Doğru kelimelerin gücüne inanmayan yoktur. Bence doğru soruların da hiç yabana atılacak bir tarafı bulunmuyor. Dışarıda hakim olan fırtınanın şiddeti ile boy ölçülemez ama yaprak kımıldamayan siyaset kulislerinde Kaymakam ve Belediye Başkanımızın, Vali Bey ile görüşmesine AK Parti İlçe Başkanı, Cumhur İttifakı kapsamında, katılırken MHP İlçe Başkanının neden bulunmadığı hissedilir bir heyecan yarattı.
Mutlu Bozoğlu'nun ittifak ortağı ilçe başkanı olarak bulunduğu yerde Zafer Yalçın'ın da bulunması gerektiğini savunanlar çıktı. Bence o ‘yer'in neresi olduğu mühim. Ayriyeten İttifak birbirinin doğrusuna da yanlışına da ortak olmak mı demek? Bence değil. İttifak ortaklığı doğrusunda birlikte hareket etmek kadar yanlışında da birbirini uyarmak, yeri gelince hatadan uzak tutmak da demek bana göre. Son raddede de ya ikna olmak ya da ikna etmeyi gerektirir ayrıca da. Tek tarafın bildiğini çaldığı, kendi kendine çalıp oynadığı ortamda hiçbir ortaklıktan söz edemeyiz; ne ticari, ne siyasi, ne manevi…
Dönelim gündemimizdeki siyasi konuya…
Valilikte Pazartesi günü gerçekleştirilen toplantının mahiyeti Cumartesi günü İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile kararlaştırılan hizmet ve yatırımların koordinasyon istişaresi. Vali, Kaymakam ve Belediye Başkanına yapılacak işler konusunda talimat verecek. Aslına bakarsanız toplantıda AK Parti Milletvekili kadar olmasa da asıl hata AK Parti İlçe Başkanının bulunmasıdır. Artık kim davet ettiyse bu yanlış da onundur.
MHP İlçe Başkanı Zafer Yalçın'ın bulunmaması değil bence o toplantıda bulunması asıl ‘hata'ya ortaklık olurdu. AK Parti İlçe Başkanını davet edeni eleştirmek ne kadar serbest ise MHP İlçe Başkanı'nı davet etmemesi için Yalçın tepki göstermek şöyle dursun bence şükretsin.
Tartışma yaratan karede “MHP İlçe Başkanı neden yok?” yerine “AK Parti İlçe Başkanının ne işi var?” sorusunu sormalıyız. Doğru soru bu? Yanlış hareket ise Vali-Kaymakam-Belediye Başkanı gibi kamu temsilcilerinin sınır ve sabrı zorlayan siyasallaştırılması…
Vali-Kaymakam-Belediye Başkanı her partiden vatandaşa hizmet etmekle yükümlüdür, herkesin valisi, herkesin kaymakamı, herkesin belediye başkanıdır. AK Parti İlçe Başkanı AK Partililerin Başkanıdır, CHP'lilerin, MHP'lilerin, İYİ Partililerin vs kendi ilçe başkanları vardır onlar herkesin kıstası altına sokuşturulamaz!
Çok da önemli değil alt tarafı bir davet ama ortaya çıkan ‘ayrıştırma hissinin' müsebbibi kaş yapayım derken göz çıkarma durumuna düştüğünün fark edildiğini bilsin neme lazım…
Toplantıya davet edilişini kendisine tanınan bir ayrıcalık ve üstünlük sanıyorsa da Mutlu Bozoğlu, Silivri gündeminde hedef haline getirilmek istenip istenmediğine bir baksın.
MHP İlçe Başkanı Zafer Yalçın da Silivri'de iktidar partisi ilçe başkanı olmanın sorumluluğunu iyice bir kuşansın zira başına daha çok yük ve işin düşeceği aşikar.
İstanbul Valisi Ali Yerlikaya'ya çalışmalarının ötesinde özellikle sosyal medya hesaplarından yaptığı şiirsel, sanatsal paylaşımlar nedeniyle beslediğim sempatinin siyasi yaklaşımları nedeniyle kayıp verdiğini hissiyatımı eklemeden bu konuyu noktalayamayacağım.
Herkesin kendi sınırları içinde kalmasının ne kadar önemli olduğunu, görevini yapmasının yeterli olduğunu ne zaman anlayacağız? Ötekileştirmenin ötekileştireni de yalnızlaştırıp, güçsüzleştirdiğini nasıl kavrayacağız?
Dipnot: Dün Ali Yerlikaya'ya Silivri ilgisi için teşekkür etmiştim. Ama o bize sadece AK Partililerle ilgilendiğini hissettirirse, Silivri'de yaşayan diğer partililerden ilgi ve anlayış beklememesi gerektiğini de hesaba katmıştır her halde…‘Devlet adamı' olmak varken ‘hükümet adamlığı' ile yetinmek bilmem ki nasıl bir kazanç olsa gerek!? Olsa olsa kayıptır. Hükümetler gelir gider, esas olan devletin ilelebet var olmasıdır.