Deprem önlemleri konusunda söz alan CHP Meclis Üyesi Abdülcabbar Doğan, yerel bazda bir seferberlik ilan edilmesini önerirken “Bundan sonra depremlerde kaybedilen her canın faili olmayı artık ne bizler, ne de bu ülke kaldırabilir!” diye konuştu.
CHP Belediye Meclis Üyesi Abdülcabbar Doğan, Silivri Belediyesi Meclis Başkanlığına bir önergede bulundu. Önerge şöyle: “Bugün sizlere sunmak istediğim önergenin hayatımızın en ağır acıların belgesi olması nedeniyle tarihe bir not, geleceğe bir umut olmasını diliyorum.
6 Şubat depremi ülkenin nerdeyse beşte birini yıkıp geçti. Yıkımın dehşetini an be an bütün bir ülke olarak yaşadık. Yaşamaya da devam ediyoruz. Ülkemizin ve dünyanın her yanında yardıma koştu insanlık. Birçok mucizelere kahramanlıklara, yardımseverliklere, hatta acze, kaosa, maalesef ayrımcılıklara tanıklık ettik. Ama gerçek şu ki yıkımların yol açtığı ölümler, kimin hangi dinden, hangi inançtan, hangi etnik kimlikten, hangi siyasi görüşten olduğuna bakmadan ölümlerde, acılarda, gözyaşlarında birleştirdi. Şimdi on binlerce insan koyun koyuna, yan yana ecelsiz bir felaketin kurbanları olarak toprağın altındalar. Moloz yığınlarının altında daha ne kadar beden var? Bir mezarları olacak mı bilmiyoruz bile?
“SİYASİ HESAPLARI DONDURUP YARIN İÇİN ‘NE YAPABİLİRİZ?'E ODAKLANMALIYIZ”
“Biz büyük bir ülkeyiz, Bunun da üstesinden de geliriz” deniyor. Gerçekten öyle mi? Ecelsiz gidenleri geri getirebilir miyiz mesela? Bir hatırlayın, her felaketten sonra bu sözleri hepimiz duymadık mı? Bugün “yüzyılın felaketi” diye tarif edilen yıkımın altında kaldık. Sorumluğu olanları biliyoruz. Bunu tarihe ve adaletin tecellisine bırakmakla birlikte bugün bütün farklılıklarımızı, siyasi hesapları dondurup yarın için birlikte ‘Ne yapabiliriz?'e odaklanmak zorundayız.
“YAŞAM HAKKI HER TÜRLÜ YASANIN VE BÜROKTARİK SİYASETİN ÜZERİNDE”
Bizler Silivri'nin geleceğinden hiç ayrımsız birinci derece sorumlu insanlarıyız. Görevlerimizin yasal sınırları var. Ama en temel hak olan “yaşam” hakkı her türlü yasanın ve bürokratik siyasetin üzerindedir. Bu nedenle yer kabuğunun kendi doğallığı içinde ürettiği “geliyorum” diyen depremlerin felaketini önlemek, kendi görev süremiz içinde vatanseverliğimizin, bizatihi kendi çocuklarımızın, sevdiklerimizin canlarını sahip olduğumuz konutlarımızın emlak değerine, lüks yaşam alışkanlıklarımıza, siyasi ikballerimize, rant beklentilerimize kurban edemeyiz. Bu saatten sonra her bir canın kaybı ayrım gözetmeden siyasi ve bürokratik karar vericilerin ve de bizlerin taammüden ve görevi ihmalden cinayetleri olacaktır.
“YAPTIRIM GÜCÜNÜ ELİNDE BULUNDURANLAR HAREKETE GEÇMEDİKÇE SONUÇ ALINMAYACAK”
İlçemizde sivil toplum kuruluşları, gönüllü sivil platformlar, meslek odaları, bizatihi belediyemiz her deprem sonrası toplumsal duyarlılık için birçok toplantılar paneller, çalıştaylar yaptılar. Hepsi çok kıymetliydi. Biliyoruz ki şu an felaketin kurbanı olan illerde de bunlar yapılıyordu. Yaptırım gücünü elinde bulunduranlar harekete geçmedikçe sonuç alınmadığını da biliyoruz.
“İLÇEMİZDE ACİL YIKIMI GEREKTİREN KONUTLARDA BİNLERCE YURTTAŞIMIZ YAŞIYOR”
Öyle ki ilçemizde de acil yıkımı gerektiren konutlarda binlerce yurttaşımız yaşamaya devam ediyor. Bizim gerçeğimiz tam da budur.
1) Silivri'de yüksek riskli bölgeler tam olarak nerelerdir, üzerinde ne kadar konut stoku vardır? Bu konutların deprem riski yönünde dayanıklılık durumları nedir? Yüksek riskli alanlar ve konutlarda ne kadar yurttaşımız yaşamaktadır?
2) Silivri'ye yapılan deprem tehlikesi uyarılarından sonra bu riskli alanlar da fiilen yaşayan yurttaşlara muhtemel yıkımdan önce mi çadır kentler, konteynır evler kurmak daha insani ve kolay, yoksa yıkımdan sonra mı?
3) Kentsel dönüşüm müteahhit rantına mahkûm mudur? Kentsel dönüşüm mutlak müteahhit eliyle yapılır diye bir kanun var mıdır ki, geliyorum diyen Marmara depreminde vatandaşlarımızın canını rant pazarına mı kurban edeceğiz? Devlet ve kurumlarının kâr amacı gütmeden vatandaşa güvenli konut üretme güç ve kudreti yok mudur?
4) Silivri ilçesinde güvenli zemin ve mevcut konut imar planları deprem riski durumuna göre yenilenmiş midir? Halen yapımı devam eden konutların zemin etütleri ve yapı denetimleri, onaylı imar planlarına uyup uyulmadığı, yasalara uygunluğu denetlenmekte midir?
5) İBB ve Kandilli Rasathanesinin ortaklaşa yayınladığı “Silivri Olası Deprem Kayıp Tahminler” kitapçığında Tusinami ve riskli çok ağır hasarlı 444, ağır hasarlı 1704, Orta hasarlı 7155, hafif hasarlı 11997 konutla ilgili tanımlamalar doğru mudur? Özellikle “çok ağır ve ağır” hasarlı konutlarda ne kadar yurttaşımız yaşamaktadır ve bunlarla ilgili bir işlem yapılmış mıdır?
6) İBB'nin İstanbul'un geneliyle ilgili deprem öncesi eylem planlarının Silivri'ye düşen kısmına katkımız ne olacaktır ve katkı yapmayı düşünüyor musunuz?
“YEREL BAZDA BİR
SEFERBERLİK İLAN
ETMESİNİ ÖNERİYORUM”
Sayın Başkan ve Değerli Meclis Üyeleri, talebimiz odur ki; Acilen Meclisimiz özel yetkili bir deprem komisyonu kurmalıdır. Komisyonun can ve mal güvenliğini merkezine alarak 2004, 2007, 1 Ocak 2019 deprem yönetmeliklerinin yanında, imar kanunu, yapı denetim kanunu temel olarak Belediye Kanunu'nun halk sağlığını hakkını (ki deprem bir halk sağlığı konusudur) koruyan yaptırımlarını kullanacak, daha da ötesi temel insan ve yaşam hakkının güvenceye alınması için hasar tespit ve tahliyeleri yaptırımlarının sağlanması sonrasında yurttaşların barınma ve istihdamını en yüksek dayanışma araçlarının birlikte yerel bazda bir seferberlik ilan etmesini öneriyorum.
Meclisimizin öncülüğünde, konuyla ilgili meslek odaları başta olmak üzere STK'ların, Kent Konseyi'nin, işveren, işçi, esnaf kuruluşlarının, basın yayın kuruluşlarının, gönüllü bireylerin, tüm siyasi partilerinde içinde olduğu, depreme karşı yaşam hakkından yana olan herkesi içine alan “ortak eylem planı ve özel bir sözleşmenin” mutabakatında birleşmeyi, kısır siyasi çıkar kötülüğüne düşmeden, Silivri'mizin can ve mal güvenliğini en aza indirmeyi öneriyorum.
“DEPREMLERDE KAYBEDİLEN HER CANIN FAİLİ OLMAYI ARTIK NE BİZLER NE DE BU ÜLKE KALDIRABİLİR!”
Depremlerden sonra farklı kanallarda kimi engellemelere rağmen herkes kendi çeperinde aynı amaç için dayanışma gösterebiliyorsa, deprem öncesinde daha kolay yapabiliriz. Yapmalıyız. Hem de hiçbir insanımızın canı yanmadan yapabiliriz. Çünkü en azından bundan sonra depremlerde kaybedilen her canın faili olmayı artık ne bizler ne de bu ülke kaldırabilir! Bu önergenin meclis gündemine alınmasını saygıyla arz ederim.”
YILMAZ: SORULARINIZIN CEVAPLARI DÜZENLEDİĞİMİZ TOPLANTIDA VARDI
Belediye Başkanı Volkan Yılmaz, Doğan'ın önerisini istinaden şunları söyledi: “Cabbar bey siz hafta sonu düzenlediğimiz toplantıya katıldınız mı? Katılmış olsaydınız bu sorduğunuz soruların cevapların tamamına yakını o toplantıda kamuoyu ile paylaşıldı. Bu, söylediklerinizi dikkate almayacağız anlamına gelmiyor. Önerdiğiniz Deprem Komisyonu Belediyemiz bünyesinde zaten var. Sitemlerimi de ifade ediyorum. Böylesine can alıcı bir konu, yaralarla ilgili herkes her şeyi konuşuyor ama Silivri Belediyesinin ne yaptığını anlatacağı kamuoyu bilgilendirmesi toplantısına meclis üyelerinin çoğunluğu katılmıyor.” Sevginar SALİ