışlar, burada hayatlar, aşklar, heyecanlar, yeni ev kurmuş mesela burada.
“SİLİVRİ BELEDİYESİ TARİHİ HAMAMINI KAZANDIRIRIZ”
Fatih Mahallesi'nde eski bir tarihi hamam üzerinde çalışıyorum. Belki bir Silivri Belediye tarihi HAMAMINI DA VATANDAŞLARIMIZA KAZANDIRIRIZ DİYE DÜŞÜNÜYORUM.
“KÜLTÜREL MİRASTAN HAKKIMIZ OLAN PAYI DA İSTANBUL VALİLİĞİNDEN TALEP ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
İstanbul Valisi ben Cumhur İttifakı'nın Belediye Başkanıyım diye bu bütçeleri bana ayırmıyor. Bunun altını çizelim. Benden önceki belediye başkanının bana 50 Milyona yakın İKOP'a borç bırakmış. Emlak vergileri topluyoruz. Bir ilçe 10 Milyon emlak vergisi toplarsa, bunun yüzde 10'unu Kültür Tabiat Varlıkları payı olarak İstanbul Valiliğine göndermek zorunda. Bu para birikiyor İstanbul'un tarihi dokusu için harcanıyor. Ama maalesef ilçe belediyeleri bu paraları başka işlerde kullanıyor ödemiyor. Başka ihtiyaçları gidiyorlar, maaş eksiklerine kullanıyorlar ve bu borçları biriktirdikten dolayı Valilik bu parayı vermiyor. Ben İstanbul Valisi ile bir anlaşma yaptım. Bir; Volkan Yılmaz kültür tabiat varlıkların payını kuruşu kuruşuna size ödeyecek. Bu benim borcum size dedim. Eski yapılandırmaları da hiç bozmadan tamamını ödüyorum. Benden önceki borç 28 Milyon'a düştü. Onu da bitiriyorum ama bir şey istiyorum size ödediğim paraların, Silivri halkından topladığım paraların tekrar Silivri halkına, ilçenin tarihi kültürel mirasına dönmesi. Vali Yardımcısı burada ifade etti Mübadele Evi açılışında. “Düzenli ödeme yapan ender belediyelerden ve biz onun için bu yatırımları yapıyoruz” dedi. Evet biz borcumuzu günü gününe ödemeye, kültürel mirastan hakkımız olan payı da İstanbul Valiliğinden talep etmeye devam edeceğiz. Bu konuda Valiliğimizce çok uyumlu bir çalışmamız var. Hiçbir sıkıntımız yok. İç İşleri Bakanımız Ali Yerlikaya ve Valimiz Davut Gül'e çok teşekkür ederim.
“BU ŞEHRE GELEN HER İNSANIN, BU ŞEHİRDEN HAZ ALMASINI İSTERİM”
Sevginar SALİ: Çok sayıda parklar, spor alanları, kapalı pazar alanları yapıldı. Sokak iyileştirmelerine de özel bir alan açalım isterim…
Volkan YILMAZ: Silivri, Selimpaşa, Gümüşyaka, Çanta, Değirmenköy, Büyük Çavuşlu vs. Sokak iyileştirmeleri yapmadığımız yer yok.
Bir şehirlere gittiğiniz zaman, özellikle de seyahat olarak düşünün ya da evimize bir misafir geldiğinde heyecanlanırsınız dimi, işte sehpanıza bakarsınız düzgün mü, koltuklarınızı kontrol edersiniz…
Ben de bu şehrin Belediye Başkanıysam bu şehre gelen her insanın, bu şehirden haz almasını isterim. “Silivri ne kadar farklı bir şehir, ne kadar kendine has özellikleri olan egzotik, romantik, doğal güzel bir şehir” denmesini arzu ederim.
Bir fark yaratmanız gerek. Marka olabilmeniz için seçilebilir olmanız lazım diğer kentlerden. E, o zaman sizin neyle ön plana çıkmanız gerekiyor? Doğal güzellikleriniz, tarihi eserleriniz ve yapınızla, Allah'ın verdiği güzelliklerle…
Bir de şehri yönetenlerin o şehirde yarattıklarıyla öne çıkabilirsiniz. Onlar da nedir? Sokak aydınlatmalarından başlayıp prestij kaldırılarından, engelli vatandaşlara uygun yapılan imalatlarla, yapmış olduğunuz iş ve işlemlerle. Göreve geldiğimizde şunu fark ettik Turgut Özal Bulvarı Belediyeden aşağı iniyor, 20 adım sağa atıyorsunuz 1970'ler, 20 adım kuzey yola adım atıyorsunuz 1980'ler yaşanıyor. Kaldırım ve yol yok, altyapı rezil, ışıklar yanmıyor. Halen beton direkler halen teller balkonların üzerinden geçiyor. Bu kabul edilir bir şey mi?
“ŞEHRİN MERKEZİNDE BU KADAR İŞİN OLDUĞUNA BİRİ SÖYLESEYDİ İNANAMAZDIM”
İlk olarak Esnaf ve Sanatkarlar Odası'nın arkasından başladık. Şehrin altı harita gibi, kanal, içme suyu Türk Telekom, BEDAŞ… “Bu beş kurumu bir arada çalıştıramayız” dediler. Silivri Belediyesi içine kapanmış. Belediye personelleri, bir şey ortaya koyduğumda olumsuz bir tablo çiziyorlardı. En yoğun kış şartlarında girilmeyecek mahallelere girdik. Gireceğiz dedim vatandaş kızacak, biz gönül alacağız, o bağıracak biz alttan alacağız, o küsecek biz onaracağız ama bittiğinde “Silivri Belediyesine haksızlık etmişiz, ne kadar güzel olmuş” diyecek. Silivri'nin merkezinde bu kadar işin olduğunu biri bana söyleseydi inanamazdım.
Düşünsenize 10 yıl kapalı kalan bir kısa köprü, tenekelerle çevrili ve hiç kimsenin umurunda değil, hiç kimse isyan etmiyor. “10 yıldır bu köprü niye kapalı kardeşim? 10 yıldır bu tenekeleri biz niye görüyoruz? 10 yıldır burada niye bir rekreasyon çalışması yok? Niye bu sokaklar karanlık? Tarihi Mimar Sinan Köprüsü 10 yılın üzerinde kapalı kalmış, kimse isyan etmemiş. Ya arkadaş siz ne iş yaparsınız? İşlerine gelmeyince “İBB karışıyor, Valilik karışıyor, Kültür Bakanlığı karışıyor, anıtlar karışıyor.” Bunları biz yaptığımızda da herkes karışıyordu, hepsinin üstesinden geldik. İnanın şehrin merkezinde yani eskişehir diye tabir edilen alanda, bu kadar kirin pasın yani pespayeliğin olacağını hiç tahmin etmiyordum.
“MÜTHİŞ İŞLERE İMZA ATTIK”
İSKİ, BEDAŞ, Türk TELEKOM ile de görüştük fiber optik kablolarla elektrik hatlarının yer altına alınmasına, içme suyu hatlarının tamamının değişmesinden, tüm kanalların, kanalizasyonun yeniden yapılmasına müthiş işlere imza attık.
Fatih Mahallesinde çalışıyoruz. Bu işleri yaparken, yalnız enerji, bu işleri organize etmek de yetmiyor biliyorsunuz para da lazım. Silivri Belediyesinin kasasını disipline ederek, ayakları üzerinde oturttuktan sonra çok ciddi oranlarda yatırım bütçeleri harcadık. Çok yüksek rakamlara işler başardık. Bunu küçümsenmesini, ‘Ne olur ki ya işte kaldırım yol asfalt yapıldı, iki tane de aydınlatma direğe takıldı' denmesini doğru bulmuyorum. Zaten bunu söyleyenler, vatandaş nezdinde komik duruma düşüyorlar. Anneler, genç kızlar o zifiri karanlık sokaklarda yürüyemiyorlardı.
“SAHİL GÜVENLİK KOMUTANLIĞI, ÇOK ÖNEMLİ BİR GÖREVİ İFA EDİYOR”
Sevginar SALİ: Salih Güvenlik Komutanlığı ilçemize geldi son bir yıllık süreçte…
Volkan YILMAZ: 40 kilometrenin üzerinde bir sahil şehidimiz var. 40 kilometrenin üzerindeki sahil şeridinde hem güvenliğimiz açısından, hem boğulma vakaları açısından, hem de balıkçılık veya işte denizle iştigal eden kişilerin, disipline edilmesi bakımından çok önemli bir görevi ifa ediyor Sahil Güvenlik Komutanlığı. İç İşleri eski dönem Bakanımız Süleyman Soylu, bir muhtarlar toplantısında Sahil Güvenlik Komutanımız Tayfun paşa da amiralimiz buradaydı. O gün sohbet sırasında böyle bir hizmetin buraya gelmesinin çok faydalı olacağını söylediğinde, Sayın Bakan prefabrik bir bina düşünüyordu. Benim de şöyle bir takıntım var estetik olmayan hiçbir şeyin altına imza atmayı sevmem. Ne yapılacaksa en iyisinin yapılmasından yanayım. Bakanıma da böyle arz ettiğinde “O zaman bu binayı sen yap” dedi. Ben de emredersiniz dedim. Çok kısa bir sürede yine bir bağışçımızla Sahil Güvenlik binasını yaptık. Yeri çok güzel oldu, çok nitelikli bir bina oldu. Sahil Güvenlik Komutanlığına yakışıklı personeline yakıştı.
“İBB'NİN SİLİVRİ'DE YAPMAK İSTEDİĞİ VE BELEDİYEMİZCE ENGELLENEN HİÇBİR ŞEY YOK”
Sevginar SALİ: Eğitim yatırımları konusundaki hassasiyetinize de değinelim mi?
Volkan YILMAZ: İBB'nin Silivri'de yapmak istediği ve Silivri Belediyesinin marifetiyle engellenen yaptırılmayan hiçbir şey yok. Ne istedilerse, “kreş” dediler İstanbul'da ilk 4 tane kreş yerini aynı anda tahsis eden belediye olduk. “Değirmenköy'de kreş ihtiyacı yok” deyip iade ettiler oysaki ben Cumhuriyet Halk Partisi meclis üyelerini Değirmenköylü, Gümüşyakalı diye ayırmıyorum. Bütün meclis üyelerinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne gidip “Değirmenköy'de bir kreş ihtiyacı var ve bu kreşi yapmalısınız, size yeri tahsis etmişiz, siz 150 Kreş Projenizde yer bulamamaktan şikayet ederken, verdiğimiz yere yapmıyorsanız. Bu doğru bir yaklaşım değil” demeleri gerekirdi. Selimpaşa ve Yeni Mahalledeki kreşleri bitirdiler. Allah razı olsun. Gümüşyaka'da 4 yıl önce tahsis edilen bir kreş, 4 derslik olacak ama herhalde seçimlere kadar bitiremeyecekler. Utanıyorum ‘Bırakın ben bitireyim' diyeceğim o da şık olmayacak. Günün sonunda İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Silivri Belediyesinin arsa tahsisi marifetiyle yani bir nevi kreşin yarısını (bakın Silivri'nin en kıymetli arsaları, o kreşe harcanan paradan belki daha fazlası arsa tutuyor) Silivri Belediyesinin marifetiyle yapıldığını varsayın.
“ÇANTA'DA TEMELİ ATILAN MESLEK LİSESİ BİZİ HEYECANLANDIRDI”
ECA Elginkan Vakfıyla, Gaye Akçan hanımefendiye çok teşekkür ederim, çok kısa bir sürede Cumhuriyet Mahallesi'nde 12 derslikli bir anaokulu yaptık ve Milli Eğitim Bakanlığı'na tahsis yaptık. Çanta'da bir lisenin temeli atıldı. Seçimlerde adaylığım döneminde bölgeden gelen talepler üzerine ‘Gerekirse Ankara'da yatacağım bu listeyi buraya getireceğim' demişim. Gani bey eksik olmasın, özellikle de bir iş insanının kendi iş dalında veya kendi sektöründe ara elemansızlıktan yakınmayı bırakıp buna çare olabilme adına böyle bir yola girmesi, elini cebine atması, hanesinden, kasasından çok ciddi kaynak ayırması çok önemli. 24 Derslikli atölyelere beraber bir meslek okulu yapılacak. Bu da bizi heyecanlandırır.
“FIRSAT EŞİTSİZLİĞİ YARATAN SİSTEM DERHAL DÜZELTİLMELİ”
Özel okullarla devlet okulları arasında fırsat eşitsizliği yaratan bir sistemin derhal giderilmesi ve düzeltilmesi gerektiğini düşünüyorum. “Mardin'den de doktor, bilgisayar mühendisi çıyor” diyebilirsiniz ama öyle değil devletin ana vazifesi fırsat eşitliği. Fakirin ve zenginin çocuğunu aynı şartlarda eğitimden geçirmek ve onlara aynı şartlarda hayata hazırlamak zorunda. İçlerinden hangisi çalışkansa, becerikliyse onların sıyrılıp gitmesini, onların tercihi olsun ama maddi imkansızlıklardan ötürü çok heba olan yetenekli çocuğumuz var.
Göreve gelir gelmez biz köy okullarından başladık. 12 köy okulumuzun bilgisayar odasından tiyatro salonuna, kütüphanelerini yaptık bitirdik. Sonra baktık ki okulun fiziki durumu kötü. Tüm tuvaletlerini a'dan z'ye iyi şartlara getirdik. Okulların bakımını, çocukların okula koşarak gitmesini, o enerjiyi yüklenecek renkleri okullara yükledik.
Direkt çocuklarımıza destek olunması gerektiğini düşündük. İlk başta şöyle bir uygulama başlattık; üniversite sınavına giren öğrencilerin harçlarını ödedik.
Arkadaşlarım “Bu işler çok ciddi bütçeli… Belediyenin kasasından da bunları sürdüremeyeceğiz, bunları açıklarsanız bu paraları bulamayız” dediler. Biz bunları yapalım, çok hayır yapmak isteyenler olacak dedim.
Milli Savunma Üniversitesi, normal üniversite sınavına giren öğrencilerin harçlarını ödedik. Ondan sonra bir adım ileriye gittik, dedik ki üniversiteyi kazanan ve Silivri'de ikamet eden her çocuğumuza “Üniversiteye hoş geldin” bir aylık tek seferde bir ücret ödeyelim. 750 TL ödedik. Sonra da şunu dedim çok çocuğumuz var ama kriterler getirerek şeffaf olsun, kimse kimseden ayrılmasın ayırt edilmesin. O kriterlere göre puanlayalım ve çıkabildiğimiz kadar yukarıya çıkalım dedik. Şu an 500'e dayandı yanılmıyorsam. Her ay 750 TL yılda 7.500 TL burs veriyoruz üniversite çocuklarımıza. Hiçbirini tanımıyor zaman zaman etkinliklerde bir araya geliyoruz. Yani o Ahmet'in kızı, bu Ayşe'nin yakını gibi hiçbir irtibatımız da olmuyor.
Onun dışında Üniversiteye Hazırlık Kursu çok keyifli, oraya gittiğim zaman yine enerji doluyorum. Kötü ilan edilen, selam verilmeyen Kadir Has Üniversitesi bugün ücretsiz dil kurslarımızın sponsoru, ücretsiz dershanemizin sponsoru.
“DOĞRU İLİŞKİLER YAKALANDIĞINDA HERKESİ SİLİVRİ'YE FAYDALI BİR HALE GETİREBİLİYORUZ”
Teknoparka da ayrı bir parantez açacağız ve Türkiye'deki ilk belediyeyiz üniversite iş birliği ve ortaklığıyla yapılan teknopark projesi. Demek ki doğru ilişkiler ve doğu frekanslar yakalandığında herkesi Silivri'ye faydalı bir hale getirebiliyoruz.
Üniversiteye hazırlık kurslarında 200'ün üzerinde öğrencimiz var, her biri bizim sayemizde 75 bin liralık kurs ücretinden kurtuldu. Öğle yemeklerini bizle beraber yiyorlar, kahve ve çay ücretsiz. Etüt Merkezimiz çok geç saatlere kadar açık, eğitimcilerimiz 10 numara, harika insanlar. Geçen yıl ilk senemizdi ve geç kaldık ama ona rağmen Eğitim Akademisi, Silivri'deki özel dershaneler arasında birinci oldu.
Ücretsiz dil kursumuz var.
Nişantaşı Üniversitesi'ne gelecek olursak, Silivri'deki faaliyetlerinde ticari bir faaliyet sürdürmüyor, ücretli bir eğitimi yok. Levent Uysal beye de çok teşekkür ediyorum. Sazdan piyanoya, solfejden tiyatral faaliyetlere kadar bütün eğitimcilerini, suyun doğalgazın tüm masrafların Nişantaşı Üniversitesi tarafından 3 yıldır sponsorluğun üstlenildiği bir Güzel Sanatlar Akademimiz var.
Eğitimle alakalı yine ilkokula başlayan çocuklarımızın tüm okul çantaları kırtasiye ihtiyaçlarını alıyoruz. Yine lise 1, orta 1 ve ilkokul 1'de kıyafet alamayacak ailelerimizin çocuklarının okul kıyafetlerini tedarik ediyoruz.
Beni yine hem üzen hem de duygulandıran bir çalışmamız var. İlkokul 1,2,3 ve 4'üncü sınıflarda okullarda beslenme saati var. Öyle yemekleri okullarda yiyorlar, kimi anneler gidiyor okulun bahçesinde yapıyor, kimileri beslenme çantası hazırlıyor. Beslenme çantası hazırlamakta güçlük çeken ve bir çocuğun beslenme ihtiyacı olan besin değeri yüksek olan yiyecekleri çantasına koyamayan, bazen de kuru ekmekle çocuğunu okula gönderen aileler tespit edildi. Şu gün bini geçtik bin çocuğumuzun her gün beslenme çantaları yani içindeki besinler bizden. Her ay annesi geliyor işte 10 tane süt, 10 tane meyve suyu, 20 tane kek, 20 tane bal, 20 tane tereyağı, 20 tane beyaz peynir vesaire alıyor. Bunlar dayanıklı paketlerde bir aylık çocuğun okul beslenme ihtiyaçlarını biz karşılıyoruz. Bunların tamamı Silivri Belediyesinde göreve geldiğimiz günden beri yapılıyor. Bizdensize sosyal marketimiz, öyle bir bereketli ki hiç parası eksilmedi. Bankada da şu an bol sıfırlı parası var, rafları, gıda paketleri ve kıyafetler eksilmedi.
Mesela geçtiğimiz günlerde bir iş insanıyla Engelsiz Yaşam ve Eğitim Merkezini ziyaret ettik. Gezdirdim kendisini, gözyaşlarını tutamadı. Ben de zor anlar yaşadım ve çıkarken bana dedi ki “Ben buranın bir yıllık tüm kıyafet masrafını karşılamak istiyorum” ve bugün aylık yardımını gönderdi.
“SİLİVRİ BELEDİYESİNDE BOLLUK BEREKET VAR VE HİÇ EKSİLMEYEN BİR MUTLULUK VAR”
Kendi tarlalarımızda ektiğimiz 15 bin teneke, 75 bin litre yağı aldık Silivri Belediyesi ayçiçek yağı marka tescili de var. Beşer litrelik dilimlerle 15 bin ailemizle paylaşacağız. Silivri Belediyesinde bolluk bereket var ve hiç eksilmeyen bir mutluluk var. Orası da bizi çok mutlu ediyor.
“GERÇEK ANLAMDA SOSYAL BELEDİYELİK YAPMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
İnsanların yardıma ihtiyacı olması bizi üzse de olan bir realiteye müdahale edebilmek, yardımcı olabilmek bizi sevindiriyor. Göreve geldiğimde Gıda Bankası'nın rafında ne bir ürün vardı, o günkü koşullara ciddi anlamda da borçları vardı. Toptancıların çeklerini ödedik.
Bunlara da girmek istemiyorum ama şöyle söylüyorum doğru yaptığınızda bugün tarlasından 100 kök marulu da gıda bankamıza getiren var, 20 karton yumurtasını da, bal yapıp işte 2 kilo bal getireni de var ama bir kalemde 2- 3 milyon gıda bağışı yapan da var. Bereketi oradan kaynaklanıyor. Dolayısıyla da biz gerçek anlamda sosyal belediyelik yapmaya devam edeceğiz.
“KREDİ KULLANMADIK, BORÇ ALMADIK FAİZ EDEMEDİK ÜSTÜNE BORÇ KAPATTIK”
Sevginar SALİ: Belediyenin mali yapısı hakkında ne söylemek istersiniz?
Volkan YILMAZ: Göreve geldiğimizde 200 milyon kamu borcu vardı; SSK primi, vergiler. Sosyal denge tazminatları 11 ay ödenmemişti. Bir emekli oluyor mesai arkadaşımız, bir yıl onun emekli ikramiyesi ödenmiş. Emekli ikramiyesi bir emeklinin, çalışanın hayalidir. Göreve geldiğimiz günden sonra belediyenin birikmiş personel alacaklarını ödedik ve artık maaşlarla sosyal denge primleri maaşın içerisinde, günü gününe ödüyoruz. Bir gün bile ne maaş, ne ikramiye hiçbir şeyi personelin gecikmez.
Bu yıl hiç hesapta olmayan 45 -50 milyona yaklaşan EYT'den tazminat ödedik. Helali hoş olsun. Bütün belediyeler şu an İller Bankasından ya da devlet bankalarından kredi almaya çalışıyor. Tazminatları ödeyecek kasalarından para yok.
Bir milyon mu tutuyor, tamamını ödedik, ne taksit yaptım ne parçaya böldük.Silivri Belediyesi günü gününe de vergilerini ödemeye başladı son 2 yılı geçtik herhalde. Bunları ödemekle beraber bizi zorlayan, geçmişten gelen borçları da ödemek. 2023 maalesef tüm kurumlar ve devletimiz için çok zor bir yıl oldu.Çünkü İller Bankasından gelen payımız, maaşlardaki artışlarla doğru orantılı bir şekilde artmadı maalesef. Dolayısıyla bazı aylar maaşları ödemek için İller Bankasından gelen parayla 15 Milyon gibi para eklemek durumunda kaldık ki maaşları ödeyebilirim, bırakın yatırım yapmayı. Allah'a çok şükür ki Silivri Belediyesi, büyükşehirdeki ilçe ölçeğindeki belediyelerle ve kendisinden kat be kat geliri fazla olan belediyelerle, doğru kriterlere kıyaslandığında ben her zaman ilk üçe girebileceğini iddia ediyorum. Dolayısıyla kredi kullanmadık, borç almadık, faiz edemedik üstüne borç kapattık. Bir de “Tabii sen bunları yaptın ama hiç iş yapmadın kardeşim gelen parayla borçları ödedin Silivri'ye yapılan ortada hiçbir şey yok” deme şansı kimsenin yok. İddia ediyorum işte 5 yılı tamamlayacağız 5 yılda yapılan işler, bunu kamuoyuna tartışmak isteyen kim varsa hodri meydan buyursun tartışılalım. Tabi derslerine iyi çalışıp gelsinler, bazen yoruyorlar, anlamakta zorlanıyorlar.
“ANLATILDIĞINDA, İYİSİ YAPILDIĞINDA, HERKES GÖREBİLİYOR”
Sevginar SALİ: 2023'ün enleri dediğimizde Alipaşa ve Belediye arkasındaki iki ek hizmet binasına da değinmek gerekiyor…
Volkan YILMAZ: Zabıta Ruhsat Müdürlüğü'müze bir bina yaptık, aynı zamanda Afet Koordinasyon Merkezi de içerisinde. Bu da bir yönetim binası. Aynı şekilde bugün Engelsiz Yaşam Merkezinde Sosyal Hizmetler Müdürlüğümüzün bilimleri var. O da esasında bir hizmet binası bu anlamda baktığımızda ama şöyle söyleyeyim. Ben bu kararları aldığımda yine danıştığım veya fikir alışverişi yaptığın insanlar, “Ya sen deli misin, ek hizmet binası, belediye hizmet binası bir tane değil, 2 tane bunlar oya tahvil etmez. Şu an nasıl çalışıyorsa arkadaşlar çalışmaya devam etsinler”dediler. Nasıl çalışıyorlar? Konteynırda arkadaşım müdürüm, prefabrik binanın içinde. Şehirdeki insanlar alışmış gariplerine gitmiyor. Bir hizmet binasına gidiyorsunuz, düşünsenize müdürünüz konteynırda, prefabrik binada oturuyor. Engelsiz yaşam diye kurduğunuz yer bir prefabrik yapı. 8 tane mesai arkadaşımız orada alt alta üst üste. Tabela var. Engelliler ve Yaşlılar Koordinasyon Merkezi bir prefabrik yapı ve hizmet noktasında ne var o prefabrik binanın içerisinde? Fizik tedavi mi, sosyolog mu? Oraya gelen insanın psikolojisi bozulur. 2 metrekare bir odada, kötü mobilya, karşısında psikolog oturuyor.
İlk nikahı kıydığım nikah salonu gibi. Utandım 4 metrekare bir yer. Nikah bitecek ter içinde kaldım sıkıntıdan öyle utandım ki ya şahitlerin iki tanesi odaya sığmadı, kapının ağzında durdular ve o insanlar hayatlarındaki en önemli gününde orada fotoğraf çektirdiler. Onlara uğurladık arkadaşları çağırdım, “Siz dedim bu mekanda nasıl nikah kıyabiliyorsunuz, nasıl içinize siniyor?”. Alışmışlar, normal geliyor ama anlatıldığında, iyisi yapıldığında, herkes görebiliyor. Onun için dedim ki hizmet binasını yapmamız lazım. Niye? Bir, mesai arkadaşlarımın yemek yiyebileceği yemekhanesinin, soyunma odasının, park bahçelerden gelenlerin duş alabilecekleri, kendi temiz kıyafetlerini giyip oradan ayrılabilecekleri ve kafeteryasında bir bardak çay içip arkadaşına günün kritiğini yapabilecek mekanların olması lazım. Mevcut belediye binamızın hemen hemen aynı metrekarede garajımızın Maksi AVM'nin arkasındaki ek hizmet binasının inşallah Ocak ayının sonunda açılışını yapacağız. Yarı ince işinin tamamı hayırseverlerle bağışlarla yapılan, tek içindeki ince işçilikleri biz yapıyoruz.Tabi biz bu binaya başladığınızda ince işçiliği 3 ile 4 Milyona bitireceğimizi hesap ederken, 65 Milyona bitirdik.
Onun dışında bizim belediyemizin hemen arkasında 300'e yakın araçlık katlı otoparkı, ticari alanlar yine 2300 m2 mevcut bedenimize tünel geçitle bağlanacak, ek hizmet binamız bitmek üzere.
Yine beni en heyecanlandıran etüt merkezi ve dev kütüphanenin olacağı, bazen arkadaşlar diyor ya işte “hem kütüphaneden, etüt merkezinden fotoğraf paylaşıyor Volkan Başkan”. Keyif alıyorum arkadaşlar.O keyfi yaşayabilecek duygularınız olsa günde bir değil 3 defa paylaşırsınız.
Biraz önce de oradaydım. Seramikleri ve mermerleri yapılıyor. Her gün 2 defa uğruyorum. Çocuklarımızın çok keyifli vakit geçirebilecekleri bir hizmet binasını bitirmek üzereyiz. Onu da şöyle söyleyeyim Şubat'ın sonunda da onu en uzun ihtimal ve aksilik olmazsa açılışını yapacağız.
“GENÇLİK VE KÜLTÜR MERKEZİNİN TEMELİNİ ATABİLİRİZ”
Siz sormadan ben söyleyeyim… Gençlik ve Kültür Merkezi içerisinde de Kültür Müdürlüğümüzün eğitim vereceği salonları olacağı, kültürün yaşayacağı, yalnızca tiyatrodan, gösteriden, toplantıdan ibaret olmayacak. Yalnızca o günler açılacak bir Kültür Merkezi değil, her gün açık seramik atölyesinden, resimden bütün kursların yapılacağı içerisinde bir fuaye sergi salonunun da olacağı bir alan olacak. Gençlik ve Kültür Merkezimizin kazık uygulamaları ve jet kıran'ın güçlendi ve zemin iyileştirme çalışmalarını bitirdik. İhalesi de bitti inşallah düşünüyoruz taşınıyoruz fiyatlar noktasında biraz endişemiz var. Kısa bir süre sonra temelini atabiliriz diye buradan müjdesini vermek istiyorum.
Korkarım ki beni verdiğim sözler üzerinden eleştiren arkadaşlar, yalnızca “Kurfallı meydanında tiyatro oynayamadı” diye eleştirmek durumunda kalacak.
“ÖMER SEYFETTİN KÜTÜPHANEMİZİ AÇIYORUZ”
Ömer Seyfettin kütüphanemizi haftaya açıyoruz. İçinde 10.000 kitap dijital kütüphane, bilgisayarlar yer alıyor.
Millet Bahçesinin içerisinde kitap kafeyle beraber üst katına halk kütüphanemizi taşıyoruz. Şu anki hali çok kötü bir durumda onu oraya alıyoruz. Halk kütüphanemiz ve etüt merkezimiz orada hizmet verecek.
SİLİVRİ BELEDİYESİ VE KÜLTÜR BAKANLIĞI ORTAKLIĞINDA HALK KÜTÜPHANESİ
En kıymetli eserlerimizden bir tanesi olan Cumhuriyet dönemi 1936 yılından Kaymakamlık binamızı da burada ilk sizin aracılığınızla kamuoyunun haberi olsun; tahsisleri bitirdik şu an İç İşleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın imzasıyla Kültür Bakanlığı'na Kütüphaneler Genel Müdürlüğüne tahsis edildi. Projesi biter bitmez, yapım ihalesi ve arkasından 24 saat açık olmasını hedeflediğimiz Silivri Belediyesi ve Kültür Bakanlığı'nın ortaklaşa bir halk kütüphanesini de inşallah ilçemizin kalbine koyacağız. Güzel olacak.
“BİRİLERİNİN TAKLİT ETTİĞİ BİR TARIM POLİTİKASINA SAHİP OLMAK DA BİZİ ZİYADESİYLE MUTLU EDİYOR”
Sevginar SALİ: Silivri Belediyesi'nin 2023 tarım çalışmalarına da değinebilir miyiz?
Volkan YILMAZ: Silivri, bir tarım kenti ve olmaması hali, köylerin boşaltılması, nüfusu şehirlere göçü ve kırsalın bitmesi demek. İnsanların bıkkın, yılgın, usanmış hallerinin tekrar üretime doğru evrilmesi nasıl olacak dedik.Yolbaşçılığı, kılavuzluk etmemiz gerektiğine karar verdik.
Silivri Belediyesi olarak dedik ki biz tarım da varız, biz tarım yapacağız. Peki nasıl yapacağız? Silivri Belediyesinin mülkü, Hazinenin mülkü olan ve birileri tarafından işgal edilmiş ya da birilerine bir şekilde verilmiş bütün tarlaları geri alıyoruz dedik. Dediler ki “Yapma etme oy kaybedersin, çiftçi, köylü ayaklanır…” ve bir çok ilçe bunu yapmadı. Peki biz ne yaptık? Güzel güzel anlattık biz buradan para kazanmayacağız, üreteceğiz, ürettiğimizin tamamını çiftçiyle, köylüyle paylaşacağız. Peki, bunu paylaşırken bu ürettikleriniz ne olmalı? Yerli ve milli olmalı. Milli ekonominin temeli tarımdır diyor ya Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Milli ekonomiyi de oluşturacaksak bunun temeli tarım olacağından hareketle, İsrail tohumlarını şiddetle ret ederek ve takdir edemeseler de, birilerinin taklit ettiği bir tarım politikasına sahip olmak da bizi ziyadesiyle mutlu ediyor.
Bir düşünür “Ne zaman başarılı olursunuz? Takdir edildiğinizde değil, taklit edildiğinizde” diyor. Ve biz ısrarla yerli ve milli Türk tohumu dedik. Arkasından İstanbul Büyükşehir Belediyesi de işte yarısı da olsa, dağıttığımız Türk tohumlarını dağıttı.İlk başta yabancı tohumlar dağıtılıyordu. Yerli, milli ve Türk tohumu olacak. Kazancın tamamı çiftçiyle paylaştık. Her yıl üzerine yeni proje koyup, çiftçiye desteğimizi arttırdık. Yeni projelere de açığız.
Ayçiçekte Türkiye en fazla yabancı tohum kullanan ülkelerden bir tanesi. Türkiye'deki Türk tohumu ayçiçek noktasında sadece %5. Kalanı yabancı. “TÜRAM bizim zamanımızda bir Ar-Ge merkeziydi, işte Volkan bey geldi tarım, çiftçilik yapılan bir yere çevirdi” dediler. Geldiğimizde TÜRAM ne bir Ar-Ge Merkeziydi, ne de laboratuardı. Ne istihdam edilen bir öğretim üyesi vardı burada, ne mühendis. Hiçbir şey yoktu. Arı kovanları yerlerde, seraların içerisi kazma kürek saplarıyla dolu. Her taraf harap bitap olmuş bir TÜRAM devraldık.
Ar-Ge çalışması yapmalıyız dedik. İşte o çalışma, Tekirdağ Tarım İl Müdürlüğü, Trakya Kalkınma Ajansı, Trakya Tohumcular Derneği, Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü ve Silivri Belediyesi paydaşlığında, bizim arazimizde 8 tane yerli Milli Türk Hibrit Ayçiçek tohumu ektik. 500'er m2'lik alanlarda deneme ekimleri yaptık. Bunlar içerisinden en dayanıklısını TR 22 42 çıktı. Türkiye'de Silivri Belediyesi bu konuda risk alan, öncülük eden belediye. 1000 dönüm tarlamıza ektik. Türk tohumculuğu için bu kurşunu atalım dedik. Biz tohum saçtık bitmezse toprak utansın diye yola çıktık. Hedefi varmayan mızrak utansın diye ama bizim attığımız mızrak hedefe vardı çok şükür. Bugün TR 2242 Ayçiçek tohumumuz, hem İBB hem Tarım Bakanlığı tarafından dağıtımlarımızdan sonra çiftçiye dağıtılmaya başlandı. Biz esasında Silivri için üretmeye Türkiye için geliştirmeye devam ediyoruz, devam edeceğiz. Tabii bu üretime çiftçiyi, kadını, genci sevk etmenin dışında, yapmamız gereken çok daha önemli şeyler var: kooperatifleşme, doğru üretim planlamasının yapılması, pazarlama planlarının yapılması ve bunların kollektif üretim ve kolektif pazarlama anlayışının oluşu. Çok zor biliyorum ama imkansız değil. İşte Konya şeker bir kooperatif, Torku bir kooperatif yani bunun başarılı örnekleri de var. Biz Silivri'de bunu niye başaramayalım? Biz çabalayacağız destek vermeye devam edeceğiz. Çiftçiyle, hayvancıyla, köylüyle olan bağımız illa oy üzerinden veya işte seçimlere dönük bir bağ değil, tamamen “Milli ekonominin temeli tarımdır” sözünden hareketle yapılmış çalışmalar.
“PROJEYİ, 3 YIL MEKİK DİPLOMASİ ŞEKLİNDE TAKİP ETTİM”
Sevginar SALİ: Silivri'nin son 20 yılına damgasını vuran ilçenin iki yakasını bir araya getiren proje bu yıl içinde başladı ve hızla devam ediyor son sözlerinizi de bu alan ile ilgili alalım…
Volkan YILMAZ: Beş yıl önce, Gazi'nin kurduğu Cumhuriyet'in 100. yılına doğru 23 Dev projeyle yola çıkmıştık. Bu projelerin içerisinde bir kısmı İstanbul Büyükşehir Belediyesini Binali Yıldırım beyefendinin Cumhur İttifakı'nın adayının kazanması sonrasında beraber yapılacak yatırımlardı. Bu bahsettiğiniz proje tam da böyle bir projeydi. Oradaki ulaşım akslarındaki yetki ve sorumluluk o an İBB'deydi. Biz bu sorumluluğu aldık Ulaştırma Bakanı bu proje öyle hayata geçirdi. Dolayısıyla biz Binali Yıldırım'a bunu sunduğumuzda bunu yaparız demiştik. Yaptıklarımızı her anlattığımızda CHP sıralarından “Başkanın bir de şu şehrin iki yakasını birleştirme projeniz vardı, onu da yapsanız ne kadar güzel olur Silivri'ye ne kadar faydalı olur” diye alttan alta gönderme yapıyorlardı. Tahmin bile etmiyorlardı, yapamayacağımızdan hareketle tatlı bir eleştiride bulunuyorlardı.
Ben bu projeyi, 3 yıl mekik diplomasi şeklinde takip ettim. En yetkili kişiler bile “Başkan hayal mi kuruyorsun, bu proje olmaz. Bunu yapamayız başka öncelikli projeler var” deliler. En sonunda 32 gözlü köprümüzü ihya ettiğimizde, açılışa Ulaştırma Bakanımız Adil beyi davet ettik. Celal Adan da vardı. Belediyeye davet ettim, sunum yapmam gerektiğini söyledim. Kendileri de benim çok başarılı bulduğum bir Ulaştırma Bakanıydı. Şimdi de mecliste Ulaştırma Komisyon Başkanımız. Adil Karaismailoğlu'na çok detaylı bir şekilde şehrin gereksinimini ve ihtiyacından hareketle projenin sunumunu yaptım. Tabii yine isim vermeyeyim yetkili kişi “Başkan boşu boşuna bunu sunuyorsun” dedi. Ertesi sabah saat 11.00 gibi arandım arayan kişi Karayolları 1. Bölge Müdürü Turgay beydi, Bakan beyin kendisini davet ettiğini söyledi. Akabinde beni aradığında, “Valla ben hayretler içerisindeyim, bakan bey projenin yapılması gerektiğini, belediye başkanımızın haklı olduğunu ve bunu bakanlığa, Cumhurbaşkanına arz edeceğini ifade ettiler” dedi ama yine umutlu değildi. Her zaman Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a şükranlarımı sunuyorum, Bakanlar Kurulu'nda bu gündeme geldiğinde Cumhurbaşkanımız “Silivri'nin ihtiyacı geç kalınmış bir yatırım, Volkan bey'e selam söyleyin. Silivri'mize hayırlı olsun” demiş. Bu bana ulaştırıldığında ben dünyanın en mutlu insanı oldum.
Bununla da bitmedi, projenin yatırım programına alınması 6 ay sürer dediler biz bir haftada yatırım programına alınması için gerekli prosedürleri tamamladık.
“KAMU YOLUYLA SİLİVRİ'YE GELMİŞ EN BÜYÜK PROJELERDEN BİRİ”
Sonra “Bunun ihale edilmesi, projelendirilmesi uzun süreç olur” dediler onu da çok hızlı aştık. “Yapımı çok uzun sürecek” dediler. 41 kilometrelik bir proje.Kamu yoluyla Silivri'ye gelmiş en büyük projelerden biri. Kınalı ile Büyükçekmece Mimar Sinan Köprüsünün arasındaki yolun tamamının yapımı, yan yollarının, birkaç yerde köprülü kavşak ve otogarda bir viyadük, burada bir viyadük kapsamı içinde. Bu proje benim projem, gerekli görüşmeleri yaptım ve Silivri merkezinden bu proje başlamalı dedim. Beni kırmadılar ve bu projenin Silivri merkezinden başlaması esasında bu işi ne kadar arzuladığımız, ne kadar takip ettiğimizin göstergesi. Merak etmesinler arkadaşlar seçimden önce de üzerinden araba geçireceğiz.Seçimden önce oradan arabayı geçmese dahi Silivri'deki feraset sahibi anneler, insanlar işte taksiciler yapılan projenin ne kadar büyük, önemli ve ne kadar ilçeye değer katacağının farkındalar.
Çalışmaya devam edeceğiz. Dev projeleri Silivri'yle buluşturmayı sürdüreceğiz. 5 Yılda çok iş yaptık ama önümüzdeki dönem çok daha fazlasını, sadece nicelik olarak değil nitelik olarak da kendini hissettiren işlere imza atacağız.
Sevginar SALİ: 2024 Yılı mesajınızı alalım.
Volkan YILMAZ: 2024 yılı başta Silivri'de yaşayan bütün hemşerilerime ve tüm dünyaya sağlık, afiyet, huzur ve mutluluk getirsin.