Gazetemden bir haber.
“O işçiler bana teşekkür etti”
Sözün sahibi.
AKP'nin Silivri eski Belediye Başkanından …
İyi de bu söz nereden çıktı ?
Hemen söyleyeyim.
Silivri Belediye Meclisi'nin Ocak ayı oturumunda, AKP ilçe Başkanı ve ayni zamanda Meclis Üyesi olan kişinin Belediye personelinin alacakları üzerine yapmış olduğu eleştiri üzerine çıktı. Ve, sonradan anlaşıldı ki o suçlamada asılsızmış, çünkü alacakların tamamı ödenmiş ama neyse.
Bakın şimdi.
Dediğim gibi.
Eleştiriyi yapan AKP İlçe Başkanı, ayni zamanda Silivri Belediye Meclis üyesi.
Cevaplayan Silivri Belediye Başkanı.
“O işçiler bana teşekkür etti” diyen kişi kim?
AKP eski belediye başkanı.
Evet. O dönem, yerelde iktidar AKP Belediye Başkanı da o partiden…
Da. Öncelikle.
Cevap vermek kime düşer?
AKP İlçe Başkanına değil mi?
Neden?
Çünkü bu gün AKP'yi Silivri'de temsil eden o da ondan...
Ama. O ne …
Konuşan eski AKP'li Belediye Başkanı.
Sanki.
Şu anki ilçe başkanı AKP adını yeteri kadar temsil edemiyor gibi.
***
Neyse, ne de.
Biz o eski Belediye Başkanının şimdi söylediğine tekrar göz atalım isterseniz…
Bakın ne demiş …
“Efendim o işçiler bana teşekkür etti”
Olaya bakalım!
Bir. İşçilerin hak ettiği paralar ödenmemiş…
Ödememişsiniz.
Yetmemiş.
Kişiye bir kağıt göndermişiniz .
Ki, orada yazanın ne olduğunu,ne anlama geldiğini herkes biliyor.
Ama. İsterseniz biraz mantık yürütelim.
Birincisi.
Her kim olursa olsun, ne kadar rahat olursa olsun kuzu, kuzu hakkettiği alacağından vazgeçer mi?
Ya da.
Sözlerin sahibi olan kişi dahil gönül rızasıyla “ben hakkettiğim bu alacağımdan vazgeçiyorum” der mi?
Dediğim gibi .
O günleri gayet net hatırlıyoruz.
Yol kazası gibi kazanılan Silivri Belediye Başkanlığının ertesi günü kimleri nasıl işten attıklarınızı ve gösterdiğiniz gerekçeleri de okudum. Okuduk.
Ve inanın dün gibi aklımda.
Ve. Sözün sahibi kişi.
İnanın en son konuşması gereken kişidir...
İyi haftalar...
İYİ GEZMELER
Sözün doğrusu.
Bir üst makamdan gelen talimatı uyguluyorlar.
Yeni tayin edilen , ilçe başkanı da görsün diye bazı uzak mahalleleri dolaşmışlar.
Da. Yöneticilerinin çoğu henüz o mahallelerin nerede olduğunu, nereden gidileceğini bildiğinden emin değilim...
Ha unutmadan.
Giden yöneticiler.
Sıra, sıra konuşuyorlarmış.
Hem de.
Mahalle adını şaşırmadan söze başlayarak …
Ne konuştukları da malum.
Mesela.
“Silivri Belediyesinin şu kadar borcu varmış, bu borç Belediyenin bütçesinin %80'nini oluşturuyormuş”
Bakar mısınız? Bence.
Bütçenin ne demek olduğunu ve borç oranı üzerine en son konuşması gereken kişilerin kendileri olduğunu bilmeyen İlçe Yöneticileri bunlar. …
Söyledikleri de “laf ola beri gele .
Ne diyeyim.
Geziyorlar işte …
KİŞİYE GÖRE
Yine kar. Yine mutluluk.
Yine sevinç okunuyordu yüzlerde hafta başında .
Demek istediğim.
Mutluluk kişiye göre değişen bir sözcük.
BENDEN SÖYLEMESİ
Kaçıncı uyarı olduğuna bakmadan söylüyorum.
Tarladan Hisseli satışlar yapıyorlar. Sözde yasak. Tapu Dairesi yapmamsı gerekir ,deniyor ama yapıyorlar, Nasıl yapıyorlar onu da bilemiyorum…
***
Kişiler. Ulusal Televizyon kanallarında her gün reklam yapıyorlar.
Bu dolandırıcılık değil de ne ?
Birilerine.
Sadece Gazetecilik yaptı diye “ömür boyu hapis” isteniyor.
Bakıyorsunuz.
Hırsızlık, dolandırıcılık gibi suçlarda bırakın içeri tıkılmayı, kişi suçüstü olsa bile anında dışarıda. Bilhassa 17/25 Aralık 2013'den sonra.
***
Siz, siz olun ARSA alırken elinizdeki tapuya bakın , sonra imar planına bakın ve son olarak ilgili Silivri Belediyesi görevlilerine danışın.
Benden söylemesi.
BİRİ BİZİ İKNA ETMELİ
Cumhurbaşkanımız, her gün neredeyse her saat Başkanlık meselesini konuşuyor.
Neden bu kadar istiyor anlamış değilim.
Düşünüyorum da.
Devletin her noktasında, her dediğinin emir sayıldığı bu günlerde, neden ille de “Başkanlık” diyor …
Daha ne istiyor?
Biri bizi ikna etmeli…
GEL DE İNAN
Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu, AKP gurubuna hitaben “eşini, işini değiştirenlerle işim” demiş.
Yani. Mealen “yolsuzluklara bulaşanlarla beraber olmam” demek istemiş.
De aynı Başbakan, gözümüzle gördüğümüz kulağımızla işittiğimiz 17-25 Aralık olayının simgesi “ayakkabı” kutularından çıkan milyon dolarlar ve Bakan çocuklarının evlerindeki kasalardan çıkan milyonlarla ilgili olarak verilen araştırma önergesine bile “hayır” dedi.
Gel de inan …
TELLAK BİLE AYNI
1 Kasım seçimleri öncesi Çayırdere Mahallemizde dağıtılan bir bildiri bu...
Önümde duruyor.
(130) Yıllık sorunun, en azından ¾ ‘nü çözdük diyorlar.
Birincisi.
Sorunu bilerek kaleme aldılarsa o ¾ yalan.
Sonra.
İlk sırada yer alan “yerleşim alanı” içindeki sorunu çözdük deniyor. Kuyruklu yalan. Çünkü onun sizden önceki (3)'lü koalisyon çözmüştü.
Diğerleri ise zaten sorun değildi.
***
Gerçek tapu sorunu denilen sorun, 130 Yıllık değil tamı tamına 138 Yıllıktır.
Yani, 1876-1878 Osmanlı Rus Harbi sonrasına kadar dayanır.
***
AKP'nin Silivri Yöneticilerine söylüyorum.
Lütfen şapkalarınızı önünüze koyup bir düşünün …
Tek başına dolu, dolu tam (13) yıldır iktidardasınız .
Sorun konusunda .
Bir arpa boyu yol alınmadığı gibi önceki iktidarlarda ECRİMİSİL alınmaz iken sizin iktidar döneminizde alınmaya başlandı.
Yani. Bir sorun daha eklendi…
***
Evet. Farkındayım .
Bu söylediklerim tekrar .
Ama. Tekrarlamakta fayda görüyorum.
Çünkü. Konu.
Ayni konu. Ve.
Çözüme dair ilerleme yok…
Ve. Yetkili ve sorumlu değişmedi “Ayni tas, aynı hamam”
Hatta. Tellak ...
YAŞAMADIM AMA...
Tam 93 Yıl önce tarihin en büyük nüfus hareketi oluyor. Bir sabah doğup büyüdüğünüz ve bir sürü hayalleriniz olan yerleri bırakıyorsunuz.
Nerede olduğu belli ama sizi nelerin beklediğini bilmeden.
Kimi trenle.
Kimi gemilerle yollara düşüyorsunuz.
Ne yatacak yeriniz.
Ne işiniz.
Ne aşınız belli…
Bir bilinmeze doğru yollanıyorsunuz …
Yanınıza alabilecekleriniz de belli.
Ve. Bir yere iniyorsunuz.
Beraber geldikleriniz dışında tanıdığınız kimse de yok.
Bir gün “göç etmek zorunda kaldığım, büyüdüğüm o yerleri rüyalarımda yaşadım hep” demişti iyi görüştüğüm dostum.
Şimdi. Nereden aklına geldi,derseniz.
Cevabım. Aklımdan hiç çıkmıyor ki.
İkincisi. Mübadelenin 93. yılı.
Mübadele görmedim ama göçün ne demek olduğunu biliyorum çünkü babamlardan, babaannemden ve bir de okuduklarımdan.
Yaşamış kadar oldum o günleri.
Sonra. Bosna'da gördüm.
Suriye'de yaşananları görüyorum.
Güneydoğu'da yaşananları her akşam izliyoruz.
Evet. Yaşamadım ama görüntülere baktıkça yaşamış kadar oluyorum...
İSTER İNAN
İSTER İNANMA
“Tecrübe göstermiştir ki, en fazla mutlu olanlar, en çok sayıda insanı mutlu edenlerdir. (Marx)
BİR GARİP YASA DAHA
Atık kağıt toplayanlar ,yani sokakta çöp toplayanlarla ilgili olarak öyle bir yasa çıkmış ki sormayın. İzinsiz, belgesiz yapılan o toplamalar için yakaladıklarına kesecekleri cezanın tamamı 140.000.-TL.sıymış.
Ve. İlgili Bakan televizyona çıkıp “yok öyle bir şey” dedi.
Eğer Sayın Bakan konuyu çarpıtmıyorsa, anlaşıldığı kadarıyla bakandan habersiz bir yasa çıkmış…
Vah benim ülkem vah…
KAFAMA TAKILAN
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı seçimle geldi.
Fransa Cumhurbaşkanı da…
Japonya Başbakanı da.
Almanya Başbakanı da …
Ve. Her birinin yetkisi.
***
Saddam'ın ülkesinde de seçim yapılıyordu.
Azarbeycan'da da seçim oluyor.
Türkmenistan'da da.
Mısır'da da.
Kazakistan'da da .
Hatta. Suriye'de de yakın zamanda yapılmıştı…
Hatırlarsanız.
Günümüzde yapılan seçimleri, düşününce, Kenan Evren'nin Referandum sonucu % 92'dir. O da bir nevi seçim sayılır.
Ve. Her birinin yetkisi.
LÜTFEN BAKAR MISINIZ ?
• Japonya'da bir bakan (103) bin dolar rüşvet almış suçlamasına karşılık, mahkeme kararını beklemeden istifa etmiş.
• Malezya Başbakanı bankadaki hesabında milyar dolarlar için “Suudi'lerden bağış” demiş ve aklanmış. Ama, bir Suudi yetkili “eşsiz bağış” adını verdiği bu bağıştan haberlerinin olmadığını söylemiş.