Sevginar Sali

Dünya geri biz ileri; ah Silivri...

Korona'nın süründürmek ile öldürmek arasında, ‘hafif semptomlu' geçişlere şükürlerde yaşamımıza şekil ile yön verdiği şu günler bir an önce bitse de yeni normallerimize dönsek. Bu kadar manevi ve maddi kayıptan sonra nereye, tam olarak hangi noktaya döneceğimiz de meçhul de ölümden gayri her şeye çare var deyip sıkalım bakalım biraz daha dişimizi… Kemerleri de gevşetmeyin; ne olur ne olmaz…
Her yerde bir karamsarlık, umutsuzluk, şikayet “Ne olacak bu dünyanın hali” endişesi virüsten daha bulaşıcı ve yaşam sevinci öldürücü etkisinde…
Salgın nedeniyle yeni girişimler, atılımlar, programlar ardı arkasına askıya alınırken yılmadan hizmet inadını sürdüren biri anlayış iktidarı hüküm sürüyor Silivri'de…
Senenin başında, salgının ilk dalgasında, kış çıkışında günlerce evlerimize kapandığımızda Kale Park yenileme çalışmalarını sürdürdü azimle. Biz kapandığımız evlerimizde ‘dünyanın sonu geldi mi, daha zamanımız var mı?' diye düşünürken o harıl harıl park, bahçe, kırılıp dökülenleri yenilemek üzere çalıştı, ekip ve imkanları adeta seferber etti. Salgın yaz aylarında nefes aldırdığında (o aldırmadı biz hayatlarımızdan avans olarak aldık galiba) hepsinin faydasını gördük çok şükür.
Şimdi ikinci mi, üzüncü mü dalgada kurtarıcı mı, öldürücü mü darbesini yediğimizi bilemediğimiz salgın etkisinde umut ve diğer hayata tutunmak hususunda her şeyde son limitleri zorlarken gündemimizde değişmeyen tek şey kararlılıkla yürütülen yerel yönetim çalışmaları… Yerel yönetim deyip de geçmeyelim tabi İBB ve Hükümet desteği hususunda da (sahip olunan koşullar göz önünde bulundurulduğunda) bildiğiniz 'altın çağ' yaşamaya meydan okuyoruz… Söz konusu ‘çağı' bize getiren 'yolların' 'mimarlarına' iyice bakmak lazım tabi.
Sokaktakilerle değil evdekilerle bile yan yana durma mesafemiz 1 metreden fazla artış gösterirken, aynı havuzda yüzme dersleri, omuz omuza aynı salonda spor yaptırma vs peşinde bir azim…
Özledikleri okullara daha iyi şartlarda kavuşsun çocuklar diye sıkı sıkıya takip ve gündeme alınan eğitim yatırımları, “3,5 yıl sonra seçim var…” hatırlatmalarının altına mayınlanan imalara aldırış etmeden yeni toplantı salonları, idare bölümleri, yeni ve yeniden yatırım, çıtası her günle yükselen hizmet, kazanım çabaları…
Kullanım ömrünü doldurduğu yerde unutulan, bizi biz yapan değerlerimizin üzerindeki tozu silip yeniden hizmete dahil etme konusunda delice bir inat.
Yeni dönemde eğitim alanında yapılanları değerlerken şöyle bir yorum geldi, “1,5 yılda yaptıkları 10 yıla bedel”… Hangi alanda değil peki!? Tarımda mı, sağlıkta mı geriledi Silivri? Bütün dünya geri giderken, her zamanki aykırılığımızla Silivri ileri gidiyor…
Silivri Belediyesi kendi kendine yetebilirken, başındaki şikâyeti bir gün diline dolamayıp nefesi kesilene kadar “Şunu da yapacağız”, “Bunu da yapacağız”, “Şuraya başlıyoruz”, “Burasını bitirdik”, o yargıyı diğer önyargıyı kıra kıra yokuşları çıkışa dönüştürürken ‘Bu şansız zamanlarda böyle bir kısmeti hak edecek ne yaptık acaba?' diye düşünmüyor değil insan…
Üzerine gidildiğinde eski dönemi diline gereksiz ve fazla şekilde (çünkü bunun değerlendirmesini halk seçimde verdi ve her olay ile kişi sahip olduğu şartlarda değerlendirilmeli, kimsenin hataları başkası için gerekçe olamayacağı gibi yarışı da yalnız kendisiyle olmalı) dolaması dışında Volkan Yılmaz iki yıla yaklaşan iktidarında belediye başkanı olarak duruşunda, halka verdiği sözler konusunda herhangi bir zafiyet göstermedi. Hatta en iyimser beklentilerin bile üzerine çıktı.
Bu şans, başarı ya da kazanım, nasıl yorumlarsanız yorumlayın, sadece MHP'nin, Cumhur İttifakı birleşenleri, belli kesimlerin değil; hatta muhalefetin ve esasen kendini Silivri ile ifade eden herkesin...
Ne ilginç bir dönemdir ki kimse “Belediye Başkanı çalışmıyor”, “Hizmet üretmiyor”, “Sözünü kimseye dinletemiyor” demiyor da “Niye bu kadar çok çalışıyor?”, “Niye kimse bir dediğini iki etmiyor?” şeklinde sitemler işitiyoruz!!!
Hep farklıydın Silivri, yine başkasın!

YORUM YAP