Siyasette söylem ve eylem arasındaki farklılık arttıkça güç kaybı yaşandığını konuşmaya alışığız. Söylemler genelde iyi, eylemlerde havlu atar siyasetçiler. “Bir şey değişecek, her şey değişecek” vaadinin hakkını burada da teslim etmeye kararlı görünen Volkan Yılmaz, eylemlerindeki kusursuzluğun söylemlerle nasıl gölgelenebildiğini öğretme ısrarından vazgeçer inşallah. Muhalefetin eylemlerine yönelik sorgulamasını haklılığını ispat etmek için fırsata dönüştürürken söylemlerindeki yanlışlarla kendi kendini vurması bu dönemin umarım en belirgin özelliği olma hususunda bir istikrara kavuşmaz!
“Yıllardır ihmal edilen, düzensiz bir alanı güncelleyen, belediyeye ciddi bir gelir kazandıran, kendi deyimi ile senelerce halı altına süpürülmekten taşan sorunları çözüme kavuşturma eylemi yerine Başkan Bey'in muhalefet söylemine mi takıldın?” diyebilirsiniz… Saatlerce mutfakta hazırlanan, gayet de güzel şekilde önünüze servis edilen yemek tabağındaki sineğe sizin yaklaşımınız ne olur peki?
Bir süredir kamuoyunu meşgul eden, muhalefetin takibinde, iddialı bir çıkış da yaptığı rayiç bedel artış konumuz vardı.
Eylül meclisinin ilk oturumunda muhalefet meseleyi gündeme getirmeyince biraz şaşırdım, hatta hayal kırıklığı yaşadım doğrusu. Gündeme getirmemeleri, takiplerine aldıkları konuyu sonuna kadar taşımadıkları, eleştirdikleri uygulamadan sorumlu tuttukları kişi ile yüzleşmedikleri izlenimine kapıldım. Yanlış bir anlaşılma sonucunda CHP'nin gündem dışı konusunun ikinci meclis oturumuna kaldığı ortaya çıktı.
Haberinden olanların ayrıntılarını okuyabilirsiniz de ben Başkan Volkan Yılmaz'ın ortaya koyduğu gerekçelerden ikna oldum doğrusu. Ara ara konuştuk ama Eylül meclisi için çok güzel bir hazırlık gerçekleştirmiş. Meseleyi siyasi tarafı da dahil olmak üzere tüm boyutları ile önümüze koydu. Daha etkili bir savunma sunumu da çıkartabilirdi ama buna da şükür!
Ayrıca varsa yanlışların düzeltilebileceği, düzenlemenin oldubitti değil bir süreç içinde fazla artışların düşürülebileceği, az yapılanların da arttırılabileceği yaklaşımı aklımdaki tereddütlerin önemli bir kısmını ortadan kaldırdı.
Art bir niyetin olmadığı, olamayacağı ve esasen asıl ikna olduğum husus Volkan Yılmaz'ın kendisinden çok (siyaseten kendisine oy kaybettireceği endişesi yerine) Silivri'nin çıkarlarını düşündüğü noktaydı.
Silivri'yi yönetirken adil olma hususunda Yılmaz'ın ortaya koyduğu duruş kişilerin canını sıksa da toplumun geneli için son derece yararlı olduğunu hiç unutmayalım.
Şahin Dirik'in kulaklarını çınlatalım; “Silivri'de yaptıklarını, İBB'de yıkıyor” diye oldukça etkileyici bir yazısı vardı CHP tabanı açısından. Ben buna son olayda “Eliyle yaptıklarını, diliyle yıkıyor” diye yorumlayabilirim. Başkan Bey'in, CHP Grup Sözcüsü Melih Yıldız ile yaşadığı sıradaki karşılıklı çekişmeyi kast ediyorum tabi.
Yılmaz'ın haklılığını inciticilikle kuvvetlendirme yaklaşımı yine ve hep çok gereksiz! Melih Yıldız'a kalsa belki yine bu kadar takılmazdı da meclis canlı yayına yapılan yorumsal baskılara kayıtsız duramadı.
Başkan Bey rayiç bedeller konusunun uygulama haklılığı hususunda ikna edici olurken bunu kamuoyuna anlatmasına vesile olan CHP Grup Sözcüğüne karşı daha nazik ve saygılı davranma zorunluluğunu sorgulatmak zorunda bizi bırakmaması “çok iyi” olurdu, “iyi” ile yetinmek ve “Neden buna ihtiyaç duyuyor?” sorusuna yanıt aramak zorunda bıraktı bizi.
CHP'nin iktidarken yaptığı ve sonucunda muhalefet ile görevlendirdiği hatalar değil artık, olmamalı Başkan Bey'in konusu… Hedefi Silivri için yaptığı şeyi sürdürmek için haklılığının anlaşılmasını sağlamak. Bu yaklaşımdan uzaklaştırmak iktidarına zarar veriyor.
CHP rayiç bedeller konusunda umduğu kadar büyük bir iktidar eksikliği yakalamamış olabilir ama vatandaşın hakkını savunmak, iktidarın icraatlarını takip etmek adına muhalefet olarak yapması gerekeni ortaya koydu.
Hatalar olabilir, bunlarda ısrar edilmemesi esastır ve iktidarın yaptıkları ile muhalefetin söyledikleri sonucunda asıl takdir halkındır! Her ikisinin de birbirine yönelikten ziyade düşünce ve kararlarını kamuoyu nezdinde anlaşılır kılınması mühim olan, gerisi teferruat.