
Özcan Işıklar, Cumhuriyet Gazetesine destek konusunda fark yarattı.
Varlığı tehlikeye girmeden önce de Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar'ın masasında her daim yerini koruyan gazetelerin başında gelir Cumhuriyet. Zaten önemli olan tehlike çanları çalmasın ya da çaldığında bir medya kuruluşunun güçlü olması için her daim desteklemek değil midir?
Eylem yapmak, sosyal, yazılı ve görsel medyadan tepki göstermek de önemli tabi ama etkili olan nedir biliyor musunuz? Her ne kadar gazetecilik bir kamu hizmeti olsa da varlığı büyük ölçüde ekonomik dinamitlere dayanır. Siz ne kadar iyi bir gazeteci olursanız olun, çalışanların, matbaanın, kurumun elektrik, internet, telefon vb giderlerini ödemezseniz yok olmaya mahkûmsunuz. Belli bir süre süründükten sonra…
Cumhuriyet Gazetesi çizgisinde ve şartlarında ayakta kalmak çok daha zor… Arkasında holdingler, ihalelerden kar sağlayan dev şirketler olmayınca gazetecilik hayata tutunamaz olmuş güzel memleketimizde, belki de bütün dünyada böyledir…
Lafın kısası; çok güzel düşünmüş Işıklar… Cumhuriyet'e en anlamlı desteklerden birini vermiş zor günlerinde… Ama bugünlere gelene kadar zaten her daim Cumhuriyet'i masasının sağ üst köşesinde tutmakla üzerine düşen vazifeyi ziyadesiyle yerine getirdi. Son yaşananların etkisinde Cumhuriyet Gazetesi, Türkiye Cumhuriyeti ve medya özgürlüğü için endişelerini dile getirenlerin kaçı benzeri iradeyi daha önce gösterdi?
Işıklar'ın son zamanlarda Posta ile flörtü dillere destan da; Cumhuriyet aşkı ayrı : ) Posta'yı sadece kendi haberi çıkınca okur, Cumhuriyeti her zaman, Hürhaber'i kendisini eleştirmediği, muhaliflerini övmediğini düşündüğü zamanlarda : )
Işıklar'ın Cumhuriyet'e verdiği ilanın metni; “Basın özgürlüğü gazetecilere tanınmış bir ayrıcalık değildir. Basın özgürlüğü, toplumun haber alma özgürlüğü demektir.
Ülkemde ve dünyada gelişen olayları öğrenme hakkımızın gasp edilmesi anlaşılır bir durum olmadığı gibi, bu durumun ülkemize ve dünyaya izah edilmesi de mümkün değildir.
Farklı görüşler, değişik fikirler demokrasinin gereği olmalıdır. Olacaktır da. Ortadan kaldırılmaya çalışılan KUVVETLER AYRILIĞI işte bu nedenle hayati önem taşımaktadır.
Aile içerisinde dahi “Ben böyle istiyorum” baskısı ailenin bölünmesine ve kısa sürede gelecek zorluklara kapı açmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ilelebet var olması hepimizin en birinci isteğidir.
Yanlış yapmak değil, yanlıştan dönmek ERDEMDİR.
Dün olduğu gibi bugün de, yarın da "CUMHURİYETÇİ" olmayı sürdüreceğiz.
Kamuoyuna saygı ile sunarım.
Cumhuriyet Yalnız Değildir…
Teslim Olmayız…”
*Bu tarz incelikleri ve derinlikleri olmasa çekilecek dert değil bizim Başkan : )