İbrahim Çeşmecioğlu

Eski Ortaköy evleri

Şu, bir zamanlar sağlıklı ve genç binaların şimdiki görünümünden de anlıyoruz ki, onlar gibi anıların da bir yaşı vardır! Öyle olduğu içindir ki, yaşlanan yapılar kadar, yaşlanan hatıraların da artık bakıma ihtiyacı mutlaktır!
Bir zamanlar güzel olan bütün yaşanmışlıklar, şimdi güç bela ayakta duran birçok evle birlikte sokaklarımızdan bir bir eksilecekler zaman içinde. Ve biz, her ne kadar kabullenmekte zorlansak da, onlarla birlikte bir devri kapatıyoruz galiba!
Dedelerimizin, Cumhuriyet döneminin zor koşullarında ve soylarından paylarına düşen hümanist kayra ile ayağa kaldırdıkları hanelerini, vakit gönlümüzün üzgünlüğünde, gözümüzün ferini soldurarak tarumar ediyor yavaş yavaş! Bundan kaçış yok katiyen. İçindeki hatıralarla birlikte zeminde yaşasalar bile, artık biz biliyoruz ki zamana tutunamayacaklar.
Ocaklardaki ateşi sönmüş olsa da, her baktığımda henüz sıcaklıklarının soğumadığından adım kadar emin olduğum bu güzelim meskenler, benim gibi feryatlarını duyanlar için, zeminin yerçekiminden çok, zamanın acımasızlığından yakınır oldular gayrı şu son demlerinde. Kökleriniz hala buradaysa eğer, bakarken ağılanıyor, anarken ağırlanıyorsunuzdur sizlerde benim gibi.. Eminim.
Ve biz Ortaköylüler, koca bir çağın yüz yıllık birikimini halâ sıcacık bendesinde barındıran o büyülü dönemlerin gözümüzün önünde birer yıkıntıya, düşlerimizin içindeyse berhaneye dönüşmesini fark ederek çaresiz gönlümüze yedirmeye gayret edeceğiz galiba.
Bunu ben de çok merak ediyorum doğrusu. Bir eşikten geçip, bir başka zamanın içine nasıl dahil olacağız. Bir başka yıkıcı çağın müritleri olarak orada kendimize acaba nasıl bir yer edineceğiz; inanın herkes kadar ben de merak ediyorum. Ömrümüz olursa yaşayıp göreceğiz elbette.
Bakalım, buranın alışkanlıklarını taşıyan ve gördüğünüz evlerde yaşayan atalarımın devamı olan bizler, yeni dönemin yapılanması sürecinde yerimizi nasıl belirleyeceğiz.. Rolümüzü nasıl oynayacağız? Ölmez sağ kalırsak şahit olacağız bütün bunlara elbet. Nasılsa hayat büyük sahnesinde yaşayan her insana kültür kodlarına göre rol veriyor mutlaka, değil mi?
Ama, şu çok açık ki, böyle büyük bir birikimin fikri derinliği asla unutulmamalı ve kesinlikle kayıt altına alınmalıdır. Ben zaman zaman ailem ile çevremden duyduklarımı yazmaya çalışıyorum çalışmasına ya, asıl şimdi bütün işaretleriyle bir dönemin kapanmak üzere olduğunu izliyorken, gençlerimiz bizden önceki mirası, mimariyi. Bizden önceki fikri zenginliği merak edip yazsınlar lütfen! Benim Ortaköy gençlerine ve Silivrili hemşerilerime çağrımdır.
Koca bir tarihi bütün görkemiyle birlikte zamana teslim etmeyin. Zaman acımasız! Zaman yıkıcı! Zaman vefasız!
Kıymetli Silivrililer…
Ey köyümün genç evlâtları, sizlere önemle çağrımdır: Köklerin derinliğiyle varılır göklerin yüceliğine.. Araştırın, fotoğraflayın, yazın, arşivleyin ve bütün bildiklerinizi hepimiz adına tarihe emanet edin. Çünkü söz uçar yazı kalır, gün geçer izi kalır.
Şu anda köyümde ve ilçemde ikâmet eden hemşerilerime ve çeşitli vesilelerle buralardan uzak yaşayan köylülerime içten selamlarımla, sevgilerimle efendim, esen ve mutlu kalın.
ÖZENFLASYON
Araştırma şirketlerine, güya gerçek sonuçları çarpıtıyorlar gerekçesiyle çalışmalarını paylaşmalarına izin vermiyorlarmış. Kim inandıysa buna(!) Peki, sizin dediğiniz olsun. Biz de, sonuçları olduğunun yarısı kadar gösteren TÜİK verilerini yazarız. O dahi olguları eksiltse bile, durumun vahametini gizleyemiyor artık. Talimat verip yaptırdığınız araştırma sonuçlarına da öyle değildir diyecek haliniz yok herhalde.
Örneğin TÜİK verilerine göre, ülkemizde en zengin %20'nin toplam gelirden aldığı pay %47,5' e yükselirken.. En yoksul %20'nin toplam gelirden aldığı pay %5,9'a düşmüştür!
Gördüğünüz üzere bu araştırma bulgusu bize diyor ki, Türkiye'de zengin daha zengin, yoksul daha yoksul ve çok daha ezgin olmuştur!
Demek ki yurdumda bir avuç zenginin mutluluğu, çoğunluğun mutsuzluğu üzerinden sağlanıyor. Hem de bunu bağıra bağıra devletin kurumu ilan ediyor hepimize.. İyi günler demeyeceğim, lâkin gözümüzü iyiliğe açtığımız bir tek gün bile kalmadı artık! Konunun muhataplarına Günümüzü kötü eyleyen her yükü kaldırın üzerimizden diyeceğim. Çünkü çok yorulduk, çok!

YORUM YAP