Gizemli köşe yazarımız Cem Şah, Silivri'nin kentsel değişim sürecinde geldiği noktanın bende yarattığı hayal kırıklığı ve bıkkınlığın üstüne tuz biber eken bir bomba patlattı. Silivri'de yaşayan herkesi çok yakından ilgilendiren bu özel kararı noktasına dahi dokunmadan sizlerle bir kez daha paylaşmak istiyorum;
-“Malkara Keşan, hoppala paşam! Biz Trakyalılar şaşkınlık ifade etmek için bu tekerlemeyi sıkça kullanırız. Gazetemiz yazarı ve Habercisi Hazal Başaran köşesinde trafik keşmekeşinden, otoparklardan ve Silivri'nin yaşanılası hali kalmadığından dem vurmuştu. Bu yazacaklarımı okuyunca karamsarlığı bir kat daha artacak. Silivri Hükümet Konağı yanında birkaç senedir bariyer ile çevrili alan var ya! Hani altı otopark üzeri temalı park olacağı söylenen alan oradaki otopark olayından vazgeçilmiş! Yalnızca park yapılacakmış. Ona da şükür. Halk için bir şey yapılacak olması güzel elbet. Otopark yapımından niçin vazgeçildiği hakkında Belediye Başkanı Özcan Işıklar'ın kamuoyunu aydınlatması gerekmez mi? “Ben yaptım oldu” mantığı ile hareket edilirse halk hep bir ağızdan demez mi “Malkara Keşan Hoppala paşam!”
Hüsran.
Okuduklarım karşısında derin bir teessür duymamam kabil değil. Ancak şaşırdığımı da söyleyemeyeceğim. Yılan hikâyesine dönüşünden belliydi bir sonuca varılamayacağı…
***
İlçemizin adeta kanayan yarası haline gelen trafik sorununa bir nebze de olsa merhem olabilmesi amacıyla Silivri Belediyesi tarafından Silivri Kaymakamlığı arkasında hayata geçirilmesi planlanan Yer Altı Otopark Projesi'nden vazgeçildi. (bkz: kendi ayağına kurşun sıkmak)
Gerekçe olarak maddi yetersizlik ve kötü zemin işaret ediliyor ki şahsen bana hiç ikna edici gelmedi.
Hafızam sıkıntılıdır, hemen arşive dönüp bakıyorum; Silivri Belediyesi projeyi 2012 senesinde dillendirmeye başlamış. Yıl olmuş 2018. Para sıkıntısı, çürük zemin şimdi mi mesele oldu diye sorarlar!
Tabi bu noktada Özcan Işıklar'ın yapacağı açıklama büyük önem arz ediyor.
Projenin suya düşüşü ardındaki gerekçeyi halkın merak etmemesi mümkün mü? Merak ediliyor. Bende uzayan Anıtlar Kurulu ve bir türlü nihayete erdiril(e)meyen ihale sürecini tekrar tekrar dinleyen bir haberci olarak merak ediyorum açıkçası…
***
Özümsememiz gereken mesele şu ki;
6 koskoca sene boşa gitti.
Yayalaştırma hayal oldu.
Araçsızlaştırma hikaye oldu.
ALTI OTOPARK, ÜSTÜ YEŞİL ALAN projesi yandı, bitti, kül oldu.
Son dönemin adeta kâbusu olan trafik sorunu, tüm hızıyla büyümeye devam edecek.
Trafik karmaşasına çözüm bulma arayışına angaje olmuş bir görüntü çizen, belediyemiz ve kamu yöneticileri bu konuda sınıfta kalmıştır. Nokta.
***
Söylemeden geçemeyeceğim; biz İç Anadolulular da umutsuzluk belirten durumları izah etmek için “eşek ölecek, ters dönecek de, karnı güneş görecek” deyimini kullanırız sıkça. Bir işin gerçekleşmesi için birçok mazeretin öne sürülmesiyle beklenilmesi gereken zamanın uzun ve boşuna olduğunu anlatmak için kullanılan ölme eşeğim ölme deyiminin emprovize edilmiş hali olarak dilimize yerleşmiştir. İçinde bulunduğumuz durumun trajik özeti niteliğinde adeta...
***
Hani sezona damga vuran dizi anlamsız bir şekilde final kararı alır da, takipçileri şaşkınlık yaşar ya. İşte öyle bir şey.
Çok kötü bir son oldu, bu ne ya!?