Sevginar Sali

Ektiğimizi biçeriz

Bu ara pek sık oldu ama denk geldiği ve bazı şeyleri daha iyi anlamamız için fırsatı kaçırmak istemiyorum.
Toplumsal kimi olaylara büyükleri olarak isyan ediyoruz ya hani, meselenin başı da en esaslı kısmı da biz büyüklerde aslında.
Bir örnek üzerinden anlatacağım… Yeri gelmişken Bulgaristan Türklerinin 1989 yılında göçünün 32.yıldönümünün kaydedildiği vakti anmak da yerinde olacak. 1984 yılında Bulgaristan'da isim değişikliğinin de kapsadığı asimilasyon baskıları artınca okulda sınıflarımızda değişik bir hava esmeye başladı. Kimse devletin yürüttüğü politikalar konusunda açıkça bir şey konuşmasa da (ya da biz çocuktuk farkında değildik) ne okulda ne de başka bir yerde; sınıf arkadaşlarımızın %95'i Bulgar'dı; farklı tutumlar benimsediklerini anımsıyorum. İsmimizin değişmesinden mutsuz olduğumuzu anlayanlar bizimle birlikte üzülürken, canımızı acıtmak için üzerimize gelenler de vardı.
Çocuklar arasındaki bu farkın ailelerinin tutum ve yaklaşımlarından kaynaklı olduğunu tahmin etmek zor değil. O zaman tabi ki bunu anlamak mümkün değildi. İyilik ve kötülüğün göreceli algılanacağı pek çok yönü var ama insan için kullanıldığında ve çoğunluk birinden yana açık ara netleşince bir kimsenin kötü olup olmadığını idrak ederiz.
Bunu geçtiğimiz hafta yaşadığımız olayın ardından meselenin köküne inmek için, kendimizle yüzleşmemiz gerektiğinden ifade etmek istedim… İşlenen suçun failleri adalete teslim edildi, yargının belirleyeceği kıstaslarda cezalarını çekecekler.
Bir anne ve baba çocuğuna nasıl davranırsa o da başkalarına yönelik davranışlarını aynı anlamda şekillendirir.
Bir çiçeğiniz var misal; saksısını altından yaptırdınız… O çiçeğin suyunu, ışığını ayarlayamazsanız ıhmaz!

 

GEÇMİŞ OLSUN

Deniz Emlak'ın sahibi Seyfi Atun, dün bir operasyon geçirdi. Geçmiş olsun ve acil şifalar diliyoruz.

YORUM YAP