İçinde bulunduğumuz 10 – 16 Mayıs Engelliler Haftası dolayısıyla Silivri Belediyesi ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğiyle farkındalık sağlamak amacıyla düzenlenen sergi etkinliğinde, ilçemizde bulunan özel eğitim merkez ve okullarında eğitim gören özel bireylerin el emekleri beğeniye sunuldu.
Silivri, 10-16 Mayıs tarihleri arasında kaydedilen Engelliler Haftasında gerçekleştirdiği bir dizi farklı ve özgün etkinlik ile konuya dikkat çekmeye devam ediyor. Bu kapsamda önceki gün Atatürk Anıtında ilçemizde bulunan özel eğitim merkez ve okullarının hazırlamış olduğu serginin açılışı gerçekleştirildi. Engellileri yardım ve himayeye muhtaç kişiler değil, üretken ve eşit bireyler olarak değerlendiren eğitim kurumlarının etkinliğine; Silivri Belediyesi Başkan Yardımcısı Bora Balcıoğlu, CHP İlçe Başkanı Suna Göçengil, İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Ay ve Şube Müdürü Can Dağaşan, Silivri Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürü Meral Demir Kutlu, okul müdürleri, öğretmenler, özel bireyler ile aileleri katılım sağladı. Programda engelli bir çocuk sahibi annenin duygu ve düşüncelerine yer verildi, akabinde sergi açılış kurdelesi kesildi.
ENGELLİ ÇOCUK EBEVEYNİ OLMAK
Perihan Altan, engelli çocuk annesi olmanın dünyaya bir can vermekten öte onun için en iyi olanı istemek olduğunu yürek sızlatan bir konuşma ile ortaya koydu. Altan'ın duygu dolu konuşması aynen şöyle: “Ben melek annesiyim. Kızım 17 yaşında. 7 aylık bebekken geçirdiği nöbetten sonra beyni hasar gördü. O yıllar bizim için çok zor yıllardı. Okul çağına geldiğinde okula başladı. 2 yıl anasınıfına 2 yıl da ilkokul birinci sınıfa gitti yani gittik. Arkadaşlarından geride kalması bizim için çok zordu. Ne yapacağımızı, nasıl davranacağımızı bilemedik. Lions Leo Dernekleri Esen İbak Özel Eğitim İş Uygulama Okuluna başladığı gün, oğluma hamileydim. Okulun ilk günü ağlamaktan bir paket mendili bitirdim ama Allah razı olsun iyi ki başladık. Kızım okulunu çok seviyor. Okulumuz müdürü ve öğretmenlerine bütün çocuklarımız adına ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Günümüzde artık sosyal medyaya çok alıştık. Sağlıklı bebek sahibi olan annelerin bebekleriyle olan ilişkisini anlatmasına alıştık. Engelli çocuğu olan ailelerse bu denilenleri yapamamakla kalmıyor kendi hayatından neredeyse tamamen vazgeçiyor. Çocuğumuzun hayatını yaşamak zorunda kalıyoruz. Engelli çocuk olmak çok zor. Tek başına yemek yiyemez, sokağa çıkamaz, arkadaşlarıyla oyun oynayamaz, banyo yapamaz, tuvalete bile gidemez ancak hayatının sonuna kadar bu engele sahipmiş gibi yaşayan aile olmakta çok zor.
Ben engelli annesiyim engel tanımayan
Sen cenneti ezerken dünyada
Ben ekmeye çalıştım rüyama
Sen üstüne mama döken ele kızarken
Ben eliydim mamasından kavradığım kaşığın
Sen sözünü tutan çocuğu severken
Ben anne sözünü söylemesini bekledim yıllarca
Sen giyeceği elbise için tartışırken
Ben seçemediği elbiseyi giydirdim sabırla
Sen oyuncakları kırıyor diye kızarken
Ben oyuncaklara bakıp hayal kurdum yıllarca
Sen evi dağıtıyor diye bağırırken
Ben ayağa kalkmasını bekledim sabırla
Sen senin bile yapamadığını isterken
Ben her yapabildiğine sevindim
Sen hesap sorarken öğretime
Ben eğilip omuz verdim öğrenmeye
Ne mutlu bana ki böyle bir emanetin annesiyim…”
STANTLARI GEZEREK ÇALIŞMALARI İNCELEDİLER
Altan'ın konuşması dakikalarca alkışlandı. Duygu fırtınasının yaşandığı etkinlikte sergi açılış kurdelesi hep birlikte iyi dilekler eşliğinde kesildi. Daha sonra ilçemiz protokol mensupları sergi stantlarını gezerek, kocaman yürekli maharetli çocukların el işlerini inceledi. Sergi gün boyu ziyarete açık kaldı.
Hazal BAŞARAN