Nasıl bir bağ var anlatacağım… Bedenim hasta kalmak ve iyileşmek arasında bocalarken kaleme aldıklarımı okumaya sabrınız varsa tabi : )
Perşembenin gelişi Çarşamba akşamından belli oldu aslında… Gelen bir telefonla soluğu Silivri Devlet Hastanesinde aldık… Allah'ım sen kimseyi düşürme… Ayakları üstünde durmakta güçlük çeken yetişkinler, yaşlılar, ateş içinde yanan minikler… Yardım etmek için koşturan genç bayan doktor reşit mi, değil mi emin olamadım… Çok genç… Ama o kadar ilgiliydi ki… Gençliğinin verdiği idealizmin etkisi son derece barizdi… Bir de yan tarafta erkek doktor son derece rahat…
Memurlar ve ilk kabulü yapan hemşirenin ilgisi de özel hastanelerini aratmayan nitelikteydi. Genç güvenlik görevlisinin kabalıkla baş etme çabası içinde, nezaket sınırlarını terk etmeme gayreti takdir edilmeli…
Neyse ateşi bir türlü düşmeyen yakınımız iğnesini oldu, ilaçları yazıldı, nöbetçi eczaneden alarak evine teslim ettik… Erciyes Eczanesi de tıklım tıklımdı ama seri bir çalışma vardı...
Gece beni uyandıran şey sabah mesaisinin alışkanlığı sanmıştım ki yatakta kıpırdayamadığımı hissettim. Acayip bir sancı içinde başucumdaki telefona baktım saat 04.20'ydi… Yok kendiliğimden uyanmamıştım, uyuyacak gibi de değildim canım çok yanıyordu… Sonra ne kadardır düzenli olarak gitmem gereken doktorla buluşmalarımı ihmal ettiğimi hesapladım… Bir yandan da internetten belirtilerin neyle ilgili olabileceğini araştırıyorum yattığım yerden… Akşam saatlerinde ziyaret ettiğim hastaneye hasta yakını değil de bizzat acil müdahaleye ihtiyacı olan biri olarak dönmek zorunda olma olasılığı hiç hoşuma gitmedi. Neyse sancım, kramp şeklinde olduğundan geldiği gibi bir süre sonra gitti…
Sabah ofise geldim ama aklım hiç işte değil… Doktorumun izini sürdüm Medikal Park'ta buldum… Bir telefon, “Hemen gel” dedi. Bahar Kenar hanımefendiye teşekkürler, hastanenin kalabalığını görünce geri dönme olasılığımın yüzde 90 olduğunu itiraf etmeliyim… Hiç hasta olmak istemiyorum, olduğumda da hemen iyileşmeme durumu karşısında nereye kaçmayı ve ne sebeple düşünüyorsam… Kuzu kuzu kaydımın yapılmasını bekledim, geçtim doktor hanımın kabini önündeki sıraya… Neyse ciddi ve çözümü olmayan bir şey değil ama doktor müdahalesi ve de desteği olmaksızın benim çözebileceğim durum olmadığı anlaşıldı. Tahlil için gerekenleri yaptım, reçetemi alıp hastaneden ayrıldım.
Sempatik eczacımız Semih Ayeş baştan ayağa nezaketiyle “Hoş geldiniz Sevginar Hanım” diye karşıladı. ‘Semih sana gelirken nasıl bir hoşluk içinde olabiliriz? İlaç almaya geldiğimize göre' diye takılayım dedim. Onun durumu benden kötü. Bel fıtığı yapacağını yapmış yine ama o dimdik ayakta durma çabasında azimli : ) Ayaküstü iki üç siyaset muhabbetinin de belini kırdık. “En doğru yerdeyim” dedi… Evet bence de en doğru ve olması gereken yerde : ) Tabi inanç ve savunduklarımız karşısında dik bir duruş sergilemek o kadar kolay değil. Her ikimizin rahatsızlığı da farklı olmasına rağmen temelde neden olarak büyük ölçüde strese dayalı esasen…
Hastane maratonunun ardından lodosun etkisinde azan baş ağrımın ağrı kesicilere gösterdiği direnç sonucunda pes eder gibi oldum Oray'a “Bana köşe yazısı yeri ayırma” dedim ama içimi dökemedin de edemedim okuduğunuz üzere…
Bir avuç ilacın etkisinde ne kadar saçmaladığımı bugün sizinle birlikte yazımı tekrar okurken anlayacağım muhtemelen…
Buraya kadar okuduysanız önemli bir siyasi gelişmenin haberini de vereyim bari : ) Beylikdüzü, Çatalca ve Büyükçekmece AK Parti İlçe Başkanları görevden alındı duymuşsunuzdur. Ya da duymadıysanız da şimdi öğrenmiş oldunuz. 11 ilçe başkanı ile ilgili daha görevden alma durumu söz konusu parti kulislerindeki değerlendirmelere göre. Silivri ile ilgili vaziyet ne? İl Başkanlığının Kutlu ve yönetiminden son derece memnun olduğunu öğrendim. Görevden alının isimlerin aslında 7 Haziran sonrası kesinleşenler ancak 1 Kasım seçimi dolayısıyla ertelenenler olduğunu da ifade etti haber kaynağım. Yani Dilek Demiral kalsaydı bir ihtimal değişim rüzgarından etkilenirdik ama Kutlu ve 1 Kasımda başardıklarından sonra bir tehlike yok gibi. Tabi siyaset bu… Ama bence Kutlu ile devam edilmesinde yarar var…
Ben bu parti ile ilgili ne desem tersini yapma konusunda üstlerine yok da… Neyse… Kendileri bilir.
Not: Sevgili Sadık Balcı'dan bir ricam var. Dün akşam Acilde büyük bir özveri ile çalışan genç bayan doktoru bir onurlandırın mümkünse. İlgisi ve nezaketi, hastalar ile kurduğu içten bağı o karmaşada takdiri ziyadesiyle hak ediyor… Hasta ilk kabuldeki hemşire hanım için de aynı şeyleri söyleyebilirim. Hep olumsuzluklar dile getirilir de; onlar da insan… İki doktor gördüm ve 300 küsur hasta… Allah yardımcınız olsun...