Eğitim İş, Eğitim Sen ve Hürriyetçi Eğitim Sen Silivri Temsilcileri Silivri Uğur Mumcu Meydanı'nda bir araya gelerek meslek saygınlıklarını zedeleyen düzenlemelerden kaynaklı sorunlarını ve haksızlıkları haykırdılar, çözüm için taleplerini sıraladılar.
Eğitim sendikaları; Eğitim İş, Eğitim Sen, Hürriyetçi Eğitim Sen, Teç Sen, Anadolu Eğitim Sen, Özgür Eğitim Sen, Eğitim Haksen, Eksen, İdeal Eğitim Sen, Eğitim Söz Sen, Eğitimde Birlik Sen, Eşit Haklar Sendikası, Töbsen ve Engelsiz Eğitim Sen, 19 Kasım 2022 tarihinde yapılacak kariyer basamakları sınavının iptal edilmesi, Öğretmenlik Meslek Kanunun tüm eğitim sendikalarının ve öğretmenlerin görüşleri alınarak yeniden düzenlenme taleplerini dile getirmek üzere bir araya geldi ve 2 Kasım'da iş bırakma eylemi gerçekleştirdi.
Eğitim İş, Eğitim Sen ve Hürriyetçi Eğitim Sen Silivri Temsilcileri 2 Kasım 2022 tarihinde Silivri Uğur Mumcu Meydanı'nda bir araya gelerek basın açıklamasında bulundu.
CHP İlçe Başkanı Berker Esen, CHP Belediye Meclis Üyesi Süheyl Kırkıcı, CHP İlçe Yönetim Kurulu üyeleri, ÇYDD Silivri Şube Başkanı Mübeccel Çeşmecioğlu da eğitimcilere destek veren isimlerdi.
EĞİTİM İŞ: HAKLARIMIZI VE SAYGLINLIĞIMIZI TESLİM ETMEYE NİYETİMİZ YOK
Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası tarafından yapılan açıklama şöyle; “Bugün eğitim emekçisinin, haksızlıklar karşısında susmayacağını, baskılara boyun eğmeyeceğini, mesleğinin onuruna, çocuklarının geleceğine sahip çıkacağını göstermenin günüdür.
Yıldan yıla haklarımızı gasp ettiler; bizi ayın daha başında kara kara ay sonunu düşünür hale getirdiler; evimize başımız dik, sınıflarımıza kafamız rahat girmemizi engellediler; Başöğretmenimizin bize emanet ettiği öğrencilerimize laik, bilimsel, kamusal, adil ve çağdaş bir eğitim vermemizin önüne geçtiler, yaşanabilir bir emeklilik hayalimizi bile çaldılar; sistematik itibar suikastleri düzenlediler, şimdi ise bu tabloyu daha da beter hale getirecek, hakaret niteliğindeki bir öğretmenlik meslek kanununu önümüze getirdiler. Onlar, elimizde kalanlarda da gözü olduğunu gösterdi; şimdi biz de haklarımızı ve saygınlığımızı teslim etmeye niyetimiz olmadığını göstereceğiz!
Bugün “artık yeter!” demenin, sendikal önderimiz Fakir Baykurt'un dediği gibi “ders vermenin”, bizi hafife alanları uyarmanın günüdür!
Bildiğiniz gibi Eğitim-İş olarak eğitim emekçilerinin görüşü alınmadan, Saray'ın talimatı ve yandaş sendikaların oluruyla hazırlanan, sorunlarımızı çözmek bir yana dursun bize yeni haksızlıkları ve angaryaları dayatacak olan ÖMK'ya karşı ilk günden beri itirazın örgütleyicisi olduk.
“Öğretmenlik zaten bir uzmanlık mesleğidir” dedik. “Her öğretmen uzmandır, diploması da uzmanlık belgesidir. Siz kendi diplomalarınıza bakın” dedik. “Teslim edilmesi gereken haklarımızı yeni ve keyfi şartlara bağlayan, ezbere dayalı bir sınav sonucunda bizi yeni sıfatlarla ayrıştıracak olan, okullarda çalışma barışını bozacak ve öğretmenin mesai saat dışındaki vaktini de gasp etmeye niyetli bu kanun, sadece eğitim emekçileri açısından değil, tüm eğitim sistemi açısından büyük bir tehdittir” dedik. Fakat, hükümet bu konuda geri adım atmayacağını gösterdi. Şimdi biz de haklı mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi gösteriyoruz!
Eğitim-İş'in çağrısı ve bu çağrıya yanıt veren eğitim sendikalarıyla birlikte, Türkiye sendikal mücadele tarihinde neredeyse benzeri olmayan bir ortak duruş birlikteliği oluşturulmuştur. Bugün 14 eğitim sendikası olarak üretimden gelen gücümüzü kullanacak, iş bırakarak kararlılığımızı gösterecek, “ders vereceğiz”
TALEPLERİMİZ ÇOK AÇIK:
- Öğretmenlik Meslek Kanunu geri çekilmeli ve eğitim sendikaları ile tüm eğitim emekçilerinin görüşlerinin de yansıyacağı şekilde yeniden düzenlenmelidir.
- Ülkedeki gerçek enflasyonda eğitim emekçisinin alım gücünün ne kadar düştüğü de açıktır. Oysa insanlık onuruna yaraşır ücretler alarak çalışmak bir haktır! Tüm eğitim çalışanlarının yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışına ilişkin düzenlemeler yapılmalı ve 1. dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge verilmelidir. Ayrıca eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneği, ayrım gözetmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödenmelidir.
- Sosyal devlet ilkesi gereği, tüm eğitim çalışanlarına giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılmalı ve aile çocuk yardımı tutarları iyileştirilmeli, vergi dilimi adaletsizliğine son verilmelidir.
- Öğrencilerimize öğretebileceğimiz en büyük değerlerden biri adalet iken eğitimin bu değerden yoksun hale gelmesi kabul edilemez. Kamuda mülakat uygulamasına derhal son verilmeli, her kadro hak edilerek alınmalıdır.
- Eğitim Anayasal bir hak iken ve bu hakkın ayrılmaz parçası olan barınma, beslenme ve ulaşım konusunda sosyal devletin varlık göstermemesi kabul edilemez. Öğrencilerimizin tüm bu hakları devlet güvencesine alınmalı ve kamusal eğitim sağlanmalıdır.
“TARİHLE YARGILANACAKLAR”
Tarih, eğitim emekçilerinden, çocuklarımızın geleceğinden ve nitelikli eğitim hakkından yana olanları mutlaka yazacaktır. Emeğimize, alın terimize ve mesleki itibarımıza saldıranlar ile çocuklarımızın nitelikli eğitim hakkını gasp edenler ise tarihle yargılanacaktır.
Bir Başöğretmenin kurduğu ülkede eğitim emekçisini değersizleştirmek, Başöğretmenimizin yeni nesilleri emanet edecek kadar güvendiği öğretmenlerin uzmanlığını kendi yeterliliğine bakmadan teste tabi tutmak, öğrencileri Anayasal hakları olan laik, bilimsel ve kamusal eğitimden mahrum bırakmak kimsenin haddi değildir!
“GÜCÜMÜZ BİRLİĞİMİZDE, GÜCÜMÜZ ÖRGÜTLÜLÜĞÜMÜZDE”
Bu gerçeği anlamayanlara cevabımızı hep birlikte vereceğimiz mücadeleyle göstereceğiz! Gücümüz birliğimizde, gücümüz örgütlülüğümüzde!”
EĞİTİM SEN: MESLEK İTİBARIMIZ, HAKLARIMIZ VE GELECEĞİMİZ İÇİN EĞİTİM EMEKÇİLERİ OLARAK BUGÜN İŞ BIRAKIYORUZ!
Eğitim Sen Silivri Temsilciliğinin açıklaması şöyleydi: “Öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran, öğretmenlerin ekonomik sorunlarına çözüm üretmeyen, eşit işe eşit ücret ilkesini ortadan kaldıran, öğretmenler arasındaki ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştiren Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) düzenlemesine yönelik yoğun tepkilere rağmen, MEB israrla somut bir adım atmamaktadır.
Türkiye'de aynı işi yaptıkları halde farklı statü ve maaşlarla çalışmak zorunda kalan başka bir meslek grubu yoktur. Öğretmenler arasında halen var olan aday, sözleşmeli, kadrolu, ücretli ayrımına yenilerini eklenirken, eğitim sisteminin rekabetçi ve eleyici yapısına öğretmenlik mesleği de eklenmek istenmektedir.
Öğretmenlerin, eğitim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarına ilişkin sorunları Milli Eğitim Bakanlığı'nın gündeminde değildir. Yıllardır ekonomik, sosyal ve özlük haklarımıza ve geleceğimize yönelik taleplerimiz görmezden gelinmekte, insanca yaşam ve insan onuruna yakışır ücret taleplerimiz yok sayılmaktadır.
Öğretmenlerin mesleki birikimini ve niteliğini yok sayan kariyer basamakları uygulamasının öğretmenlik mesleğinin saygınlığını daha da düşürmesine karşı hiçbir eğitim emekçisinin, eğitim alanında örgütlü hiçbir sendikanın sessiz ve tepkisiz kalması beklenemez. Bu amaçla 14 Ekim tarihinde eğitim alanında örgütlü ve mücadeleden yana olan sendikalar bir araya gelmiş ve ortak talepler belirlenmiştir.
TALEPLERİMİZ
Taleplerimiz şu şekilde;
*19 Kasım tarihinde gerçekleşecek kariyer sınavının derhal iptal edilmesi,
* Eğitim öğretim yılına hazırlık ödeneğinin ayrım gözetmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödenmesi, ✓ Tüm eğitim çalışanlarına yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışı sağlanmasına ilişkin düzenleme yapılması,
*Kamuda mülakat uygulamasına son verilmesi,
*Tüm eğitim çalışanlarına sosyal devlet ilkesi gereği ayrım yapılmaksızın; giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılması ve aile çocuk yardımı tutarlarının İyileştirilmesi,
*Vergi dilimi adaletsizliğine son verilmesi,
*Öğrencilerin en temel hakkı olan eğitim, barınma ve beslenme haklarının, sosyal devlet anlayışıyla devlet güvencesine alınması ve kamusal eğitim sağlanması.
Bu talepler ve uyarılara rağmen bir düzenleme yapılmaması halinde 2 Kasım 2022 tarihinde bir günlük iş bırakma eylemi yapılması karara bağlanmıştır. Taleplerimiz sadece ortak metne imza atan eğitim sendikalarının değil, tüm eğitim ve bilim emekçilerinin talepleridir.
“EMEKÇİLERİN İHTİYACI KARİYER DEĞİL, İNSANCA YAŞAYACAK ÜCRET VE SAĞLIKLI ÇALIŞMA KOŞULLARI”
Bugüne dek görmekteyiz ki Milli Eğitim Bakanlığı eğitim alanında örgütlü sendikaların sesini duymamakta ısrar etmekte, bugüne kadar her konuda olduğu gibi, Öğretmenlik Meslek Kanunu konusunda da bildiğini okumayı sürdürmektedir.
Öğretmenlerin temel haklarını, ekonomik taleplerini ve iş güvencesi başta olmak üzere sosyal, demokratik ve özlük haklarını güvenceye alan yeni bir meslek kanunu hazırlanmalıdır. Ay sonunu getiremeyen, kirasını ödeyemeyen, faturalarını ödemekte zorlanan bir eğitim emekçisinin mesleğini sağlıklı şekilde yapabilmesi ve nitelikli bir eğitim verebilmesi mümkün değildir. Eğitim emekçilerinin ihtiyacı kariyer değil, insanca yaşayacak ücret, sağlıklı çalışma koşulları ve güvenli gelecektir.
“ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU DERHAL İPTAL EDİLMELİ”
Milli Eğitim Bakanlığı'na çağrımız; kariyer basamakları sınavını yapmaması ve Öğretmenlik Meslek Kanunu'nu bütün sonuçlarıyla birlikte derhal iptal etmesidir. Eğitim sendikalarının ortak sesi duyulmalı, yapılan yanlıştan çok geç olmadan geri dönülmelidir.
Kariyer basamakları sınavının iptali, Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun yeniden düzenlenmesi, yoksulluk sınırı üzerinde bir ücret artışı, güvenceli iş, kamusal ve demokratik eğitim mücadelesini sürdürmeye kararlılıkla devam edecektir.”
HÜRRİYETÇİ EĞİTİM SEN
Hürriyetçi Eğitim Sen'in açıklaması şöyle: “Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun meslek itibarımıza uygun şekilde revize edilmesi, Kariyer Basamakları Sınavı'nın iptali ve ekonomik taleplerimiz için aylardır sesimizi yükseltiyor ve her platformda mücadele ediyoruz. Türk Milli Eğitim sisteminin ve öğretmenlerimizin makûs talihini değiştirmemiz artık kaçınılmazdır.
“MESLEĞİMİZE HAKARET NİTELİĞİNDE BİR KANUN HAZIRLANMIŞ”
Öğretmenlik Meslek Kanununun içeriğine karşı eğitim çalışanlarından ve kamuoyundan gelen tüm haklı tepkilere rağmen mesleğimize hakaret niteliğinde bir kanun hazırlanmış ve paydaşların fikri alınmadan alelacele kanunlaştırılmıştır. Öğretmenlik Meslek Kanun'u 12 madde ve 2 sayfadan oluşmaktadır. 3600 ek gösterge ve kariyer basamakları dışında hiçbir düzenleme içermemektedir. Aylardır süren tepki ve itirazlarımıza rağmen, kanundan geri adım atılmaması üzerine 13 eğitim sendikası 14 Ekim'de Ankara'da bir araya gelmiştir.
13 SENDİKA ORTAK HAREKET ETME KARARI ALDI
13 sendikanın yaptığı toplantıda Ö.M.K'nin revize edilmesi ve eğitimin ve eğitim çalışanlarının kronikleşen sorunlarına çözüm için ortak hareket etme kararı alınmış ve kamuoyuna açıklanmıştır.
Buradan hareketle; biz eğitim sendikalarının üye ve yöneticileri olarak personel rejimine dair tek bir kelimenin geçmediği, mesleki hak ve kazanımlarımıza bir getirisi olmayan aksine mesleki itibarımıza büyük bir tehdit unsuru olan Öğretmenlik Meslek Kanunu'na karşı harekete geçtik.
“TÜM EĞİTİM SİSTEMİ AÇISINDAN BÜYÜK BİR TEHDİT”
Eğitim çalışanlarının acilen teslim edilmesi gereken haklarını yeni ve keyfi şartlara bağlayan, ezbere dayalı bir sınav sonucunda zaten ücretli, sözleşmeli, kadrolu olarak ayrıştırılmış olan bizi yeni sıfatlarla bir kez daha ayrıştıracak olan, okullarda çalışma barışını bozacak ve öğretmenin mesai saat dışındaki vaktini de gasp etmeye niyetli bu kanun, sadece eğitim çalışanları açısından değil, tüm eğitim sistemi açısından büyük bir tehdittir.
Bizler birer öğretmen sorumluluğuyla, sadece bu kanuna karşı değil, eğitimin ve eğitim çalışanının kronikleşen sorunlarına da karşı sesimizi yükseltiyor, irade gösteriyoruz.
TALEPLERİMİZ
Taleplerimiz gayet açıktır:
-Atılması gereken ilk ve zaruri adım, 19 Kasım'da yapılacak olan Kariyer Basamakları Sınavı'nın behemehâl iptal edilmesidir. Çünkü bu düzenleme öğretmenlere yapılacak basit bir zammı bile sınav şartına bağlamakta ve itibarımıza kastetmektedir. Akabinde ise bizlere, eğitim paydaşlarına, hiç danışılmadan hazırlanan ve içeriği itibarıyla sırtımızdaki yükü daha da artıracak olan Öğretmenlik Meslek Kanunu eğitim sendikalarının, eğitim çalışanlarının ve toplumun görüşleri de dikkate alınarak yeniden düzenlenmelidir.
-Ülkemizdeki gerçek enflasyonla eğitim çalışanlarının alım gücünün ne kadar düştüğü kamuoyunun malumudur. İnsanlık onuruna yaraşır yeterli ücret alarak çalışmak ve yaşamak anayasal bir haktır. Ay sonunu getiremeyen, kirasını ödeyemeyen, faturalarını ödemekte zorlanan bir eğitim çalışanının mesleğini sağlıklı şekilde yapabilmesi mümkün değildir. Tüm eğitim çalışanlarının yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışına ilişkin düzenlemeler yapılmalıdır. Enflasyona göre vergi dilimleri yeniden düzenlenmelidir. 1. dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge düzenlemesi muhakkak yapılmalıdır. Ayrıca eğitim-
öğretim yılına hazırlık ödeneği, ayrım gözetilmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödenmelidir.
- Eşit işe eşit ücret ilkesine uygun olarak farklı ücret ve istihdam şekillerine son verilmeli, kadrolu güvenceli istihdam sağlanmalıdır.
-Sosyal devlet ilkesi gereği, tüm eğitim çalışanlarına giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılmalı ve aile, çocuk yardımı tutarları iyileştirilmeli, vergi dilimi adaletsizliğine son verilmelidir.
-Öğrencilerimize öğretebileceğimiz en büyük değerlerden biri adalet iken eğitimin çalışanlarının bu değerden yoksun hale gelmesi asla kabul edilemez. Mülakatın olduğu yerde liyakat olmaz. Kamuda mülakat uygulamasına derhal son verilmeli, her kadro hak edilerek alınmalıdır.
-Eğitim anayasal bir haktır ve bu hakkın ayrılmaz parçası olan barınma, beslenme ve ulaşım konusunda sosyal devletin bir varlık göstermemesi kabul edilemez. Öğrencilerimizin tüm bu hakları devlet güvencesine alınmalı ve bu insanî ihtiyaçlar karşılanmalıdır.
-Öğretmenlerimizin içinde bulunduğu ekonomik çıkmazdan ve şiddet sarmalından kurtulması akabinde haklarını yüksek sesle ulusa duyurması için her türlü anayasal haklarını kullanmasını zaruridir.
Bu taleplerimizin yerine getirilmesi için, üretimden gelen gücümüzü kullanarak uyarı niteliğinde bir eyleme imza atıyor ve bugün, 2 Kasım'da, yani bugün 1 gün süreyle iş bırakıyoruz.
“ŞİMDİ BİRLİK ZAMANI”
Türk Milli Eğitim sistemi ve “Öğretmenlik Meslek Kanunu” dünya standartlarını yakalayana kadar mücadele ve her türlü eylemsellik sendikal hakkımızdır. Sizlerin de hakları için verdiğimiz bu mücadeleye, omuz vereceğinizi umuyoruz.
Haklıyız, vazgeçmeyeceğiz! Birlikte mücadele ederek birlikte başaracağız! “Şimdi birlik zamanıdır!” diyoruz.”
Renginar SALİ