Meme Sağlığı Derneği (MEMEDER) Başkanı ve iş kadını Ülkü Büyükgönenç, Meme Kanseri Farkındalık Ayı dolayısıyla dün Küpe FM'de Sabah Haberleri programında Turhan Alyakut'un konuğu oldu.
Meme Sağlığı Derneği hakkında genel bilgi veren Büyükgönenç, günümüze kadar süren çalışmaları paylaştı, kendi kanser hikayesini anlattı, önemli sağlık bilgileri vererek erken teşhisin önemini bir kez daha hatırlattı.
“MEMEDER ÖNEMLİ BİR MİSYON EDİNMİŞ”
Turhan ALYAKUT: Sohbetimize MEMEDER hakkında genel bilgi ile başlayalım mı?
Ülkü BÜYÜKGÖNENÇ: MEMEDER 2007 yılında kurulmuş. Kurucu Onursal Başkanımız Prof. Dr. Vahit Özmen'in başkanlığında doktorlar, hasta ve hasta yakınlarıyla birlikte kurulmuş ve önemli bir faaliyet misyon edinmiş. Bahçeşehir'de bir merkez kurularak oradaki kadınları yaklaşık 10 yıldır evinden çağırarak (toplum tabanlı tarama) 40-69 yaş arası kadınlara Mamografi, ultrason gibi meme sağlığını herhangi bir şikayet olmadan önce taramaya alarak önemli bir görevi yerine getirdi. 10 Senede yaklaşık 9 bin kadına ulaştı. Bir kere davet ediliyor, ondan sonra kişinin şahsi ihtiyacına göre yılda bir, iki yılda bir, altı ayda bir çağırılıyor. Buna doktorlar karar veriyor. Gelip Mamografi, ultrason çektiriyorlar. Doktorlarımız değerlendiriyor. Bu şekilde 135 civarında Meme Kanseri erken teşhisi yapıldı.
“TARAMA OLMASA FARKINA VARMAYACAKLARDI”
Tarama yapılmasa kadınlar bu hastalığın farkına varamayacaktı. Onların arasında ben de varım. MEMEDER'de kurucu başkanlardan bu yana Meme Kanseri olmayan ilk başkandım. Başkan olduktan bir sene sonra dernekte yaptığımız bir çekimde bir değişiklik olduğu görüldü. Hemen emar çekildi. 5 Ekim 2015 tarihinde Vahit hocamız ameliyat olmam gerektiğini söyledi. Ekim ayı etkinliklerimiz olduğu için daha sonra yapılmasını istedim. Sağ olsun “Ameliyatını yapayım ben seni yetiştiririm” dedi. Gerçekten de ameliyatımdan üç hafta sonra Çırağan Sarayı'ndaki etkinliğe katıldım.
“ERKEN TEŞHİS OLDUĞU İÇİN KEMOTERAPİ GÖRMEDİM”
Erken teşhis olduğu için bendeki arayıp da bulundu. Herhangi bir şikâyetim yokken aranıp da bulundu. Bu çok önemli bir kazanım. Erken teşhis olduğu için kemoterapi görmedim. Sadece radyoterapi gördüm, devamında da akıllı ilaç alıyorum. Ameliyat, tedavi ve radyoterapi olarak benim hayatımdan sadece altı ay aldı. Doktorlarımız sayesinde normal hayatıma döndüm. Sürekli kontrollerimi yaptırıyorum.
“40-69 YAŞ ARASI KADINLARIMIZ MAMOGRAFİ ÇEKTİRMEKTEN KAÇINMASIN”
Özellikle 40-69 yaş arası kadınlarımız Mamografi çektirmekten kaçınmasınlar. Hiçbir zararı yok. Bunu tabi ki doktorlarımızdan aldığımız bilgiye göre söylüyorum. Erken teşhis için en önemli araç Mamografi. 17 Yaşında bile Meme Kanseri olan gençlerimiz var. Genç kızlarımız kendi kendilerine meme muayenesi yapmayı öğrenmeli ki MEMEDER bunu kendi sayfasında birçok etkinliklerinde bunu gösteriyor. Genç kızımız kendi kendine bu muayeneyi yaptığında sıra dışı bir şey görürse hemen hekimine başvuracak. Normalde 40 yaştan küçük olanlara Mamografi çekilmiyor ama bir olay varsa ve hekimi uygun görürse çekilir. 8 Kadından biri deniyordu ama bence Türkiye'de arttı. Beş kadın bir araya geliyoruz inanın üçü ‘aa ben de oldum' diyor. Bu kadar hızlı yayılıyor. Kadın kanserleri içinde ölüm oranı en yüksek. Demek ki bir şansımız var önceden teşhis edilebiliyor. Bütün kanserlerden çok daha farklı bir avantajı var.
“PEMBE FESTİVAL” ETKİNLİĞİ
Turhan ALYAKUT: MEMEDER olarak çeşitli etkinlikler yapıyorsunuz. Bundan biri de Pembe Festival. Önce bu festivalden bahsetmenizi isteyeceğim, ikincisi de bu yaşadığımız pandemi süreci çalışmalarınızı nasıl etkiledi?
Ülkü BÜYÜKGÖNENÇ: Pembe Festivali yaklaşık dört yıldır yapıyoruz. Hep yüz yüze yapıyorduk. Sponsorlarımız destek veriyorlar. Bu hastalığı geçiren kadınlarımız, tıptaki yeni gelişmeleri açıklayan çok önemli hocalarımız katılıyor. Soru cevap şeklinde düzenleniyor. Hastaları motive edici etkinliklerimiz oluyor, ünlü yazarlar, psikiyatristlerimiz, doktorlarımız, misafirlerimiz katılıyor. Eğlenceli konserlerimiz oluyor. Pembe Festival, kanser olmuş kişinin de hayata pembe bakabileceğini gösteren bir etkinlik. Bu sene tabi ki bunu yüz yüze yapamıyoruz. Yine de geri kalmayacağız. Biz bunu bu sene online olarak yapacağız. Tamamen dijital ortam üzerinden olacak ve herkes buna girebilecek. Doktor, rol model konuşmalarımız, Yoga çalışmaları olacak. Sponsorlarımızla görüşmeler yapacağız. Biraz motive edip, biraz da bilgilendireceğiz. Online olarak dijital ortama taşıyacağız.
Turhan ALYAKUT: Salgın sürecinde taramalar nasıl yapılıyor?
Ülkü BÜYÜKGÖNENÇ: Çok yakın temas gerektirdiği için onları şuan yapamıyoruz. Şimdilik onları durdurduk. İhtiyacı olanlar gelip sorularını soruyor, bilgilerini alıyor.
“MEMEDER BAĞIŞLARLA YAŞIYOR”
Turhan ALYAKUT: Çok önemli bir toplum sivil kuruluşunuz. Sizinle birlikte yola çıkmak isteyenler hangi yolu izlemeliler? Bağış kabul ediyor musunuz? İnsanların emekleriyle gelip size katkıda bulunmaları işinize yarıyor mu? Bu konuda destek olmak isteyenler ne yapmalı?
Ülkü BÜYÜKGÖNENÇ: Bu söyledikleriniz çok önemli, bizim de beklediğimiz ve hayati önem taşıyan, devamlılığımızı sağlayan olgular. MEMEDER bağışlarla yaşıyor. Kamuya yararlı bir dernektir. Türkiye'de bu statüyü almak çok kolay değil. Kendini ispat ettiği için Cumhurbaşkanımızın imzasıyla kamuya yararlı dernek oldu.
“BAĞIŞ YAPAN FİRMALAR, BUNUN TAMAMINI VERGİDEN DÜŞEBİLİYOR”
Bunun getirdiği ne var? MEMEDER'e bağış yapan kurumsal firmalar, bunun tamamını vergiden düşebiliyorlar. Bu önemli bir kazanım. Firmalar bize bağışlar yapıyor, onların desteğiyle çalışmalarımızı devam ettiriyoruz.
“BİREYSEL DESTEK SUNMAK İSTEYENLERE KAPIMIZ HER ZAMAN AÇIK”
Onun dışında bireysel destek vermek isteyen kişilere kapımız her zaman açık. MEMEDER'in bir kısmı doçent, profesör alanında uzman doktorlardan oluşuyor, bir diğer kısmı da benim gibi sosyal kişilerden oluşuyor. Haliyle burada bir doktor arkadaşımız da görev alabilir. Bizi web sitemizden takip edebilirler. Sosyal medya ve banka hesaplarımız orada yer alıyor. Kapımız bütün donelere açık.
Turhan ALYAKUT: Yaptığınız kutsal çalışmalarda kolaylıklar diliyorum. Umarım yaptığınız çalışmalar neticesinde daha fazla kadınımız bilinçlenir, daha az kadınımız bu hastalıktan dolayı zor günler yaşar. Emeği geçen herkesin ellerinden öpüyor teşekkür ediyorum.
Renginar SALİ
