Merhaba, bu hafta sizler ile; ömür boyu mutlu olma hayali ile yola çıkılan evlilik yolunda, her çiftin zaman zaman yaşadığı benlik çatışmalarının evliliklerini nasıl etkilediğini ele alacağız.
Evlilikte yaşanan öfke patlamaları, iletişim bozuklukları ile çatışmalar, benlik savaşını doğurur. Yaşanan anlaşmazlıklar arttıkça eşlerin birbirine olan sevgisi hissedilmemeye başlar. Evlilik de giderek sevgisi yitirilmiş, canlılığı kaybedilmiş bir birlikteliğe dönüşür.
Herkes sevilmek ve değer görmek ister. Birlikte güzel vakit geçirmek, sohbet etmek, iyi yaşamak, evlilik ile beraber yapılmak istenen o kadar çok şey, gerçekleştirilmek istenen o kadar çok hayal vardır ki… Ne var ki istekler bazen birbiri ile çakışır, eşlerden birinin hayallerini gerçekleştirmesi diğerininkine engel olur. Benlik çatışmaları başlayınca eşlerden biri veya her ikisi evliliğini sorgulamaya başlamaktadır. Bu duruma gelince şu tür ifadeler sıklıkla dile getirilir: ‘Beni seviyor ise beni mutlu etmek ister, benim istediğimi yapar, beni üzmez.' Bu bazen tek taraflı, bazen de iki taraflı bir endişedir.
Tanışma döneminde dolu dolu geçen günlerdeki duygusal yoğunluğun ardından evlilik hazırlığındaki menfaat çatışmaları, beklentilerin karşılanmaması, duygusal ikilemleri beraberinde getirmeye başlar. Bir yandan duygusal yoğunluk içinde diğerinin sevgisinde erimek, kendini feda etmek, diğerini mutlu etmek için kendi isteklerine önem vermemek çekici gelirken, bir yandan da kendi ihtiyaçlarını karşılayamamak, diğerine kapılıp gitmek, kendi benliğini kaybetmek, önemsenmemek, değer görmemek, zarar görmek endişeleri kişiyi sarar. Eşler bazen evlilik hazırlığında, bazen de evliliğin ilk günlerindeki ilk anlaşmazlıklarda ki iletişim çatışmaları ve öfke patlamaları sonucunda bu ikileme yakalanır. Benlik çatışmaları, tartışmalar, anlaşmazlıklar arttıkça eşler birbirinin sevgisini hissetmemeye başlar. Sevginin hissedilmemesi; sevginin gösterilmemesine, böylece evliliğin gittikçe canlılığını kaybetmesine yol açar. Sevgi görmeyen eşin kendine olan güvenini kaybetmesi karşı tarafı sürekli suçlamaya, kişiliği hedef almaya, suçlanma karşısında savunmaya, böylece benlik çatışmalarının artmasına yol açar.
BENLİK ÇATIŞMALARININ AZALMASI İÇİN NE YAPILMALI?
Benlik çatışmalarının azalmasının en birinci şartı ‘biz' olmaktır. Bununla beraber birey olmadan biz olmak mümkün değildir. Kişi kendini iyi tanımalı ve belli bir olgunluğa erişmiş olmalıdır. Sınırlar iyi koyulmalı, istekler net olarak ifade edilmeli fakat mümkün mertebe esnek olunmalıdır. Bu bir kuşun iki kanadının uyum içinde hareket etmesine benzer.
Ortak manevi değerlere sahip olan eşler daha az çatışma yaşadıklarından, manevi hassasiyetlere daha fazla önem verilmelidir. En büyük çatışmalar kişinin kutsal duygularına değer vermemekten kaynaklanmaktadır. Farklılıklara saygı gösterilmeli, detaylara takılıp kalınmamalıdır. Maddi konular ve beklentiler eşlerin isteklerinde daha fazla farklılığa yol açar. Detaylara takılıp kalmamak, temel ihtiyaçlara daha fazla önem vermek farklılıklardan kaynaklanan çatışmaları azaltır.
Benmerkezci olunmamalıdır. Benmerkezci hırslı eşler, biz olmayı zorlaştırır. İstek ve ihtiyaçlar doğru ifade edilmelidir. Sürekli karşı tarafın isteğini yapan, kendi isteklerini, ihtiyaçlarını, farklı düşüncelerini ifade edemeyen kişiler ya farkında olmadan öfke patlamaları yaşamakta ya da diğer eşin sınırsız isteklerde bulunmasını kolaylaştırmakta olup, bu da biz olmayı ve evliliğin uyum içinde yürümesini zorlaştırmaktadır.
Önemli olan birbirini değiştirmek değil, birlikte gelişmektir.