Seymen Mahallesi'ne İSTAÇ tarafından yapılmak istenen Tehlikeli Atık Depolama Alanı'yla ilgili İstanbul Valiliği'nin “ÇED raporu gerekli değildir” kararına karşı sert tavrını sürdüren İYİ Parti Silivri İlçe Başkanı Ozan Ersaraç, “Kuzey ormanlarının hemen bitişiğinde zehir saçacak depolama alanı oluşturulmak istenmesi, hele ki devlet eliyle, tamamen ormanların katledilme amacı güdüldüğünü işaret ediyor.” dedi.
İYİ Parti Silivri İlçe Başkanı Ozan Ersaraç, İstanbul Çevre Yönetimi Sanayi ve Ticaret A. Ş. tarafından tesis edilmesi planlanan “Atıktan Türetilmiş Yakıt Üretim Tesisi, Stabilizasyon Solidifikasyon Tesisi, Çamur Kurutma Tesisi, 1. Sınıf Düzenli Depolama Tesisi (10 ha) ve Tehlikeli Atık Ara Depolama Alanı (0,25 ha) projesi” ile ilgili olarak 15 Mart Perşembe günü, saat 18.00'da, İlçe Başkan Yardımcısı Tehlikeli Madde Güvenliği Uzmanı Akademisyen Dr. Ümit Seçkin'le birlikte İlçe Teşkilatı binasında basın açıklaması gerçekleştirdi.
ERSARAÇ: KARŞIYIZ, SESİMİZİ YÜKSELTMEYE DEVAM EDECEĞİZ
Tehlikeli Atık Depolama Tesisi'ne karşı olduklarını söyleyen Ozan Ersaraç, şu değerlendirmede bulundu: “Bildiğiniz gibi Seymen Mahallemizde Tehlikeli Atık Depolama Alanı ile ilgili bir ÇED toplantısı yapılmıştı. Baya da olaylı bir toplantı oldu, halkımız tepki gösterdi. Hatta orada görevli olan Bakanlık komiseri halka yönelik hitaplarında dolayı daha sonra görevinden uzaklaştırıldı. Ancak gösterilen tepki ne yazık ki sonuç doğurmadı. İstanbul Valiliği geçtiğimiz günlerde Seymen Mahallemizde Tehlikeli Atık Depolama Alanı ile alakalı ÇED raporuna gerek olmadığına karar verdi. Biz İYİ Parti'nin iyi insanları olarak Silivri'nin doğasının katledilmesine özellikle kuzey ormanlarının hemen başlangıcında yer alan Seymen Mahallemizde bunun yapılmasına karşıyız. Buna karşı bir duruş geliştiriyoruz, sesimizi yükseltmeye de devam edeceğiz.
“SEBEBİ RANTTIR”
Seymen'in hemen bitişiğinde Sinekli bölgesinde zaten kum ve taş ocakları var. Bunlardan çıkan tozun ormana yaptığı olumsuz etkiler daha önce ilçe gündemine yansımıştı. Bunlar zaten ormanları kötü etkileyen hadiseler. Bir de kuzey ormanlarının hemen bitişiğinde zehir saçacak depolama alanı oluşturulmak istenmesi, hele ki devlet eliyle, tamamen ormanların katledilme amacı güdüldüğünü işaret ediyor. Sebebi ise yine ranttır. Şu andaki iktidarımız rantı çok seviyor. Kuzey ormanlarının içinden geçirmiş oldukları Kuzey Marmara Otoyolu var. Buranın yaratacağı bir rant var. Bu ormanları keserek yok etmek bizlerin yani halkın tepkisini çekeceğinden dolayı, kendi kendine yok olmasını amaçlıyorlar gibi geliyor. Kuzey ormanlarının hemen yamacına zehir saçacak bu tesisin kurulmasının amacı bize göre kesinlikle tesadüf değildir, bilinçli yapılan bir şeydir, rant amacıyla yapılmaktadır.
“GELİŞMELERİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ”
Bu tesisin sadece Seymen Mahallemize de değil, ilçemizdeki herhangi bir yere kurulmasına karşıyız. Bizden daha fazla gelişmiş olan ülkeler, bizim gibi gelişme konusunda daha geride kalmış ülkelere kendi tehlikeli atıklarını gönderiyor. Burada bu tesis kurulduktan sonra devlet eliyle bunların getirilip Silivri'ye taşınmayacağının garantisini verebiliyor muyuz? Biz buna karşıyız. Bu gelişmenin takipçisi olacağımızı da buradan ilan ediyoruz. Yerelde ve genelde bir muhalefet partisi olarak yapılması gereken ne varsa yapacağız. İnşallah yerel ve genel iktidar sahipleri de bu konuyla ilgili adımlar atmaya karar veriler. Biz de onların, halkımızın, çevre derneklerimizin vs. bu konuyla ilgili hareket etmek isteyen herkesin yanındayız. Seymen Mahallesi'nde ikamet etmediğimiz için buna itiraz etme hakkımız yok, o sebeple Seymen'deki vatandaşlarımızla görüşmelerde bulunduk. Buna karşı olan hemşerilerimiz hukuki itirazlarda bulunacaklar. Biz takipçisiyiz. Hazırlığımızı yaptık. Önümüzdeki hafta başında konuyla ilgili başvuruda bulunacağız. Silivri'nin bu şekilde zehirlenmesine izin vermeyeceğiz.”
SEÇKİN: DOĞAL YAŞAM ALANI YOK EDİLMEK İSTENİYOR
İlçe Başkan Yardımcısı Tehlikeli Madde Güvenliği Uzmanı Akademisyen Dr. Ümit Seçkin ise, tehlikeli atıkların çevre ve insan sağlığı açısından yüksek risk oluşturduğuna dikkat çekti. Seçkin, “Muhalefet olmak için değil, yanlış bir algı yaratıldığını anlatabilmek için böyle bir izahı uygun bulduk. İSTAÇ; Atıktan Türetilmiş Yakıt Üretim Tesisi, Stabilizasyon Solidifikasyon Tesisi, Çamur Kurutma Tesisi, 1. Sınıf Düzenli Depolama Tesisi ve Tehlikeli Atık Ara Depolama Alanı başlıkları altında faaliyet göstereceğini belirtiyor. ÇED'e gerek olmadığına dair kararı Biyometanizasyon Tesisi üzerinden geliştiriyorlar. Kısaca evlerdeki veya işletmelerdeki yemek artıklarından enerji üreteceğim diyor. Burada çok büyük bir problem yokmuş gibi gözüküyor. Bu açıdan bakıldığında ÇED'e gerek olmadığı düşünülebilir. Ancak biraz önce okuduğum başlıklar içerisinde özellikle Tehlikeli Atık Ara Depolama Alanı zararlara yol açar, bunları konuşmak lazım. Çevre ve insan sağlığı için zararlı olan yanıcı, yakıcı, patlayıcı ve zehirli atıkların tümü tehlikeli atık olarak değerlendirilmekte. Avrupa Birliği'nin müktesebatlarına göre tehlikeli atıklar 9 ayrı sınıfta değerlendiriliyor. İçlerinde radyoaktif maddeler var. Yani oraya bu tesisi kurduklarında radyoaktif madde depolayacaklar. Bu insanları, canlıları, tarım arazilerini nasıl etkileyecek? Tehlikeli atıklar başlığının içerisinde bulaşıcı maddeler de var. Yani bütün hastanelerden topladıkları atıkları orada istifleyecekler. Çevredeki canlı varlıklar bundan olumsuz etkilenecek. Kullanılmış kimyasal madde atıkları, tarım ilaçları, eski pil ve aküler bu tesiste istiflenecek. Burası istif için uygun bir alan değil çünkü tarım arazilerinin ve orman alanının yanında. Başka hiçbir yer kalmadı da tarım ve orman arazilerinin olduğu bir alana mı bu tarz maddeleri istiflemek istiyorsunuz? Buraya bunu yapmak, doğal yaşam alanını yok etmekten başka bir şey değil.” diye konuştu.
Ersaraç ve Seçkin, yönetim kurulu üyeleri ve kamuoyuna seslenişlerinin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Hazal BAŞARAN