Türk Eğitim-Sen İstanbul 9 No'lu Şube Başkanlığı ve Silivri Temsilciliği düzenledikleri basın toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdiler.
Türk Eğitim-Sen Sendika temsilcileri, dün Silivri Park Otel'de düzenledikleri kahvaltılı toplantıda basın mensuplarıyla bir araya geldi. Türk Eğitim-Sen İstanbul 9 No'lu Şube Başkanı Enver Demir, Yönetim Kurulu Üyelerinden Sinan Sakallı, sendikanın Silivri Temsilcisi Cem Tan, yönetim kurulu üyelerinden Ahmet Demir ve Ufuk Kayacı gündemi değerlendirmek üzere basının karşısına çıktı.
DEMİR'DEN MEDYAYA TEŞEKKÜR
Toplantının açılış konuşması Türk Eğitim-Sen İstanbul 9 No'lu Şube Başkanı Enver Demir tarafından yapıldı. Demir'in konuşmasına gündemdeki konulardan biri olan Mülakat Sınavı skandalına değinerek yerel medyanın gösterdiği ilgiye şu sözlerle teşekkür etti: “Geçtiğimiz ayda şubemizin ortaya çıkardığı İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğünün yapmış olduğu Okullara Yönetici Görevlendirme Sözlü Sınavları (Mülakatlar) ilgili Noter Onaylı Torpil skandalı ile ilgili olarak gerek görev yaptığınız gazetelerde gerekse sosyal medya hesaplarınızda konunun üzerine gitmeniz bizleri ziyadesiyle memnun etti. Özellikle ülkeyi yönetenlerin medya üzerindeki baskılarının her geçen gün daha da arttığı şu günlerde yaşanan bu skandal uygulama hakkında yapmış olduğunuz haberler, köşe yazıları, bizleri hem umutlandırıyor hem de çalışma şevkimizi arttırıyor. Sizden aldıkları cesaretle ulusal basın da bu konuyu işledi. Konu milletvekillerinin soru önergeleri şeklinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin gündemine de taşındı. Milli Eğitim Bakanı, “Soruşturacağız”, şifahen de “İstanbul Mülakatlarını iptal ettireceğiz” dedi ama bu resmi bir açıklama değil. Konu hakkında ne yapılacağı ile ilgili net bilgileri sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz. Suç duyurusunda bulunduk. Soruşturma açıldı. Bakanlık ve il düzeyinde konuyu takip ediyoruz.
“HUKUK KARŞISINDA HESAP VERMELERİ İÇİN MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Biz eğitim iş kolunda faaliyet gösteren Türk Eğitim Sen İstanbul 9 No'lu Şube olarak çalışma sahamızda ortaya çıkan hukuk ve etik dışı her türlü uygulamayı kamuoyuna ifşa etmeye, hukuk karşısında hesap vermeleri için mücadelemize devam edeceğiz.
“YAPILAN TÜM İŞ VE İŞLEMLER BÜYÜK BİR PLANIN PARÇALARIDIR”
Ülkemizde eğitim durumu maalesef her geçen gün gerilemektedir. Üyesi olduğumuz uluslararası sınavlarda çok kötü sonuçlar alıyoruz. Hiç kuşkusuz bunda eğitim öğretim faaliyetlerini planlayanların ve yönetenlerin payı yadsınamayacak kadar yüksektir. Liyakatsiz kişilerin iş başına getirilmesi, göreve getirilen kişilerin sendika, vakıf, dernek ve cemaatlere olan mensubiyetleri, görev vermede önemli kriter haline getirilmiştir. Aslında büyük resme bakıldığında yapılan tüm iş ve işlemlerin büyük bir planın parçaları olduğu da dikkatlerden kaçmamalı; yeni müfredat incelendiğinde Atatürkçülük konularının Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden çıkarılması, Cihat kavramının müfredatta yer alması, Atatürk heykel ve büstlerine yapılan saldırılar ve saldırganların cezasız kalması ve bizce en sakıncalısı da Milli Eğitim Bakanlığının öğretmen alımında Mülakat sistemini getirmesi ve akabinde de Ensar Vakfı ile beş yıllık protokol çerçevesinde mevcut öğretmenlere çeşitli seminerleri zorunlu kılmasıdır. Adı geçen bu vakfın öğretmenlere ve Milli Eğitimimize ne gibi katkıda bulunacağını da kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.
“ACİL ÖNLEM ALINMALI”
Tüm bunların kamuda yeni paralel yapıları çıkartacağı hiç tartışılmaz bir gerçek. Yönetici atamalarını bir takım sendikalara, eğitimin yönlendirilmesini vakıflara devrederseniz demek ki devlet olarak siz bu işten elinizi ayağınız çekmişsiniz, bu işi başkalarına bırakmışsınız. Bu kabul edilecek bir durum değil. Bu yapılar kendi güçlerini ileride ispat etme yoluna gideceklerdir. Bu ülke için ve aynı zamanda mevcut siyasi yapı için de tehlikedir. Fark edilip bu konuda önlem alınmalı. Yapılması gerekenler belli; hak, hukuk ilkelerine sadık kalıp liyakati ön plana almalı. Kim hangi işe gerçekten layık ise o insan görevlendirilmeli. Bunu kendimiz için değil, ülkemiz için istiyoruz. Bu eğitim için son derece önemli. Eğitim kalitesi düştükçe ülkenin, ekonomide, siyasette, sosyal hayatta ilerlemesi mümkün değil.
“MEMUR SEN'İN HÜKÜMET KARŞISINDAKİ ACZİ YETİ TOPLU GÖRÜŞMELERDE KENDİNİ GÖSTERDİ”
Malumunuz hükümet ile sendikalar her iki senende bir özlük haklarının geliştirilmesi ve maaş artışlarının karara bağlanması için masaya otururlar. Biz Türkiye Kamu Sen olarak teklifimizi hükümete ilettik, özellikle Milli gelirden payımıza düşen dilimin yükseltilmesi, daha hakça paylaşım ve tüm memurların gelirinin TUİK'in belirlemiş olduğu Yoksulluk Sınırının üzerine çıkarılmasını talep ettik. Ancak kanunlarımız gereği hükümete karşı imza yetkisi üye sayısı en fazla olan yetkili sendikaya ait.
Şu anda tüm memurları bütün iş kollarında Memur Sen Sendikası temsil etmektedir. %18 Zam isteğiyle başlayıp, ‘AKP'nin 16. kuruluş yılının şerefine' söylemleri eşliğinde varılan sonuç memur açısından bir hezimettir.
Bu gece yarısı paydaşlardan gizli saklı olarak mutabakata varılan zam oranları gösteriyor ki Memur Sen'in hükümet karşısındaki aczi yeti 2017 toplu görüşmelerinde kendini göstermiş, 2018 yılı için %4+3.5, 2019 yılı için de %4+5 zam oranında anlaşılmıştır. Ne gariptir ki ilkokul seviyesi matematik bilgisi gerektiren bu oranda dahi Memur Sen Genel Başkanı Ali Yalçın gece yarısı 01.40 civarında twitter hesabından yapmış olduğu açıklama ile adeta milleti aptal yerine koyarcasına toplamda %16.5 olan zam oranını %17.5 olarak açıklamıştır.
Memnun değiliz, bu anlaşmayı yapanlar utanmalı. Memur ve öğretmen arkadaşlarımızın üyesi oldukları sendikanın ne yaptığını hatta daha önemlisi ne yapamadığını gözlemleyip kararını tekrar gözden geçirmesinde büyük fayda var. Bu bağlamda başta eğitimciler olmak üzere tüm kamu çalışanlarını Türkiye Kamu Sen çatısı altında birleşmeye davet ediyoruz. Gerek memurun ekonomik olarak refaha kavuşması gerekse Milli eğitimimizin arzu ettiğimiz seviyelere çıkması için bu elzem bir hal almıştır.”
TAN: ŞUBE MÜDÜRLERİ YETKİ GASPI YAPIYOR
Türk Eğitim-Sen Silivri Temsilcisi Cem Tan, kararnameleri yargı tarafından iptal edilmesine rağmen yıllardır şube müdürlüğü görevlerine devam edildiğini şu sözlerle dile getirdi: “Kalkınma, ekonomi v.s. işleyişle ilgili siyasilerin müdahalelerini anlayabiliriz ama eğitim, sağlık yani tamamen sosyal topluma entegre edilmiş alanlar üzerine müdahaleyi biz de arzu etmiyoruz. Mesela ilçemize atanan şube müdürleri var. Danıştay ve idare mahkemeleri tarafından kararnameleri yıllar önce iptal edildi. Şu anda birçok şube müdürü yetki gaspı yapıyor. Şube müdürü kadrosu yok ama o şahıslar gelip burada görev yapıyor, öğretmen ve yönetici atıyor, karar alıyorlar, sendikaya üye yapıyorlar.
“ADALETİN TECELLİSİ İÇİN BİR DAMLA SU DA KOYSAK NE MUTLU BİZE”
İşleyiş mekanizmasının artık stop dediği noktadayız. Yaptıklarımızla naçizane tarihe not düşüyoruz. Adaletin tecellisi için bir damla su da koysak ne mutlu bize. Silivri'de yaklaşık 400 üyemiz, şube genelinde yaklaşık 3 bin 500-4 bin üyemiz var. Asıl amacımız toplamda 450 bin üyenin ve buna bağlı olarak bütün kamu personelinin geleceği. Bu tip çalışmalar ve eğitim sisteminin geldiği nokta bizi üzüyor ama maalesef artık toplumun bunları bilmesi gerekiyor.”
Toplantı soru ve cevap şeklinde devam etti.
Renginar SALİ