Berker Esen'in Başkanlığında CHP Silivri'de dün akşam düzenlenen ilk örgüt toplantısına İl Yönetimi adeta çıkarma yaptı, partililerin, yönetici ve meclis üyelerinin katılımı da hiç fena değildi. Kısa bir süre önce kongrede Berker Esen ile kıyasıya bir yarış ve sonuçlar ortaya koyan Mümün Koçoğlu ve beraber hareket ettiği partililer de örgütteydi…
Esen genel siyaset konularından sonra, il başkanlığı kongresi devamında da yerel meselelere değindi. “Halk bize bu dönem muhalefet görevi verdi” dedi ve birinci yılın ardından yerel iktidara bu sorumluluklarının ne kadar bilincinde olduklarını bundan sonra daha çok hissettireceklerinin sinyallerini verdi. Çok heyecanlıydı Berker Esen ama o kadar iyi niyetli ki açığını kollayanların elini kolunu bağlıyor…
Siyaset her zaman zor bir uğraştı da günümüz koşullarında her şey ayrıca karmaşık ve güç.
Bence CHP'nin genç başkanı ilk örgüt sınavını, en azından basına açık bölümünde, başarıyla verdi.
Şansı bol olsun, yapacak çok işi, yürüyecek çok yolu var…
İBB BAŞKAN VEKİLLERİ ZİRVESİ
Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz kendisini yeni yeni tanıdığımız için midir, genel olarak böyle mi bilmiyorum, yaşadıkça öğreneceğiz bazı şeyleri her halde insanları şaşırtmayı seviyor sanki. Dün İBB'deki AK Parti, CHP, İYİ Parti Grup Başkan Vekillerini ağırladı Silivri'de… Selimpaşa'da öğlen yemeğinde bir araya gelen dörtlünün görüntüsü geçtiğimiz gergin ortamda, ülkenin zirvesinde esen sert rüzgarlara nazaran yüreklere umut aşıladı.
Bizi bir arada tutacak temel konularda aynı düşünmek zorunluluğumuz çok az aslında, geri kalan pek çok meselede farklılaşabiliriz… Ama bunu da medeni çerçevede yapmak zorundayız. Yoksa karşımızdakine zarar verme düşüncesiyle herkesi kayıplara mahkum ederiz.
Yaşadığımız koşulları iyileştirmek için neye ihtiyaç duyarsak öyle yaşarız… İyiliğe ihtiyaç duyan iyileşir, iyileştirir, kötülüğe ihtiyaç duyan kötüleşir, kötüleştirir!
Hoşgörü ve nezaket daha güzel bir dünya için en çok lazım olan ve düşünün ki bunlar parayla satılan ya da satın alınan şeyler değil…
KISSADAN HİSSE
Bir gün yaralı bir kuş Hz. Süleyman'a gelerek kanadını bir dervişin kırdığını söyler. Hz.Süleyman dervişi hemen huzuruna çağırtır ve ona sorar;
“Bu kuş senden şikâyetçi, neden kanadını kırdın?”
Derviş kendini şöyle savunur:
“Sultanım, ben bu kuşu avlamak istedim. Önce kaçmadı, yanına kadar gittim, yine kaçmadı. Ben de bana teslim olacağını düşünerek üzerine atladım. Tam yakalayacağım sırada kaçmaya çalıştı, o esnada kanadı kırıldı.”
Bunun üzerine Hz. Süleyman kuşa döner ve şöyle der:
“Bak, bu adam da haklı. Sen niye kaçmadın O sana sinsice yaklaşmamış. Sen hakkını savunabilirdin. şimdi kolum kanadım kırıldı diye şikâyet ediyorsun”
Kuş'un kendini savunması Hz. Süleyman'ı da şaşırtır:
“Efendim ben onu derviş kıyafetinde gördüğüm için kaçmadım. Avcı olsaydı hemen kaçardım. Derviş olmuş birinden bana zarar gelmez, bunlar Allah'tan korkarlar diye düşündüm ve kaçmadım.”
Hz. Süleyman bu savunmayı doğru bulur ve kısasın yerine getirilmesini ister. “Kuş haklı, hemen dervişin kolunu kırın” diye emreder.
Ancak bu emre Kuş itiraz eder: “Efendim, sakın böyle bir şey yaptırmayın” diyerek öne atılır.
“Neden” diye sorar Hz. Süleyman.
Kuş nedenini şöyle açıklar: “Efendim, dervişin kolunu kırarsanız, kolu iyileşince yine aynı şeyi yapar. Siz en iyisi bunun üzerindeki derviş elbisesini çıkartın. Çıkartın ki, benim gibi kuşlar bundan sonra aldanmasın.”