Yolun sağ tarafında iki katlı bir bağ evi vardı, rengi pembe diye kalmış aklımda, pembe bağ evi olur mu hiç?
Kaptan amcanın meşhur beyaz arabası, sarı ekmek ayvaları…
Gökyüzü; gri, yağmur çiseliyor, trafik, daha doğrusu insanlar çıldırmış gibi, korna sesleri, el kol hareketleri, araç içlerinden edilen, kimsenin duymadığı küfürler, bir yerlere yetişme çabası.
Hafta sonları yürüyorum…
Belli bir hedefim yok, ayaklarım nereye götürürse oraya…Ne kadar çok tavuk dönerci, çiğ köfteci var…
Türkiye, Brezilya maçını düşünüyorum. Bizimle oynasınlar diye 3 milyon Euro vermişiz adamlara…
Dört tane atıp gittiler…
Çinliye benzeyen çekik gözlü sıskayı bize iki gol attı diye alkışladık.
Tepki!
Tepki göstermeyecek de ne yapacak taraftar?
İşi gücü bırakmışsın, hazırlık maçı da olsa, bir umut yenerler diye çocukları alıp tribünde almışsın yerini…Gelene geçene de yeniliyoruz zaten.
Türkiye'nin nüfusunun neredeyse 80 milyon olduğu söyleniyor.
Gurbetçiler ile birlikte 100 milyon oluruz herhalde…
100 milyondan seçile seçile sahaya çıkarılanlar bunlar mı?
Piramidin en tepesinde yaşayan, en iyi evlerde oturan, en güzel kadınlarla gezip tozan, milyon dolarlık hediyeler alan, toplumda parmakla gösterilen, imza istenen, pohpohlanan sırtı sıvazlanan gençler…
Televizyon karşısında maçı izleyenlerin profili nasıl acaba?
Asgari ücretle çalışan var mıdır içlerinde?(!)
Kredi kartı borcu olanlar?(!)
Ay sonunu nasıl getireceğiz diye düşünenler?(!)
Maden işçileri?(!)
Etiyopya ve Güney Afrika'dan iki kadın atleti devşirdik.
Mariam Tanga oldu Meryem Erdoğan.
23 yaş altı Avrupa Kros Şampiyona'sında altın madalya kazandı diye "aferin kız" dedik, verdik 20 bin lirayı.
Öbürüne ( Melis Mey) moral olsun diye daha bir şey kazanmadan 2012 Londra Olimpiyatları'na giderken 30 bin lira verdik.
İkisi de dopingli çıktı!
Şimdi paraları geri alalım diye fellik fellik kızları arıyoruz, biri uzun atlamacı bir krosçu, ara ki bulasın!
Geçenlerde deniz kenarında bir balıkçıda, yarım ekmeğin arasına kıstırılmış ithal uskumruyu dişliyorum.
Yan masada üç kişi sanki kendi problemlerin üstesinden gelmişler, tüm kuşları öpmüşler de bir leylek kalmış gibi neden tüm spor dallarında başarısız olduğumuzu konuşuyorlar…
Sanki diğer alanlarda pek başarılıyız da!
Sonra düşündüm biraz.
Çocuklara ev ödevi veriyorlar, anneleri yapıyor.
Öğretmenler de işin farkında ama maksat oyun bozulmasın.
Veli toplantısında, arkadaşın eşine, öğretmen; "edebiyatınız çok iyi" demiş…Kadın kızarmış bozarmış fakat hoşuna da gitmiş…
Okulların kalitesi?
Vatandaş işi gücü bırakmış çocuğunu bilmem kim öğretmenin sınıfına kayıt ettirsin diye uğraşıyor…
Neredeyse nüfusu on bini geçen her yerleşim merkezinde üniversite var artık!
Mezun olanlar?
Ticari araç kullananların, direksiyona geçebilmesi için yeterlilik belgesi ( SRC)alması gerekiyor.Bunun için adaylar yazılı sınava tabi tutuluyor, başarı oranı kaçtır sizce?
%30
İş hayatı ona keza.
Ahbap çavuş ilişkisi almış başını gitmiş.
O partinin adamı, o cemaatin adamı, O'nun dayısının kim olduğunu biliyor musun?
Her alanda; iş, hak, hak edenden çok tanıdıklara, eşe, dosta verilince?
Ne yapsın Fatih Terim çıkıp kendi mi oynasın?(!)