Dün yeni eğitim-öğretim yılı başladı… Eğitim hayatım boyunca en çok aklımı meşgul eden konu, her formül, teorik bilgi ezberleme zorunluluğumun ardından “Allah aşkına bunları okul bitince ya da sınavdan sonra bana bir daha kim soracak, ne işime yarayacak…” tarzındaki isyanlardı… Pek çoğunu kimse sormadı ve hiç lazım olmadı; doğru… Eğitim hayatı insanın yaşamında bilinci, aklı ve karakterinin fark edilmeden oluşturulduğu zaman dilimi bence… Matematiğim hep diğer derslere nazaran bir tık zayıftı, sevmeyi bırakın nefret etiğim bile söylenebilir; hiç o alanda bir şey yapmaya yönelmedim. Lise hayatımın en önemli dersi; yaşamımı rakamlar değil harfler ve kelimeler üzerine kuracağım işaretiydi… Bunu o zaman ne kadar anladım bilmiyorum; ama bugün o can sıkıcı matematik formülleri ve problemleriyle uğraşmadığım için çok memnunum. Annemin “Muhasebeci ol” ısrarına bir yerde boyun eğilseydim ki hiç mümkünatı yoktu, muhtemelen iş hayatında mutsuz olurdum… Rakamları görünce daha beynim “Ben bunu yapamam” diye alarm vermeye başlıyor : ) Ama harfler, kelimeler öyle mi? Hayata pek çok hata ve şeyi eksik yapmış olabilirim ancak kendimi yanlış ifade ettiğim veya derdimi doğru olmayan şekilde anlattığım (istisnalar kaideyi bozmaz, onlar tüm toplumsal yargıları yerlere bir eder : ))) vakitler çok azdır. Düzeltmem, yoluna sokmam hep imkan dahilinde olmuştur…
Eğitim hayatına fizik, kimya veya geometriyi öğrenmek amacıyla yaklaşılmamalı… Bence insan kendisini tanımak ve dünyayı anlamak için olabildiğince eğitim deryasından faydalanmalı. Türkiye olarak eğitim fırsatlarımızda pek çok konuda olduğu gibi tıkanıklıklarımız ve çıkmaz sokaklarımız var. Bunun telafisi olarak sorunları kendi çabasıyla çözme ustalığı, çalışkanlıkla ödüllendirilmişiz.
Eğitim ömür boyu sürmesi gereken, sadece okul kurumsallığı altında değil yaşamın her alanında, gelişim algısıyla yaklaşım göstermemiz gereken önemli bir süreç.
Öğrenmeye kapılarımızı, benliğimizi kapattığımız zaman hayat ile bağımızı, yaşamdan zevk almak adına önemli bir çabayı terk etmiş oluruz.
Derslerinize çalışın bu önemli ama ne olur dünyayı ve hayatı tanımak adına bol bol kitap okuyun. Eğitim, gelişimle desteklenmediği sürece insanda hep bir şeyler eksik, tamamlanamamış vaziyette kalır.
Yeni eğitim-öğretim yılı hayırlı ve bol kitaplı olsun; romanlar, hikayeler, şiirler hayatınızdan eksik olmasın…
GÜNÜN SÖZÜ…
Bir Hint masalına göre; Kedi korkusundan devamlı endişe içinde yaşayan bir fare vardır.
Büyücünün biri fareye acır ve onu bir kediye dönüştürür. Fare, kedi olmaktan son derece mutlu olacağı yerde bu kez de köpekten korkmaya başlar. Büyücü bu kez onu bir kaplana dönüştürür. Kaplan olan fare, sevineceği yerde avcıdan korkmaya baslar.
Büyücü bakar ki, ne yaparsa yapsın farenin korkusunu yenmeye imkân yok. Onu eski haline döndürür.
Ve der ki: “Sen cesaretsiz ve korkak birisin. Sende sadece bir farenin yüreği var. O yüzden ben sana yardım edemem.”
Ünlü yazar Shakespeare, bu konuda söyle diyor:
“İnsanların çoğu sevmekten korkuyor, kaybetmekten korktuğu için.
Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.
Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için.
Yaşlanmaktan korkuyor, yaşının kıymetini bilmediği için.
Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için.
Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için.”