Ahmet Yücegök

Dilek Ve Temenniler



Üç aşağı beş yukarı ayni kelimelerdir söylenen. Öğle olması da normal sonuçta. Adı üstünde dilek ve temenni…  
Kurumlar Gazetelere ilan verirler Genel Kurullarını yapmadan önce…Gündemlerini yayınlamak zorundadırlar. Gündem bir çok maddeden ibarettir. Birden başlayarak sıralanmıştır. Ve, hemen, hemen tümünde "dilek ve temenniler " en sonlardadır…
Bütün işler bittikten, bütün hesaplar görüldükten sonra insanların kafasında söyleyecekleri bir şey kalmışsa onu söyleyecekleri bir maddedir…
Veya… Bir önceki kongrede verilen bu görevi başarıyla tamamlamış ve yaptıklarının hesabını vermiş. Görevini alnının akıyla başkasına devretmiş eski yönetim teşekkür etmek. Ayni zamanda da yeni seçilen yönetime moral verme, gaz vermek için yapılan SERBES ATIŞ maddesidir bir anlamda, benim anladığım…
Lakin…
Bu yılki yeni yıl dileklerinin, gerçekleşme şansı çok az gibi geliyor. Görünen o ki, manzara hiç iyi değil…
Resme bakınca 2009 Son saatlerine kadar gördüğümüz, yurdun her tarafında huzursuz var… Ankara'da TEKEL İşçilerinin grevi, İstanbul İtfaiyecilerinin grevi. Bir çok ilde YÜRÜYÜŞLER, PROTESTOLAR, TUTUKLAMALAR… Hele, hele Doğu ve Güneydoğu İlleri, neredeyse dükkanlar bile açık değil, bırakın üretimi… Bir taraftan o bölgeye endeksli politika yapan parti kapatılıyor, bünyesindeki bazı Milletvekilleri ifadeye çağırılıyor. Bir yandan da, Ülkenin en güvenli kurumunun en hassas noktası olan ÖZEL HARP DAİRESİ veya SEFERBERLİK zamanında nerede ne yapılacak planların saklandığı KOZMİK ODA aramaları… Yargıya kadar uzanan TELEFON dinlemeleri. Ve, en kötüsü, Polisle, Askerin bilek güreşiymiş gibi kamuoyuna yansıyan görüntüler…
Ve, ZAM YAĞMURU… Hem de, sağanak halinde… İflaslar, İcralıklar. Ve, Bunun sonucu da bu güne kadar aklımıza gelmeyen, kanımızı donduran cinayet haberleri, intiharlar v.s …
Demem… Bunların tümü…
İyi dileklerin önünde engel…
Ama, yine de… İyimserin.
Her şeyin bu günden daha iyi olacağına inancım tam…
2010 Yılı herkese, hepimize ve tüm insanlığa hayırlı olmasını diliyorum …
İyi haftalar…

HİÇ YAKIŞMAYAN
31/12/2009 Perşembe gecesi…
Saat 24.00…
Birden…
ÇAT, ÇAT, ÇAT… ÇATIR; ÇATIR, ÇATIR... ÇATA; PATA; ÇATA…
Arada sessiz yarım dakika…
Yine…
BOM. BOM. BOM…GÜM. PAT. ÇAT…
Bahse konu yer…
Silivri Adalet Sarayı'nın yanı…
***
Şehrin meydanında havai fişek gösterileri yapılabilir. Günümüzde moda…
Orada ki ÇATAPAT sesleri, belki de kontrollü olduğu için insanları rahatsız etmiyor …
Evet…
Bunlar, Silivri'ye yakışmayan bir görüntüler…

NEDEN OLMASIN
"Ecrimisil"
Anlamak için birkaç sözlük taradım.
"İşgal edilmiş kamuya ait bir taşınmaz için takdir edilen İŞGALİYE bedeli" olduğunu öğrendim…
Aslında…
Bu ECRİMİSİL olayı yeni değil. Sık, sık bahsettiğim "tapusuz" köylerin arazileri, Maliye Hazinesine kayıtlı. O nedenle, Milli Emlak Müdürlüğü bu köylerde oturanların tüm arazileri için, ECRİMİSİL tahakkuk ettirmişti…
Şimdi…
Yine gündemde, yine ECRİMİSİL meselesi, bu defa dudak uçuklatacak cinsten. Tarlayı satsan o paraya satamazsın…
Hey gidi, hey…
Nereden, nereye…
Bu iktidar öncesi, o üçlü koalisyon döneminde idi, bir bölge Milletvekilinin büyük uğraşları sonrası adı geçen bu köylerin büyük çoğunluğu köy içinde oturdukları evlerin tapularına kavuşmuştu... Sıra tarlalarının tapularının almasına gelmişti. O tapularında verilmesine de ramak kalmıştı. Hükümet erken seçim kararı aldı. O konu da gündemden düştü...
O günleri hatırlarım…
Maliye Hazinesi bu tarlaları, o köylerde oturanlara satış yapacaktı… Hem de metrekare fiyatlarını  epey düşük tutmuştu…Öyle olmasına rağmen  köylülerin o parayı  verecek güçleri yoktu…O köylerde yaşayan insanlar Kahvehanelerde, okullarda, köy meydanlarında toplandılar. Maliye Hazinesinin kendilerine teklif ettiği Metrekare fiyatlarını, tartıştılar. Ödemelerin nasıl yapılacağını tartıştılar v.s..
Hatta…
"hiç para ödemeyiz,bizim bu yerler.Dedelerimizden, babalarımızdan kaldı.Geldiğimiz yerlerde bıraktıklarımıza karşılık aldık biz buraları " diyorlardı…Ve, çokta haksız sayılmazlardı , çünkü, yıllarca "buralar sizin, biz  iktidar olursak, tapularınızı vereceğiz" denmiş.Hatta KÖYİŞLERİ BAKANI "ben tapularınızı kendi ellerimle vereceğim "dediğinin bilmeyen yok. Hasta,o  dönemlerde traktör alımında, zirai kredi alımında, yem kredisinde bu yerler  Ziraat Bankasında teminat olarak kabul gördü. Bu gün artık Belediyelerin Arşivlerinde bulunan köy beyan defterlerine o köydeki kişilerin üzerine "TAPUSUZ " diye beyan alındı.İşte  onların zoruna giden de  bu. Bu yerlerin kendilerine ait olduğuna inanıyorlar" ondan sonra;
 Bu tapusuz diye bilinen (9) köyün muhtarlarının tüm çabalarına rağmen "babalarımızdan, dedelerimizden kalan bu yerleri satın almayız" diyorlardı…
Bakın şu işe ki…Sonra seçimler oldu. O köylerin büyük çoğunluğu, bu günkü iktidarın partisine destek verdi. Şimdi o günkü seçenekleri bile önlerine konulmadan neredeyse  TARLA BEDELİ kadar İŞGALİYE isteniyor…  
Gelinen nokta bu…
Hey gidi, hey…

 YEPYENİ BİR YIL
Bun gün 4 Ocak 2010 …
 Geçmiş yıla, güle, güle derken, geç olsa bile yeni yıla "Hayırlı olsun" diyorum…
 
KISA-KISA….
* Baz istasyonları sözleşmeleri 31/12/2009'da sona ermiş deniyor. İlgililere duyrulur..

YORUM YAP