Bu soru yıllar önce lisede eğitim hayatıma devam ettiğim dönemde Türkçe dersine giren eğitmenimiz tarafından kompozisyon konusu olarak sorulmuştu. O gün konu özelinde kim bilir neler yazdım. Fakat hatırladığım kadarıyla soru kendi özelinde bana garip gelmişti. Bende net bir yanıtı yoktu ta ki sınır komşumuz Yunanistan'ın sınırımıza duvar ördüğünü öğrenene kadar.
Malumunuz ülke olarak uzun bir zamandır dünyanın çeşitli ülkelerinden çeşitli sebeplerden dolayı milyonlarca insanı ülkemizde “misafir ediyoruz”. Gelen “misafirlerin” bir kısmıysa ülkemizde satın aldığı gayrimenkuller sayesinde ev sahibi konumuna geçmiş durumdalar. Yapılan resmî açıklamalara göreyse seçimlerde oy kullanacak Suriyeli göçmenlerin sayısı 113bin kişi. İşin içine diğer ülkelerden göçmen olarak gelip ev sahibi olanları da eklersek seçimlerin kaderini etkileyebileceği aşikâr. Kan dökerek aldığımız bu topraklarda “paranın gücüyle” söz sahibi olmaları ne kadar doğru varın orasını siz düşünün. Ev sahibi olup ülkemin kaderi üzerinde söz sahibi olma konusuna bir sonraki yazımda değineceğim için şimdilik bu konuya detaylı girmiyorum.
Gelelim asıl konumuza.
DUVAR
Yunanistan'ın Türkiye sınırına duvar örmesi durumu özelinde gerek Türkiye içinde gerekse dünya genelinde farklı görüşler ve farklı senaryolar mevcut. Yunanistan'daki kamuoyuna baktığımız zaman bu duvarın asıl amacının Türkiye üzerinden gelen yasadışı göçmenlerin Avrupa'ya geçişini engellemeye yönelik olduğu dile getiriliyor. Şahsen ben bu görüşe katılmıyorum. Neden mi? Çünkü eğer göçmenlere yönelik yapılıyorsa sınırın tamamına duvar çekmek gerek. Oysaki çekilen duvarda 92km'lik alan boş kalıyor. Dikkatinizi tam da bu noktada Yunanistan'daki Amerikan üslerinin artan varlığına çekmek isterim. Yunanistan adeta Amerika tarafından işgal edilmiş durumda. Hem de kurşun atılmadan.
Yunan dostlar kusura bakmayın fakat ülkeniz yukarıda da vurguladığım üzere Amerika tarafından topraklarınızda kurulan üsler nedeniyle işgal altında. Ki bu durumdan Yunan muhalefeti de oldukça rahatsız. Amerika'nın ülke içindeki üslerinin sayısı da gün geçtikçe artıyor. Bu artış üs sayısıyla birlikte mevcut üslere gönderilen mühimmat ve teçhizatlardaki artışı da kapsıyor. Tam da bu noktada akıllara Amerika acaba bu hazırlığı Türkiye için mi yapıyor sorusu geliyor. Son zamanlarda Yunan jetlerinin kara sularımıza kadar girip yaptıkları tacizlerini de göz önüne alırsak ülkemizi savaşa sürükleyecek adımlar attıkları aşikâr. Türkiye olarak bu oyuna gelir miyiz? Bence gelmeyiz. Gelmemeliyiz.
Diğer taraftan Amerikalı yetkililerin Yunanistan'da kurduğu üsleri Avrupa için kullanacağına yönelik açıklamalar yapmakla birlikte bu açıklamalar da beni tatmin etmiyor. Keza Avrupa kıtasına daha rahat ulaşabileceği başka ülkeler var. Bu sebeplerden ötürü önümüzdeki süreçte ülke olarak dikkat etmemizde fayda var. Suriye'ye sınır ötesi operasyon yapmadan önce 80'den fazla stratejik plan yapabilen, senaryo üretebilen ülkemizin Yunanistan sınırı özelinde yüzlerce plan/senaryosu da vardır hiç şüphesiz. Aslına bakarsanız olaya sadece Yunanistan özelinde de bakmamak gerekir. Bölgedeki plan ve oyun büyük. Büyük fotoğrafa bakmakta yarar var.
BÜYÜK FOTOĞRAF
Amerika'nın dünya üzerinde 800 üssü var sevgili dostlar. Bu sayıyı küresel rekabetin bir gerekliliği olarak Çin ve Rusya'ya karşı gün geçtikçe arttırıyor. Bölgemiz özelindeyse kavganın asıl nedenini Akdeniz'deki enerji kaynaklarını. Doğu Akdeniz'de 50 trilyon doğalgaz rezervi olduğu bilgisini göz önüne alırsak Amerika'nın bölgemizdeki üs sayısını ve askeri kapasitesini arttırmasına şaşırmamak gerekir. Bunun yanı sıra Amerika 2018 yılından bu yana Doğu Akdeniz ve Ege'de varlığını planlı ve stratejik olarak arttırmış durumda çünkü bölge jeopolitik ve jeostratejik açıdan önemli. Küresel güçlerin de projelerinin kesiştiği nokta. Zengin petrol ve doğalgaz yatakları olan bir bölge olduğu bilinen bir gerçek. Rusya'dan doğalgaz almayı kesen ve kışı donarak geçirmemek için alternatif kaynak arayışına giren Avrupa ülkelerinin de iştahını kabartan bir bölge. Türkiye olarak doğalgazımızın %99unu, petrolün de %89'unu dışarıdan alıyoruz. Bu bölgede çıkarılıp işletilecek kaynaklar dışa bağımlılığımızı da azaltacak ve uluslararası arenada süper güç olma yolunda ilerleyeceğiz. Tam da bu noktada çok kutuplu dünyamızda Türkiye'nin uluslararası etkinliği arttıkça başta Amerika ve Yunanistan olmak üzere çoğu Avrupa ülkesi bu durumdan oldukça rahatsız. Kaynaklara ulaşmamızı istemiyorlar. Bu rahatsızlıklarını da gerek sözel, gerek komşumuz Yunanistan'ı gaza getirerek gerekse ülke içinde yaptıkları operasyonlarla bizi durdurmaya çalışıyorlar. Sınıra çekilen duvarın asıl amacının da arka planında tam da bu. Kaynaklara ulaştırmama ve Türkiye'yi uluslararası arenada süper güç olmasını engellemek. Duvarın arkasında ne var sorusu da yanıtını bulmuş oluyor.