Sevginar Sali

Ergenekon Yalanı Ve Karakaşın Planı


Ulusal yazınca okumadığınızı biliyorum. Ulusal konuları ben yerele indirmez miyim?
Bana kalsa belki yine de yapmazdım ama ağır tahrik var bana neyse… AKP İlçe Başkanı Metin Karakaş ile yaptığımız bir görüşmede, CHP’li bir grubun, partinin Ergenekon’a yakınlığı nedeniyle AKP’ye katılacağını bildirdi büyük bir mutluluk içinde.
Emekli Albay Erdal Sarızeybek’in “Ergenekon Türklerin var oluş destanı” sözleri aklımda şimşek gibi çaktı. Türklerin var oluş destanının ismini verdiğimiz bir operasyonla suçlarının ne olduğunu kendilerinin bile bilmediği insanları yargılıyoruz. Hepsi tutuklu, bildiğim kadarıyla cezası kesinleşen kimse yok.
Bilmem kaç darbe planlayıp da gerçekleştirmeyen ne kadar insan varsa tutukladık, darbe yapanlar serbest.
Aslında konum Ergenekon adı verilen sevimsiz olay değil. İçeriği bana sadece suçu kanıtlanmadan, cezalandırılan insanları çağrıştırıyor.
Ve umarım hiçbirimiz böyle bir süreci tam anlamıyla anlamak için yaşamak zorunda kalmayız. Ne ben ne Metin Karakaş, ne de bir başkası suçlu olmadan mahkum olmaz, mahkum olmadan yıllarca tutuklu kalmaz v.s.
CHP’li veya bir başka partiden, insanlar başka bir siyasi kulvara geçme kararı verirken, gerekçelerini daha doğru anlamlara yüklemeli. Karakaş’ın böyle bir lüksü yok ama ben onun yerinde olsam “CHP, Ergenekon’a yakın diye size katılıyoruz” deyip, AKP’ye gelenlere birer çay ısmarlar, kararlarını daha anlamlı gerekçelere dayandırabildikleri an rozetin sadece yakalarında değil, akıllarına da tam yakışacağını kibar bir şekilde izah ederdim.

Ergenekon’a karşı olan ve olmayanlar olarak ayrışmamızı sağlamak çok sevimsiz. Suçu cezalandırın, cezalandırmak için suç yaratma çabasını kimse hissetmese, bilmese bile Allah biliyor, kendiniz biliyorsunuz.
Tecavüzcüleri, katilleri affediyoruz, düşünce suçlularına adil bir yargılama imkanı bile tanımıyoruz. Bu kadar yanlış bir yöntemle doğru bir yer, sonuca ulaşmamız imkansız, kendimizi kandırmayalım.

SİLİVRİ’NİN İKİ
BAŞLI YÖNETİMİ
Silivri’de bu dönem iktidar kadar, muhalefet de çalışıyor. Silivri Belediyesi’nin yetkili olduğu kadar sınırları içinde kendisine bağlı bulunmayan hizmet imkanları da var. Ayrıca siyasi nüfuzun belirlediği yapılabilecek ve yaptırılmayacak alanlarda da halk kimin sorumluluğunda olduğuna bakmaksızın hizmet beklentisi içinde.
Bu dönemde CHP’li Silivri Belediye yönetiminin neredeyse yüzde 50, hatta üzerinde oranında yönettiği kesimin hizmet beklentileri İBB ile Hükümetin elinde. Yani Silivri’ye tam kapasite hizmet için CHP’li Belediye İBB ile Hükümetin önünde el pençe divan duracak ya da buna tenezzül etmeyip, kendisinden beklenen hizmetlerin önemli bir kısmını rafa kaldıracak.
Son yerel seçimde “Silivri’yi CHP” yönetsin, ya da “AKP yönetmesin” diyenler 29 Mart’ta bu istekleri doğrultusunda önemli bir adım attı atmasına da asıl adımın ağa babasını önümüzdeki genel seçimlerde atmak zorundalar. Ve bu süreçte ilçe olarak tek başına kararlılıkları yeterli değil.
Işıklar’ın İBB ve muhalefete ilişkin tutumundaki gel gitleri koşullar düşünüldükçe son derece anlaşılır. Ama fazla irdelemeden baktığınızda yaptıkları tutarsızlık olarak gelebilir. Muhalefetin her fırsatta “Bize bir adım gelin size 10 adım gelelim” söylemi iyi niyet göstergesi mi, ciddi bir tehdit mi karar vermek güç. Çünkü CHP bir adım gittiğinde, AKP’nin on adım gelerek ezerek üzerlerinden geçme tehlikesi var.
Karşınızda sizi aşan bir güç, dik durmak zorundasınız.
Işıklar, Karakaş’la mı, İBB ile mi Hükümetle mi uğraşsın? Yoksa bir türlü toparlandığı izlenimini zihinlere yerleştiremeyen muhteşem takımıyla mı?
Işıklar, “Kızılay konusu halloldu” diyor,  itiraz cephesi “Bir şeyin hallolduğu yok” diye fısıldıyor… Belediye Başkanı’nın Gümüşyaka’dan meydan okuduğu hizmetlerini engelleyemeyeceklerini söylediği kesim kimler? Keşke AKP olsa eser, gürler, bütün suçu muhalefete yıkar deşarj olurdu… Olmadı bu sefer. Yaptıklarını kendi meclis üyeleri “iç muhalefet yaratma çabası” olarak yorumluyor. Birkaç ay önce sormuştum “tek” mi “yalnız” adam mı diye? Tek olmaya çalıştıkça, yalnız kalan galiba…
CHP’nin örgüt ile belediye kanadındaki uyuşmazlığa söyleyecek söz bulamıyorum.
Kuş kanat bağlamında her iki tarafın aynı kuşun iki kanadı olduğunu idrak etmeme ısrarı sürüyor.
Işıklar ara ara AKP’yi, ara ara CHP ile uyum içinde çırparak yol amaya çabalıyor.
Yorucu bir uğraş…

YORUM YAP