Çeşitli ortamlarda, çeşitli sebeplerle tanıştırıldığım insanlar hakkında yargıda bulunmak istemediğim için; fikir sahibi olmama adına iletişimimi sınırlı tutuyorum...
Çetrefilli bir cümle olduğunun farkındayım!
El sıkıyorum, gülümsüyorum, dinlermiş gibi yapıyorum ve ortamdan ayrıldıktan sonra hızlı bir şekilde unutuyorum...
Gariptir bunda başarılı da oluyorum!
“ Merhaba Ali ben...”
“ Daha önce tanışmıştık!”
Kimi; çok bozuluyor bu işe... Kimi; benim gibi önemsemiyor!
Beni anımsamayanlar da var, en çok onları seviyorum!
&&&
Egosu dağ olmuş, altında kalmışlara tesadüf ediyorum bazen...
Hani şu yeni tanıştığı insanlara kredi notu veren tipler!
“ Şimdi ben seninle tanıştım ya Alicim, senin kredi notun yüz bende... Düşmesi de artması sana bağlı...”
Tamam da birader sen kimsin?
Madem not veriyoruz şu dakikadan sonra senin bendeki notun; sıfır...
Ağzınla kuş tutsan, kıçından ateş çıksa, ejderha olsan değişmez, bir çıkayım şu odadan, seni beynimin tüm kayıtlarından silmezsem adam değilim!
&&&
Fark ettim ki; kişi, kimle zamanını geçiriyorsa, en fazla onun dedikodusunu yapıyor...
“ İyi çocuk, hoş çocuk yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez fakat nankör arkadaş! İstediğini bin defa yap, bir kere ‘hayır’ de senden kötüsü yok!”
“ Bakma yapışık ikizler gibiyiz, ilk fırsatta satar beni!”
“ Çocukluğumdan beri tanırım, ciğeri beş para etmez!”
“ Ah ne çıyandır oooo, şimdiye kadar çıktığım çocukların hepsinde gözü vardı...”
“ Hahaha ayağına don alsın önce, eskilerimi veriyorum da giyiyor...”
Dost, arkadaş, sevgili sıfatı ne olursa olsun çok paylaşmamak lazım!
&&&
Yaşadıklarının sebeplerini arayan ağbiler var...
Boş bir vakitlerinde aynaya baksınlar, nedeni görsünler!
İnsanlar, büyük ülkeler gibi olmuş... Dostluk yok, çıkarlar var...
Ortak menfaatler bitip, öküz ölünce... Kavurma oluyor!
Gayrisi; kim kime dum duma...