Yıldırım İkinci

Empati-Motivasyon

Bu haftaki yazımda insan hayatında önemi olan bu iki ögenin açılımını sunmak, yaşantımızdaki değerinin anlaşılmasını bir nebze olsun sağlamak istiyorum. Çünkü bu iki durumun birbirine eşgüdümlü olduğuna inanıyorum.

EMPATİ: Bir ruh bilimi terimidir, yani insanın kendisini karşısındakinin yerine koyarak onun duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlaması, algılamasıdır. Daha anlaşılır bir dille söylemek gerekirse karşılığı; eşduyumdur. Karşı tarafın daha iyi anlaşılması, merhamet, duygularının gelişmesi, kötü düşüncelerden arınması, yardımlaşma duygularının pekiştirilmesi sevilen biri olmanızı, objektif olmanızı ve adaletli bir insan olmanızı sağlar.

Eğer ki empati duygularımızı geliştirebilirsek, ki ben bu buna çok önem veriyorum, insanların birbirlerini daha iyi anlayacağını her şeyin daha saygın bir çerçevede olacağını düşünüyorum.

Zamanın bizleri sınadığı şu dönemde, empati kurmaktan azar azar maalesef uzaklaştığımızı görüyoruz. Her dakika biraz daha anlayışsız, biraz daha bencil insanlar haline geldiğimizin açık ve net göstergesi tecrübelerimiz.

Başka duygu ve düşüncelere saygı duymak bunu anlayabilme becerisini kendimize sağlayabilmek insanî görevimiz olmalıdır.

Kendi beynine, aklına hükmedebilen her insan empati yapma yeteneğine sahip olabilir.

Empati yeteneğinin doğuştan gelebileceğini söyleyebilirim örneğin, bir bebek bile anne-babasıyla empati kurabiliyordur.

Sizlere bir örnekleme daha sunmak istiyorum… Ben Silivri PTT Müdürlüğü emeklisiyim, çalışma hayatımda çeşitli kurslar ve seminerlere katıldım. Bir keresinde İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesinde Empati konulu seminere iştirak ettim. Salonda çeşitli merkezlerden gelen memur arkadaşlarla birlikte fakülte hocasının dersine katıldık. Bizlere bu kelimenin anlamını, önemini ve hayatımızdaki olması gereken yerini anlatırken pür dikkat dinliyorduk. Hocaya bir soru yöneltmek istediğimi söyleyerek söz aldım.

‘Hocam yaşadığım bir olayı size aktarmak istiyorum' dedim ve izin aldım.

‘Bir gün sonunda, saat 17:00 yani mesai bitimi ve tüm gişe arkadaşlarım kasasını tutturma, kapatma telaşındayken ayrıca bankoda kapalıyız levhası olduğu halde bir vatandaş bana geldi. İşlem için evrakını uzatınca kapandığımızı söyleyince "Alsan ölür müsün?" dedi.  Bu cümleyi duyunca kişiyle nasıl bir empati kurulur diye sordum.'

Hoca gerçekten çok şaşırdı, belki yaşamında o da bunun gibi şeylerle karşılaştığını düşündü… Seminer konusunun çok değerli olduğunu fakat bizim burada tabanı oluşturduğumuzu bunu tavana yaymak gerektiğini söyledim ve teşekkür ettim.

Bu tip durumlarla karşılaştığımız için salondaki diğer memur arkadaşlarım da vakıf olduklarından beni alkışladılar.

Kişiliğimiz ve karakterimiz açısından empati önem taşımakta.

MOTİVASYON: insan hayatının diğer tamamlayıcısı olduğuna inandığım bu öge de bence önemlidir.

Yani bireyin hareket, davranışlarını başlatan içsel güç ve güdümlenmesidir.

Bu kelime yabancı kökenli olsa da artık günümüzde kullandığımız bir kelime haline gelmiş durumdadır.

Motivasyonun içten gelen içsel bir güç olduğunu kabul edersek eğer bu iki ögeyi bir arada kullanabilir, kişiliğimize daha güç kazandırabiliriz.

Kendini odakladığın noktayı ilke edinmişsen motivasyon işte burada devreye giriyor, seni başarılı olmaya itiyor, seni harekete geçiriyor. Yani her şeyimizi ona bağlayabiliriz.

İşimizde çok iyi olabiliriz, eğitimimiz şahane, tecrübelerimiz almış başını gitmiş olabilir, peki motivasyon olmasa bunları başarabilir miydik? Hayır, çünkü motivasyon aynı zamanda özgüven duygusunu da yanına katar.

“Kilo vermek istiyorum” derken bile motivasyon desteğine ihtiyacın var, yani o işi yapma isteğini beynine söylüyorsunuz.

Empatiden daha çok bir çerçeveye sahip yani hem fizyolojik, hem psikolojik, hem de biyolojik  olarak bizi ayakta tutuyor.

Yaptığın işte takdir görüyorsan bu senin motivasyonuna olumlu etki yapar ve seni mükemmel olmaya götürür.

Az öncede söz ettiğim gibi kendinizden emin olursanız, yani özgüveniniz fazlaysa motivasyon da o kadar önem kazanır, içinizdeki ‘jeneratör' olarak algılayabilirsiniz.

Kıssadan hisse her ikisi de birbirlerine eşgüdümlü olduğuna inanıyorum.

Sürekli modu düşük yaşamaktansa bu iki konuya önem gösterelim diyorum.

Bu hayatta sadece ölüme çare yok, sorunlar geçicidir Yüce Yaradan'ın insanoğluna düşünme yetisi vermiş Dekart'ın dediği gibi "Madem düşünüyorum o halde varım"…

Benden naçizane düşünceler, bunları kendinize ilke olarak edinirseniz bakın görün hayat daha güzel yaşanır olacaktır, çünkü paylaşınca çoğalır her şey… Unutmayın ömür ne üzecek ne de üzülecek kadar uzun değil, her şey neye layıksa ona dönüşür demiş Mevlâna…

Kalbinizde her zaman güzellikler açsın, sağlık ve mutlulukla kal SİLİVRİM.

YORUM YAP