Doğan: Hayatın birleştirdiklerini, siyaset ayrıştırmamalı

Doğan: Hayatın birleştirdiklerini, siyaset ayrıştırmamalı

18.03.2019 16:00:25

CHP Meclis Listesinde en çok ses getiren isimlerden biri oldu Cabbar Doğan... Kürt kesimin çok daha yakından tanıyıp, sevginin ötesinde saygı duyduğu bu ismin Silivri'de daha geniş kesimlere sirayet etmesi meclis üyesi adaylığı ile gündemde.

İYİ Parti'nin desteklediği, Cumhuriyet Halk Partisi Silivri Belediye Başkan Adayı Özcan Işıklar'ın listesinde 11. sırada yer alan Abdulcabbar Doğan, gazetemizi ziyaret ederek değerlendirmelerde bulundu.

DOĞAN: ÜLKEMİ ÇOK SEVİYORUM
1998-2002 yılları arasında HDP İlçe Başkanlığında saymanlık görevini yürüttüğünü paylaşan Doğan, “30 yıldır Silivri'de oturuyor çalışıyorum. Askerliğimi yaptım, vergimi ödüyorum. Eğer itham edildiğim gibi biri olsam bu ülkenin emniyeti, jandarması bu hususta mutlak suretle bir şey yaparlardı.
Ülkemi çok seviyorum. HDP'de en zor zamanlarda görev yaptım. Faili meçhullerin yaşandığı dönemlerde kimse partinin sokağından bile geçmezken ben oradaydım. Ancak hiçbir zaman yasa dışı bir konunun içinde olmadım, bilgim dahilinde böyle bir sürecin gelişmesine de müsaade etmedim” dedi.

“ÖTEKİLEŞTİRMEYE KARŞIYIM”
“HDP ile ideolojik anlamda çok uyuştuğumuz da söylenemez. Son derece muhafazakar bir aileden geliyorum. Ne siyaseten ne de hayatımın herhangi bir döneminde bilerek kimseye bir zararım asla dokunmamıştır” diyen Doğan, ötekileştirmeye, toplumun belli kesimlerinin yalnız bırakılmasına karşı olduğunu savundu.
1988 yılında Kars'tan Silivri'ye ziyarete geldiğini, bir yıl sonra da buraya yerleştiğini belirtirken, “Müteahhitlik mi yapıyorsunuz?” sorusuna şöyle cevap verdi: “Hayatımın dönüm noktalarından biri Uyumkent'tir, iş yerim burada. Müteahhitlik, ustalık, kalfalık her şeyi yapıyorum. Hayat görüşümü çok iyi yönde etkileyen insanlarla tanıştım burada akademisyenler, doktorlar ama her şeyden öteye çok kıymetli şahsiyetler. Ben ilkokula kadar okudum ama 7 çocuğum var; beşi kız, iki erkek hepsi üniversite mezunu, onlarla gurur duyuyorum. Kitap okumayı çok seviyorum.”
Özcan Işıklar'ın teklifi ile meclis üyesi adayı olduğunu paylaşan Abdulcabbar Doğan, “8 yıl önce Çengilliler Derneği vasıtasıyla tanıştık Özcan Beyle… Çok belli etmez ama insancıl yönüne çok şahit oldum ve saygım arttı. Meclis üyesi konusu 6 ay önce gündeme gelince ailem, yakınlarım ve saygı duyduğum, görüşüne önem verdiğim kişilerle görüştüm, onlarla da çok güzel yaklaşım gösterdiler. Bu hayatta bugüne kadar çok para da kazandım, parasız da kaldım ama umutsuz hiç olmadım. Her zaman inandığım şekilde yaşamayı başardım ve bu hayatta en çok önemsediğim de budur.” dedi.
Kendini ifade ederken, “Sert bir görünüşüm olduğu söylenir ama tanıyanlar ne kadar olumlu ve iyi niyetli yaklaştığımı bilirler. Düşmanlaştırıcı, kin güden biri asla değilim. Siyaset zeka işi, akılla insanları ikna edebilirsiniz, zorlayarak, baskı uygulayarak alınan sonuçlar anlamsız. Doğruları karşımda kim olursa olsun söylemekten çekinmem bu benim hayat duruşumdur. İçten pazarlıklı olan insanlardan uzak dururum, asla böyle biri olmayı kendime yakıştıramam. Sezgilerime güvenirim, insanlar hakkında görüşlerim konusunda pek yanılmam” şeklinde konuştu.

“BİR İNSANI AYAKTA TUTAN EN ÖNEMLİ ŞEY VİCDANIDIR”
Siyasete bakış açısı ve meclis üyesi anlayışına dair ipuçları veren Doğan, “Ötekileştirmek benim kırmızı çizdim siyasette. Biz çarşıda, pazarda, acıda, mutlulukta beraber, yan yana durabiliyorsak siyaset bizi ayrıştırmamalı. İnanın dernek etkinliklerimize defalarca MHP'yi de davet etmeyi çok düşündüm mesela. İnsanı ayakta tutan en önemli şey vicdanıdır.
Ve artık belli düşmanlıklar için sarf ettiğimiz enerjiyi toplumsal olarak yaşadığımız yozlaşmayı iyileştirmek için kullanmamızın vakti geldi.
Empati duygusunun siyasette ve toplumda daha gelişmiş düzeyde olması gerektiğine inandığım için meclis üyeliği sorumluluğunu üstlendim. Silivri'de yaşayan sadece Türkler ve Kürtler değil, Çingeneler, Lazlar, Zazalar, Göçmenler, Anadolu'dan gelenler vs hepimiz birlikte ve karşılıklı anlayış, hoşgörü içinde olmamız gerektiği anlayışını benimsemeliyiz. Kürtlük; kötülük, bölücülük değil kültürel bir kimliktir, sosyal, toplumsal bir varlıktır. Siyaseti akıl ve strateji ile yönetmelisiniz. Liderler yeri ve zamanı gelince meydan okumayı da bilmeli. Zamanın ve koşulların ruhuna göre davranmalı. Buna inanıyor, siyasette böyle kararlar veriyorum” şeklinde görüşlerini yansıttı.

Sevginar SALİ

YORUM YAP