Eğitim Sen Sendikası Merkez Yönetim Kurulu, yaptığı açıklamada Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı eğitim kurumlarındaki yönetici atamalarında haksızlık, hukuksuzluk ve yandaş kayırmacılığının sürdüğünü belirtti. Sendika, 2024 yılı yönetici atamalarının Saray'ın talimatları ve valiliklerin keyfi tutumları nedeniyle birçok ilde kaosa dönüştüğünü ifade etti.
"MÜLAKATLARDA TORPİL VE KAYIRMACILIK YAPILIYOR"
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçme ve Görevlendirme Yönetmeliği”ne bağlı olarak yapılan 2024 yılı yönetici atamaları Saray'ın talimatları ve valiliklerin keyfi tutumları nedeniyle birçok ilde kaosa dönüşmüştür. Birçok ilde yönetici adayları yazılı sınavdan yüksek puanlar almalarına rağmen, mayıs ayı içerisinde yapılan mülakat sınavlarında düşük puan verilerek elenmişti. Aralarında sendikamız üyelerinin de bulunduğu eğitim emekçileri tamamen torpil ve kayırmacılık anlamına gelen mülakat uygulaması nedeniyle geçmiş yıllarda olduğu gibi bir kez daha mağdur edilmişlerdi.
"GÜVENLİK SORUŞTURMALARI VE ARŞİV ARAŞTIRMALARI KILIFINA SIĞINILIYOR"
Hukuksuz ve keyfiyete dönüşmüş olan mülakatlar, güvenlik soruşturmaları, sınavlar, arşiv araştırmaları AKP'nin ve Saray'ın kendinden olmayanlar için sopaya dönüşmüştür. Eğitim kurumları yönetici adayları, Yönetmeliğin gerektirdiği koşulları taşımasına ve yönetici olarak atanmaya hak kazanmış olmalarına rağmen kimisinin atamaları valilikler tarafından yapılmamış ya da ataması yapılmış olanlar göreve başlatılmamıştır. Bu keyfi, dayanaksız, hukuksuz tutum bazı illerde yeniden idareci atamasını, başvuruların tamamının reddedilmesine kadar vardırılmıştır. Keyfi uygulamaların özellikle sendika üyelerimize karşı uygulandığı açıktır. Zira atama yönetmeliğindeki tüm koşulları taşımasına ve yapılan puanlamada ilk sıralarda yer almalarına rağmen atanmış olan üyelerimiz hiçbir gerekçe gösterilmeden göreve başlatılmamış ya da atanmaları bizzat valilikler tarafından “bunları listeden çıkartın” denilerek milli eğitim müdürlüklerine verilen direktiflerle engellenmiştir.
"ATAMA SÜRECİ VE YÖNETMELİĞİN İHLALİ"
Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı eğitim kurumlarına yönetici atama yönetmeliğinde atanma koşulları açıkça yer almaktadır. 2024 yılı atama takvimine göre, 18 Nisan - 12 Temmuz tarihleri arasında yazılı puanı yeterli olanların, oluşturulan komisyonlarla sözlü sınava tabi tutulması, sınav sonuçları ve yönetmelik gereği ek-2 belgesindeki yeterlilikleriyle hesaplanmış puanları üzerinden tercih yapmaları ve bu tercihlerine göre açık bulunan bir kuruma puan esasına göre atamalarının yapılması gerekmektedir. Ancak Siirt ilinde yönetmeliğin gereği olarak tüm süreç yürütülüp üyelerimizin ataması yapıldıktan sonra göreve başlamaları valilik tarafından engellenmiştir. Yaptığımız yazılı başvuruya verilen cevapta somut bir gerekçe gösterilmemiştir. Valilik, MEB yönetici atama yönetmeliği ve il idaresi kanununun valiliklere verdiği yetkiyi gerekçe olarak sunmuştur. Ancak gerekçe olarak sunulan yönetmelik ve yasa göreve ilk kez/yeniden başlayacaklarla ilgilidir ve göreve başlatmamayı tanımlamamaktadır. Siirt Valiliği ile yaptığımız telefon görüşmesinde ise vali yardımcısı üyelerimizin güvenlik soruşturması nedeniyle göreve başlatılmadığını belirtmiştir. Bu cevap hukuka açıkça aykırıdır. Zira 7315 sayılı “Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırmaları Kanunu'nun 3. maddesi ve bu kanuna istinaden hazırlanan yönetmeliğin 9. maddesi açıkça tanımlamıştır ki “Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması ilk defa devlet memuru olarak atanacak kişilere ve daha önce devlet memuru iken bir nedenle memurluktan ayrılmış kişilerin yeniden memuriyete başlamaları durumunda yapılabilmektedir.” İlgili kanun şu anda devlet memuru olan, atama yönetmeliğinde belirtilen tüm şartları taşıyan ve başka bir göreve atanmaya hak kazanmış yani hizmet sınıfı değiştirmek isteyenler için güvenlik soruşturması yapılmasını tanımlamamaktadır. Kanunlar ve hukukun en temel ilkeleri bizzat valiliklerce görmezden gelinmekte ve görünen o ki devlet valilerin keyfi tutumlarına göre yönetilmeye çalışılmaktadır.
"AĞRI VALİLİĞİ'NDE DE
USULSÜZLÜKLER YAŞANDI"
Yönetici atama takviminin son ataması olan daha önce idarecilik yapmış olanların yeniden idareci olarak atanması için işletilen süreçte de yine benzer usulsüzlükler yaşanmıştır. Ağrı'da yönetmeliğin gereklerini yerine getirerek atama başvurusunda bulunan ve il genelinde birinci sıradan başlayarak puan esasında ilk sıralarda yer alan üyelerimizin bulunduğu atama listesi, Ağrı Valiliği tarafından üyelerimizin listeden çıkartılması istemiyle MEM'e geri gönderilmiştir. Valilik somut bir gerekçe sunmadığı gibi genel merkezimizin yaptığı telefon görüşmesinde de “yetkimi kullandım yaptım gibi” açıklamalarla keyfiliği ve hukuksuzluğu açıkça kabul etmiştir. Valiliğin bu tutumu yüzünden İl MEM, Ağrı ilinde yeniden idareci atama başvurusu yapan hiçbir başvurunun atamasını yapmamıştır.
"KEYFİ TUTUM KAMU YARARI VE EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRIDIR"
Her iki örnek de kraldan çok kralcı tutumun tezahürüdür. Valiliklerin idareci olarak atanan, halen görevde olan öğretmen/idareciler hakkında güvenlik soruşturması yapmak gibi bir hakkı yoktur. Valiler yetkilerini hukuksuzca kullanamazlar. İdarecilerin keyfi tutumu kamu yararının hiçe sayılması, eşitsizlik, adaletsizlik demektir ve devlete olan güveni zedeler. Bu hukuksuzluğa maruz bırakılan öğretmen ve idareciler MEB'in halen görevde bulunan personelidir. Hiçbiri hakkında açılmış bir soruşturma, dava yoktur. İl valilikleri bu keyfi ve hukuksuz uygulamalardan bir an önce vazgeçmeli ve ilk defa/yeniden idareci olarak atanan üyelerimiz atandıkları okullarda bir an önce göreve başlatılmalıdır. Üyelerimiz haklarında açılmış herhangi bir soruşturma olmamasına rağmen idarenin bu tutumunun kamuoyu önünde itibarlarını zedelemeye yönelik olduğunun farkındayız. Halen öğretmen olarak görev yapmakta olan üyelerimizin idareci olarak görev yapmayı hak etmiş olmasına rağmen bu tür yöntemlerle itibarsızlaştırılmalarının, kişilik haklarının ihlal edilmesinin, kazanılmış özlük haklarının yetkisizce gasp edilmesinin karşısında hukuki süreci başlatacağımızın ve her türlü sendikal mücadeleyi vereceğimizin kamuoyu tarafından bilinmesini isteriz.”
Eğitim Sen, yaşanan bu hukuksuzlukların ve keyfi tutumların takipçisi olacaklarını ve her türlü yasal ve sendikal mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı.
Haber Merkezi