Bir süredir "CHP’nin yönetimi düştü” söylentisi dört koldan yayılıyor… İddia edildiği gibi Cengiz Ağpur ve Abidin Bulut’un istifaları bu sürecin gerçekleşmesi için yeterli değil, ama milletvekili aday adaylığına hazırlanan Mümin Tuğlu ve Dilruba Önal’ın istifalarıyla zaten bir yönetim değişikliği zorunlu görünüyor. 25 Aralık’a kadar süresi var…
Bugün olmasa da yarın CHP yeni ilçe yönetimi oluşturma heyecanını yaşayacak. Ama bu konuda kaygılanan, kafa yoran kimse yok piyasada. Karşı atak olmayınca Işıklar da kafasındaki planı, etrafındaki üç-beş kişiyle, zamanı geldiğinde uygular "oldu da bitti maşallah” deriz. Suna Göçengil, "Işıklar’ın istemesi yetmiyor onun da ilçe başkanı olmak için çalışması lazım…” sözlerimize gönül koymuştu ama eleştirinin haklılık payını kabul etmiş olacak ki son dönemde bütün belediye ve parti etkinliklerinde boy göstermekte. İlçe başkanlığına hazırlığı gizliden gizliye yürütülüyor gibi görünmesin gayet aşikar!
Işıklar ile alakalı "Bu adam kimseye bir şey söylemiyor, danışmıyor” diye yaygara kopartanlar da hiç kusura bakmasın! Kimse kimseyi adam yerine kendiliğinden koymaz, koyduracaksınız! Ne diyor Büyük Başkan, "Görev verilmez alınır”…
Başkan demişken;
Geçen kendisini belediyenin yemekhanesinde görenler şok geçirmiş… Bizim gazetenin tabldot yemeklerinden bile yediğine şahit olduğum için şaşırdım verilen tepkiye. Meğerse müfettiş varmış belediyede. Başkan bey, müfettişin halkçılık damarının suyuna gitmek zorunda kaldı anlaşılan. Belediye yemekhanesine daha sık uğraması gerektiği aşikar. Geciken maaşlar ve biriken ikramiye ödemeleri dolayısıyla burada yüzleştiği insanlar iştahını kesiyor olabilir ama acı gerçeklerle her durumda yüzleşme zorunluluğumuz var… Hayat işte/Başkanlık işte : ))
Bir süredir devam eden mahalle toplantılarında yanına aldığı bürokrat isimler de Başkan’a yöneltilen eleştiriler arasında. (Hiç övgü yazmıyoruz bu ara hay Allah : ) 2014’ün kontenjanı çoktan doldu da yabancımız değil, tanıdık işi yapa yapa geldiğimiz duruma bakın : )))
"Bürokratlar vatandaş onlardan bir şey istediğinde belediyenin kasasından yapıyor, biz kendi cebimizden harcıyoruz. Buna rağmen onlar kıymetli biz değersiziz Başkan Bey’in nazarında” isyanını ben işitmekten bıktım ama haklılık payı olduğunu düşündüğüm bir tepki olduğu için her defasında aktarıyorum. Başkan Bey’in tınladığı yok gerçi!
Eski ve yeni meclis üyeleri arasında da bir kıskançlık var… Eskiler gözden düşme alınganlığı içinde… Benden söylemesi. Kimlerin gönül koyduğunu duysanız, benim kadar "Yok artık” dersiniz… Ama var.
Ha bir de "Hemşire Eskişehir gezisine akreditasyon alamadı” diye üzülenler var! Silivri Belediyesinin vermiş olduğu karara saygı duyuyorum. Her etkinlik veya organizasyona bütün basın mensupları davet edilecek diye bir şey yok. Bir bölümüne birileri, başka birine farklı isimler davet edilir. Ayrıştırmayı, durumlar üzerinden vaziyet çıkarmayı çok seviyoruz ama çoğu da gerçeği hiçbir şekilde yansıtmıyor. İnsanlar davet edildikleri her yere gidecekler diye bir kural da yok. Kimi davetler geri de çevrilebilir. Bazı durumlarda da kendinizi davet ettirmek durumları yaşatırsınız. Ama endişelenenler ve bu sebepten Olta’da kadehin dibine vuranlar rahat olsun, keyifleri kaçmasın diye açıklama yapmış olayım. Hürhaber’in akreditasyonunu iptal eden kendi ayağına kurşun sıkar ancak : ) kendinden dolayı değil Hürhaber’den ötürü… (Ben istediğim her akreditasyonu alırım üstüne tüy bile dikerim, rahat olun beyler : ))
Çok şükür ‘istenmeyen basın’ hiç olmadık. ‘İstedikleri kalıba sokamadıkları için yok edilmek isteyen’ olduk belki ama onu da başaramayanları Silivri gördü, bu eyleme kalkışanlar da başkaca çok şey gördü o da onlara ders olsun : )
Bugünlük vaziyet bu... Kalın sağalacakla...
Hayırlı Cumalar olsun efendim : )