Duygularımızı seçme ve değiştirme gücüne sahibizdir. Bu gücü hayata geçirme alışkanlığını edinebilirsek bütün ömrümüz sağlıklı, mutlu ve başarılı geçer. Kişi yönetimini bilirse her zaman istediği duyguyu yaşayabilir ve onların kendi yararına iş görmesini sağlayabilir.
Duygular insan olmanın esasıdır. Duygular bir amaca hizmet etmek için vardır. Onlar amacımıza hizmet eden bir araçlardır, bu araçları hedeflerimiz doğrultusunda iyi kullanmalıyız. Duygularımız hayatımıza anlam ve zenginlikte katabilirler, üzüntü ve kavgaları da besleyebilirler. Dış dünyanın şartlarını değiştiremeyiz. Ama bakış açımızı, olaylar üzerindeki yorumlarımızı, olayları ve insanları yeniden değerlendirme şeklimizi amaçlarımıza göre seçerek duygusal durumumuzu ve ruh halimizi istediğimiz şekle dönüştürebiliriz. Eğer üzüntümüzü azaltmak istiyorsak; talep edici, şikayet edici ve suçlayıcı düşünceleri aklımızdan geçirmemeliyiz. Pek çok insan, kendi duygularından korkuyor. Özellikle acı veren olumsuz duygulardan ya kaçıyor ya da onları inkar etmeye çalışıyor. Bazen de bu duyguların başkalarının söylediklerinden kaynaklandığını veya başkalarının kendilerine yaptıklarından doğduğunu sanıyor. Duygularının kontrolünün kendi elinde olduğunu düşünemiyor. Duygusal bilgelik sayesinde, duygularımızı daha iyi yönetebiliriz. Bu şekilde, uygun olmayan durumlarda, gereksiz duygu patlamalarını engelleyebiliriz.
1.Duygularınızı Bir Kutuda Saklamayın
“Erkekler ağlamaz” ya da “kadınlar çok duyarlı ve kırılgandır” gibi diğer etiketlerle büyüdük hepimiz. Bu yaklaşım türleri, aslında yapmak istedikleri tam olarak bu olmasa da, bizleri hissettiğimiz duygulardan uzaklaştırmıştır.
2.Her Zaman Aynı Kontrol Seviyesinde Kalmayın
Bazen, duygularınızı başkalarına ifade etmemek ile kalmaz, aynı zamanda, bu duygularda herhangi bir yanlışlık olmasa da, onları kontrol altına almaya çalışırız. İfade ettiğimiz tüm bu duygusal baskılar, “duyguların yutulması” olarak adlandırabileceğimiz bir alanın oluşmasına sebebiyet verir. Bu durumla, duygusal bilgelik bile başa çıkamaz. Ne kadar çok duygunuzu içimizde tutarsak, bu alan o kadar çok genişler. Ve er ya da geç, bir gün o alanın sınırları, içimizi yıkıp geçer. Bu yıkımın sonuçları ise, geri dönülmeyecek kadar büyük olabilir.
3.Duygu Sahibi İnsanlar Olaraktan Onlarla Nasıl Başa Çıkacağımızıda Öğrenmek Zorundayız
Duygusal bilgelik, sadece duygularınızı kilit altında tutmamayı öğütlemez. Aynı zamanda, çok önemli bir şeye de odaklanır; bunu nasıl yapacağımızı da öğrenmek. Her duygunun tetiklediği başka bir duygu vardır. Gerekli olan, çok fazla ileriye gitmeden önce, bu duygular zincirini yorumlamayı bilmektir. Aslında, bir kez duygularımızı dinleyip, ne istediklerini anladığımızda, duygularımız bize enerji katarak, yapmak istediklerimiz için yürümemiz gereken yolu aydınlatırlar.